TBMM Genel Kurulu’nda Emekli Sandığı ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Öngören Torba Yasa düzenlemesinde kamunun elindeki taşınmazların eğitim ve yurt faaliyetleri yürüten vakıflara verilmesinin önü açıldı.
Bu düzenlemeyle Kızılay, Yeşilay, Darülaceze, Darüşşafaka ve Türk Hava Kurumu'na verilen devlete ait taşınmazların, hbedelsiz olarak 49 yıl boyunca bedelsiz olarak verilmesinin önünü açıldı.
MHP Adana Milletvekili Mevlüt Karakaya, potansiyel olarak büyük bir kamu kaynağını aktarma imkânının önünün açıldığını dikkat çekti ve “Tüm kamu kurum ve kuruluşlarının ve kamunun tasarrufundaki tüm varlıkların, yerlerin ve taşınmazların potansiyel olarak aktarılmasını mümkün hâle getiriyoruz” dedi.
Karakaya, “Yoldan geçerken, bir vakıf yetkilisi, kamuya ait, kamu kurum ve kuruluşlarına ait bir binayı, bir arsayı, araziyi veya bir yer beğendiğinde, örnek vermek gerekirse, TÜRGEV (X) kamu kurum veya kuruluşuna ait şehir içerisindeki bir binayı beğendiğinde, bunun vakfa aktarılması istendiğinde, acaba hangi bakan, hangi bürokrat buna karşı çıkabilecek” diye konuştu.
CHP Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu da, “Özellikle çok düzgün, çok verimli hazine arazileri, gayrimenkulleri, taşınmazları bu şekilde heba edilecektir diye düşünüyoruz, ediliyor da nitekim” dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda AKP’lilerin çoğunluk sağlayamadığı için görüşmeleri bitmeyen Torba Kanunla ilgili görüşmeler şöyle:
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Kanun hükmünde kararname çıkarıldı kasım ayı içerisinde. 4706 sayılı Kanun kapsamında birçok hazine arazisi daha önce yirmi dokuz yıllığına kiraya verilmişti gemi sanayicileri işverenlerine; bu, kırk dokuz yıllığına çıkarıldı, oradaki yüklerden de arındırıldı. Aslında kanun hükmünde kararnameyle yapılmaması gerekirdi, burada yapılması gerekirdi.
Onu anladım ama burada devletin yapması gereken bir iş var, eğitim işi. Bununla ilgili olarak tutuyoruz vakıflara -ki yardım amaçlı olması gereken, hayır amaçlı olması gereken vakıflara- bunu tahsis ediyoruz. Devlet olarak yapmamız gereken işi tutuyoruz bir başka tarafa -ki bu Anayasa'nın ruhunu da aykırıdır- yaptırmaya çalışıyoruz. Bunlar devlet üzerinden bir anlamda hayır işi, doğru değil, devlet kesesinden hayır yapma durumunun âlâsı. Biz onun için prensip olarak bir kere buna karşıydık, şimdi de karşıyız. Bunun üzerinde bazı düzeltmeler yapılmak istendi.
Kırk dokuz yıllığına irtifak hakkı tesis edilmesi yanı sıra bu vakıflara bir de satış kondu. Ona da karşı çıktık, sağ olsunlar, anlayış gösterdiler, o çıkarıldı. Ama bunun genişletilmesi istendi, bir taraftan bunun derneklere, vakıflardan başka bir de derneklere, kamuya yararlı derneklere aynı şekilde genişletilmesi istendi. Değerli arkadaşlarım, bunlar da doğru değil.
Yani sonuç olarak, biraz önce söylediğim gibi, devletin yapması gereken asli bir görevin vakıflar tarafından yapılması, kamuya yararlı dernekler tarafından yapılması -ki bunlar hayır için kurulmuş kuruluşlar- bunlara bir de devlet tarafından hazine arazilerinin tahsis edilmesi, düşük bedelle verilmesi, irtifak hakkının ve diğer finansal, parafiskal birçok maliyetin alınmaması, bunlar maalesef yanlış işlerdi. Bu nedenle, biz prensip olarak, Cumhuriyet Halk Partisi olarak buna karşıyız, onu belirtmek istiyorum. Hazine arazilerinin çok daha verimli, özellikle Türkiye'de, istihdamı artıran, üretimi artıran, Türkiye'nin sanayileşmesini artıran işlerde kullanılması gerekir, bu şekilde heba edilmemesi gerekir. Özellikle çok düzgün, çok verimli hazine arazileri, gayrimenkulleri, taşınmazları bu şekilde heba edilecektir diye düşünüyoruz, ediliyor da nitekim.
MEVLÜT KARAKAYA (Adana) - Aslında 22'nci madde, 21'inci maddenin bir türev maddesi. 21'inci madde, aktarılan bazı kamu haklarıyla ilgili olarak mevcut hâlde tahakkuk ve tebliğ yapılmış olan alacaklarından vazgeçilmesiyle alakalı bir madde; esası 21'inci madde.
Değerli milletvekilleri, aslında bu madde 21 ve devamındaki geçici madde niteliğinde olan 22'nci madde bize şunu gösteriyor: Bizim birçok şeyden hâlâ akıllanmadığımızı; özellikle son dönemlerde yaşadığımız bazı olayların, bazı eğitim kurumlarında yaşananların, vakıflarda yaşananların bizi yeterince akıllandırmadığını. Daha herhangi bir denetim mekanizması ya da bir yapılanma söz konusu olmadan, kamu kaynaklarını önemli ölçüde aktarma kararını, yasasını çıkartıyoruz.
Değerli milletvekilleri, bakın, burada potansiyel olarak o kadar büyük bir kamu kaynağını aktarma imkânının önünü açıyoruz ki ben inanıyorum ki bu yasa yürürlüğe girdikten sonra sayın bakanlar çok zorda kalacaklar, bürokratlar çok zorda kalacaklar. Bunun herhangi bir sınırlaması yok, sınırlama sadece aktarılacak tarafla alakalı yani vergi muafiyeti tanınmış, işte vakıflara ve bunlar içinden de amaçları eğitim öğretim konusunda, bu doğrultuda olanlara aktarılacak. Ancak tüm kamu kurum ve kuruluşlarının ve kamunun tasarrufundaki tüm varlıkların, yerlerin ve taşınmazların potansiyel olarak aktarılmasını mümkün hâle getiriyoruz. 3 bakanlık oturacak, bunun kriterlerini belirleyecek ama 3 bakanlık her zaman istendiğinde bir araya gelip bu kriterleri de elbette değiştirebilecek. Yoldan geçerken, bir vakıf yetkilisi, kamuya ait, kamu kurum ve kuruluşlarına ait bir binayı, bir arsayı, araziyi veya bir yeri beğendiğinde, örnek vermek gerekirse, TÜRGEV (X) kamu kurum veya kuruluşuna ait şehir içerisindeki bir binayı beğendiğinde, bunun vakfa aktarılması istendiğinde, acaba hangi bakan, hangi bürokrat buna karşı çıkabilecek? Değerli milletvekilleri, bürokraside bunları yaşadık. Bürokratın bu konularda baskı altına alındığını, kullanımda olan kamu kurumuna ait bazı kaynakların atıl olarak gösterilerek bir yerlere aktarılması için ne kadar baskı yapıldığını gördük. Bu kanunun bu şekliyle, gerek 21'in gerekse bunun türev maddesi olarak ifade ettiğimiz 22'nci maddenin bu şekilde kabulüyle gerçekten, tüyü bitmemiş yetimin hakkı olarak gördüğümüz kamu kaynaklarının, denetimini yapamayacağımız -denetimsiz- bir şekilde belli grup ve zümrelere aktarılmasına bir imkân sağlamış olacağız. Bunlara parmak kaldırmadan önce, nasıl bir sonuç getirebileceğini ve nasıl bir vebale neden olabileceğini de bilmek durumundayız.
Değerli milletvekilleri, bakın, Adana Aladağ'da bir yangın yaşadık, orada birçok evladımızı kaybettik. Dedik ki bu konuları bir soralım, soruşturalım, ön yargılı yaklaşmayalım, eksiklerini belirleyelim, bir komisyon oluşturduk. Yangının yerinde külleri kalmadı ancak o komisyon hâlâ tek bir toplantı yapamadı. “Tarikat vakıflarına peşkeşe hayır!”
Çakırözer, Torba Kanunda yer alan kamunun elindeki taşınmazların eğitim ve yurt faaliyetleri yürüten vakıflara 49 yıllığına bedelsiz olarak verilmesine de karşı çıktı. Çakırözer, “15 Temmuz darbe girişimini yapan FETÖ'cüler nasıl yetişti? O örgütün okularnda, yurtlarında, dershanelerinde. Buna benzer verdiğiniz desteklerle. Sonra 'Kandırıldık' dediniz. Bundan ders çıkarmanız gerekirken, şimdi gidip yine bu kez başka tariatların vakıflarına devletin arazierini peşkeş çekiyorsunuz” dedi. Aladağ'da tarikat yurdunda çocukların yangında öldüğünü, Karaman'da yine tarikat vakıfarına bağlı evlerde tecavüze uğradıklarını, Konya ve Diyarbakır'da vakıf ve derneklere ait Kuran Kursu yurtlarında ihmaller nedeniyle çocukların öldüklerini anımsatan Çakırözer, “ Biz bu ihmallerden, hatalardan ders çıkaralım ve Anayasa'da yazdığı gibi bu ihtiyaçları, okulu, yurdu devlet karşılasın, Atatürkçü, çağdaş, bilimsel eğitim verilsin diyoruz. Siz ise devletin elinde ne var ne yok bedelsiz bu vakıflara vermek istiyorsunuz. Aladağ'da yanan çocuklar hiç mi vicdanınızı sızlatmıyor? Kaçak göçek yatılı Kur'an kursu yurtlarında yitip giden yavrularımız hiç mi sizleri üzmüyor? Göre göre bu yapılamaz” dedi.
Önerge Görüşülmekte olan 446 Sıra Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yaprlmasına Dair Kanun MADDE 22- 4706 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇiCi MADDE 21_ Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce Devletin hüküm ve tasarufu altndaki yerler ile mülkiyeti Hazineye Veya kamu kurum ve kuruluşlarına ait taşınmazlar üzerinde lehine bedelli olarak irtifak hakkı tesis edilen veya kullanma izni verilen Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflardan öğrencilere yönelik eğitim ve yurt temini faaliyeti bulunanlar bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra Kanunun ek 4 üncü maddesinin ikinci fikrasına göre belirlenecek şartları taşımaları koşuluyla bir yıl içinde talep etmeleri halinde, bedelli olarak tesis edilen irtifak hakla veya verilen kullanma izni, hasılat payı alınmaksızın kırkdokuzyıl süreli bedelsiz irtifak hakkına veya kullanma iznine dönüştürülebilir. Bu madde kapsamında kalan taşınmazların kullanımlarıyla ilgili olarak tebliğ edilen veya tahakkuk ettirilen kullanma izni ve iıtifak hakkı bedelleri tahsil edilmez, tahsil edilenler iade edilmez."
GEREKÇE
Önerge ile; maddenin uygulanması sırasında oluşabilecek tereddütlerin giderilmesi amacıyla maddede y azlm düzeltmeleri yapılması amaçlanmıştır