Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, kurdaki hareketlilikle ilgili "12 Eylül'de bile olmayan bir saldırıyla karşılaştık. Ekonomik saldırılar yabancı bir başkentte planlandı" dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak bakanlığının bütçe sunumunda 2019 bütçesine ilişkin ve ekonomik gelişmelere ilişkin, kurdaki hareketlilikle ilgili açıklamalarda bulundu.
Bakan Albayrak, "12 Eylül'de bile olmayan bir saldırıyla karşılaştık. Ekonomik saldırılar yabancı bir başkentte planlandı. 10 Ağustos Planı'nı yapanlar duvara tosladı. Türkiye'nin aşamayacağı bir sorun yok. Türkiye, ekim ayından itibaren normalleşme sürecine girdi. Kur, faiz, enflasyon atağına rağmen süreci geride bıraktık. 2019 piyasalara güven veren bir yıl olacak" dedi.
Vergi yapılandırmasına 5 milyon 950 bin 136 mükellefin başvurduğunu söyleyen Bakan Albayrak, "70 milyar TL yapılandırma yapıldı. 10.8 milyar TL tahsilat yapıldı. 2018 sonuna kadar 17 milyar TL tahsilat yapılması öngörülüyor" diye konuştu.
İktidarın 15 Temmuz 2016 yılına kadar birinci önceliğini ekonomik refahının gelişmesine ayırdığını, o tarihte yaşanan sürecin Türkiye'yi çok farklı bir noktaya taşıdığını belirten Albayrak, "Sonrasında AK Parti'nin birinci önceliği ekonomiden güvenlik politikalarına geçti. İki yıl boyunca OHAL başta olmak üzere, Türkiye 40 yıl boyunca bugünler için hazırlanmış iki büyük terör örgütü ile çok sıkı bir mücadele sürecini başlattı." ifadelerini kullandı.
Mevzu bahis güvenlik olduğu için bu konuya odaklandıklarını dile getiren Albayrak, "Silah, tank, top, tüfek... Türkiye kolay bir dönemden geçmedi. Sivil vatandaşlara, Kilis'e, Hatay'a kadar bomba yağacak, yüzlerce insanımız şehit olacak, 15 yaşındaki kızımız evinde gece vakti uyurken ölecek, vatandaşınız yolda yürürken sınır ötesinde atılan füzelerle ölecek, Türkiye Cumhuriyeti Devleti seyredecek veya 'bütçe disiplini' mi, 'güvenlik' mi politikaları noktasında bir ayrıma gidecek, tabii ki böyle bir şey olmadı. Gerek Fırat Kalkanı gerek Zeytin Dalı operasyonları başta olmak üzere sınır güvenliği ve ötesindeki yaşanan terörle ilgili sürece en güçlü şekilde ekonomik olarak da karşılık verildi. Nitekim bu sürecin nihayete ermesiyle birlikte yeni dönem yeni süreç bize hem fırsat hem de tehdidi ortaya koydu." diye konuştu.
Albayrak, Türkiye'nin, cumhuriyet tarihinde olmadığı kadar bölgesinde siyaset ve güvenlik anlamında etkin olduğunu dile getirerek, "Bunun neticesi Suriye politikası, Irak politikası, terörle mücadele politikası. Birilerinin, ne imiş? Yol yapacaklarmış, Akdeniz'e açılacaklarmış, devlet kuracaklarmış, Türkiye'yi bölgeceklermiş, parçalayacaklarmış... Şükürler olsun bu ülkede çok güçlü bir siyaset diliyle yerli ve milli duruş ortaya koyan bir siyasi duruşu olan parti ve partiler var. Bunun neticesinde güçlü reflekslerle halkın desteğiyle şükürler olsun bu süreci de atlatan bir dönemden geçtik. Bu beraberinde farklı meydan okumaları da ortaya koyuyor. " ifadelerini kullandı.
24 Haziran 2018'de yeni bir dönemin başladığını ve Türkiye'nin yeniden birinci önceliğinin ekonomi olduğunu dile getiren Albayrak, şöyle konuştu:
"Bölgede ve küresel süreçlerde yaşanan ekonomik konulara çok daha güçlü bir finansal mimari ile yaklaşmamız gerektiğini gördük. 'Dostlarımız, arkadaşlarımız, yoldaşlarımız, müttefiklerimiz, sevelim sevilelim' değil... Bu cümleyi Avrupa ve Amerika'daki toplantılarda da kullandım. Patriot krizinde bunu yaşadık. Sınır ötesinden ülkeme füze yağacak savunma sistemi isteyeceğim, yok. 'Parasını vereyim sat' yok. Alternatif yok. Bu saldırma değil savunma füzesi, hani empati. Bu bize neyi öğretti? Demek ki bizim enerjide, ekonomide, güvenlikte her senaryoya hazırlıklı olmamız lazım."
Albayrak, ağustos ayında yaşanan dalgalanmalara ilişkin de söz konusu sürecin sıkı bir ekip uyumuyla atılan adımlar sayesinde ortaya konulan tedbirlerle püskürtüldüğünü, yapılan finansal spekülasyonun duvara tosladığını belirtti.
Bir ülkenin bilançosunun 4 temel sac ayağına dayandığını ifade eden Albayrak, bunların kamu, hane halkı, bankacılık sektörü ve reel sektör borçları olduğunu söyledi.
Türkiye'nin kamu borcunun AK Parti iktidarları döneminde yüzde 28 gibi çok düşük bir düzeye indiğini aktaran Albayrak, bu oranın gelişmekte olan ülkeler ortalamasının yüzde 49, dünya ortalamasının yüzde 70'ler seviyesinde olduğunu belirtti.
İkinci unsur olan hane halkı borç düzeyi açısından bakıldığında Türkiye'nin bu konudaki oranının yüzde 16 düzeyinde seyrettiğinin altını çizen Albayrak, gelişmekte olan ülkeler için aynı oranın yüzde 36, dünya geneli için yüzde 60 olarak hesaplandığına dikkati çekti.
Türkiye'deki bankaların borç düzeyinin yüzde 26 olduğunu anlatan Albayrak, söz konusu oranın gelişmekte olan ülkeler için yüzde 32-33, dünya ortalamasının yüzde 60 düzeyinde olduğunu dile getirdi.
Albayrak, ülke bilançosunun son unsuru olan reel sektörün ortalamasının Türkiye için yüzde 65, gelişmekte olan ülkeler için yüzde 94 seviyesinde olduğunu kaydetti.
Söz konusu unsurların tamamına bakıldığında, Türkiye'nin toplam borcunun milli gelire oranının yüzde 137 olduğunu belirten Albayrak, "Gelişmekte olan ülkelerin ortalaması yüzde 211, dünya ortalaması yüzde 318'dir. Dolayısıyla bu noktadan baktığımızda Türkiye Cumhuriyeti devletinin bilanço noktasındaki duruşu çok ama çok sağlamdır." değerlendirmesinde bulundu.
Albayrak, Türkiye'nin faiz, kur ve enflasyon atağına rağmen ağustos ve eylül aylarında yaşanan süreci, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin de avantajıyla çok hızlı bir şekilde geride bıraktığının altını çizdi.
Bütçenin çok daha dikkatli, tasarrufu önceleyen, ekonomiye yönelik iç ve dış saldırıya önlem alan bir yapıda olduğuna işaret eden Albayrak, "Yeni ekonomik dönemdeki önceliklerimizden birisi çok güçlü bir finansal mimari inşa etmektir." dedi.
Türkiye'nin çok önemli bir ülke olduğunu vurgulayan Albayrak, "Her yaşadığı meydan okuma, her yaşadığı operasyon Türkiye'yi daha da güçlü bir şekilde resimden çıkaracak bir tablo ortaya koyuyor. Yaşadığımız son birkaç aylık operasyonel süreç, Türkiye için o kadar büyük bir kazanım ortaya koymuştur ki 2019-2021 dönemi için bu bütçe merkezli, değişim ve dönüşüm dinamiklerini ortaya koyan altyapı merkezli bir resim ortaya koymuştur." değerlendirmesinde bulundu.
Albayrak, gelecek dönemde daha sıkı bir bütçe ve harcama politikası ortaya koyacaklarının altını çizerek, "İnşallah 2018, yüzde 2'nin altındaki bütçe açığı hedefini tutturacağımız, yine piyasalara güven veren ve güçlü bir duruş sergilediğimiz bir yıl olacak." diye konuştu.
Berat Albayrak, 2002 yılında 24 lira olan 65 yaş aylığının, bugün yüzde 2 bin 218'lik nominal ve yüzde 400'lük reel artışla 543 liraya ulaştığını hatırlatarak, "Muhtarların aldıkları rakam 97 lirayken, bugün 1726 lira. Burada nominal artış yüzde 1673, reel artış yüzde 300'lerde." diye konuştu.
Türkiye'nin 2002 yılının bütçesinde kadın, çocuk, genç, yaşlı ve engelli gibi kesimlere 415 milyon lira ayrıldığını anımsatan Albayrak, söz konusu kesimlerin tamamına 2019 yılı bütçesinden ayrılan payın ise 35 milyar lira olduğunu bildirdi.
Albayrak, 2002 yılında tarım politikalarına ayrılan destek 1 milyar 894 milyon lirayken, bugün bu alana ayrılan desteğin, 2019 yılı bütçesinde 16 milyar 219 milyon liraya çıktığını kaydetti.
Vergi gelirlerinin 2002 yılında yüzde 85,7'si faize giderken, 2018'de bu rakamın yüzde 12,1'e düştüğüne işaret eden Albayrak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Türkiye'de, 2002 yılına kadar bütün hükümetlerin yaptığı bütçe çalışmalarında en büyük payı savunma sanayi ve güvenlik politikaları almıştır. Ama son 16 yıldır ve bu bütçede de olduğu gibi her ne kadar güvenliğin payı artsa da yine şampiyonluğu, en büyük payı Milli Eğitim aldı. 2002 yılında toplam bütçedeki eğitimin payı yüzde 6'lardayken, bugün yüzde 12'lerin üzerine çıktığı ve aslan payını eğitimin aldığı bir 2019 yılı AK Parti bütçesini görüyoruz. Birinci önceliğimiz gençlik ve eğitim politikaları. Türkiye'nin en büyük dinamik gücü, genç ve eğitimli nüfusu..."
Albayrak, Türkiye'nin 2002 yılına kadar yüzde 4,7, AK Parti iktidarları döneminde 2002'den bugüne kadar ise yüzde 5,7'nin üzerine çıkarak büyüdüğünü vurguladı. Türkiye'deki tasarrufun, gayrisafi yurtiçi hasılaya oranının yüzde 21'lerden yüzde 25,5'lere çıktığına değinen Albayrak, gelişmiş ülkelerde bu oranın yüzde 22'lerde olduğunu söyledi.
İhalelerdeki komisyon oranları hakkında da bilgi veren Albayrak, "Ne kadar komisyon veriyorsunuz?" gibi bir şey söylendi. Hemen cevap vereyim, 10 binde 7 gibi bir komisyon veriyoruz." ifadesini kullandı.
Albayrak, yapılandırmalarla ilgili bir soruya da "7143 sayılı Yapılandırma Kanunu'nda, bugüne kadar yaklaşık 5 milyon 950 bin 136 mükellef başvuruda bulunmuş. Bu kapsamda 69 milyar 932 milyon 102 bin 383 liralık yapılandırma gerçekleşmiş. Bugüne kadar yaklaşık 10,8 milyar liralık tahsilat gerçekleşmiş, 2018 yılı sonuna kadar 17 milyar liralık tahsilat alacağı öngörülmektedir. Yürürlükte olan 6376 ve 7020 sayılı kanunlar kapsamındaki tahsilatları da 20,2 milyar lira olarak öngörmekteyiz." cevabını verdi.
Atatürk Barajı'na, 9,9 milyar liralık yatırım yapıldığını da aktaran Albayrak, "AK Parti iktidarları döneminde toplam 1,2 trilyon liralık yatırımla, bu yatırımın yaklaşık 121 katı oranında yatırım ortaya konulmuştur." dedi.
Albayrak, başka bir soru üzerine, "Barış öyle bir söylemdir ki elinizi uzattığınızda karşı tarafın eli açık olacaktır." dedi. Berat Albayrak, şöyle devam etti:
"Eğer birileri ülkeye, devlete, millete, topluma, sisteme, cumhuriyete ihanet edecekse bunlarla hesaplaşmak, bunlara gerekli cezanın verilmesi, yargının yönetimi içinde gerekli cezaların ortaya koyulması da haktır. Bunu da ortaya koymamız gerekir. 2016 yılında 15 Temmuz gecesi, bu ülkede yurt içinde ve dışında birçok insan bunun ağır bedelini yaşadıysa, hele de benim şahsım o gece 3 evladımla bir şeyler yaşadıysam, hepimiz bir şeyler yaşadıysak bunu kimsenin göz ardı etmemesi gerekir. Türkiye'nin içeride ve dışarda maruz kaldığı meydan okumalara, güçlü şekilde kenetlenerek çıkacağımıza olan inancı, somut şekilde ortaya koyuyorsak aşamayacağımız hiçbir şey yoktur ki son 2 yıldır darbe sürecinden sonra, toplum nezdinde ve sokakta ayrışma, bölüşme yok."
Konuşmaların tamamlanmasının ardından, 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi maddelerine geçilmesi kabul edildi.
İlk iki maddenin okutulmasının ardından, Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Süreyya Sadi Bilgiç, yarın sıradaki kurumların bütçelerini görüşmek üzere toplantıyı kapattı.