HDP'nin de bileşenleri arasında yer aldığı Halkların Demokratik Kongresi tarafından haftasonu düzenlenen "Alevilik; Tarih, Sorun, Tahayyül Konferansı" sonuç bildirgesi açıklandı. Çok sayıda Alevi kurum temsilcisi, bireyleri, dedeler, akademisyenler, yazarlar, sanatçılar, kitle örgütü ve sendika temsilcilerinin katıldığı belirtilen konferansın, "Tarihsel Hafıza ve Dünden Bugüne Aleviler", "Sorunlar ve Çözümler", "Demokratikleşme ve Müzakere Süreci", "Alevilerin Türkiye tahayyülü" başlıklı dört oturumda gerçekleştirildiği ifade edildi. "Osmanlı döneminde uygulanan asimilasyon ve katliam politikalarının aynen devralındığı Cumhuriyet döneminde de Aleviliğin bağımsız bir kimlik olarak yaşamasına imkân tanınmamıştır" denilen sonuç bildirgesinde 'çözüm' için şu talep ve öneriler sıralandı:
1. Aleviler devlet tarafından kimliklerinin tanımlanmasını değil tanınmasını talep etmektedir. 2. Devlet eliyle dinsel tekleştirmenin sevk ve idare edildiği bir kurum olarak Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) lağvedilmeli; dinler ve inançlar sivil alana terk edilmelidir.
3. Zorunlu ve seçmeli din dersleri kaldırılmalı, eğitimin dinselleştirilmesi anlayışından vazgeçilmeli, anadilinde eğitim talebi karşılanmalıdır.
4. Devletin dinden elini çektiği, dinin de devletin içinden çekildiği bir özgürlükçü laiklik hayata geçirilmelidir.
5. Alevilerin ibadethanelerinin yasal statüsü tanınmalı; el konulmuş ve kapatılmış dergâh ve inanç merkezleri inanç sahiplerine geri verilmelidir. Türkiye dışında bulunan Alevi Bektaşi dergâhlarına yönelik işgalci ve asimilasyoncu politikalara son verilmelidir.
6. Alevilere ve diğer din ve mezhep gruplarına karşı ayrımcılık ve ötekileştirme içeren yazılı ve sözlü söylem ve hakaretler nefret suçu olarak kabul edilmeli; önleyici tedbirler alınmalı ve yasal yaptırım uygulanmalıdır.
7. Devlet Aleviliğin bilgisine, kitlesine ve kutsal değerlerine yönelik müdahaleci asimilasyon politikalarından vazgeçmelidir.
Bu çerçevede:
a) Alevi köylerine cami yapılmasından vazgeçilmelidir. Alevi köylerindeki mevcut camilere din görevlisi atamaları durdurulmalı, önceden atanan din görevlileri geri çekilmelidir.
b) Kutsal değerleri ve mekanları tehdit, kültürel yaşam alanlarını yok eden HES, baraj, kalekol vb.lerinin yapımından ve demografik ve kültürel yıkıma neden olan kentsel dönüşüm projelerinden vazgeçilmelidir.
c) Kültürel asimilasyonun bir parçası olarak uygulanan yer isimlerinin değiştirilmesine son verilmelidir, değiştirilen isimler iade edilmelidir.
8. Kamusal ve özel istihdam alanlarında Alevilere kota tanınmalı, istihdamda fırsat eşitliği sağlanmalıdır.
9. Tarih boyunca yapılan Alevi katliamlarının araştırılması için hakikat komisyonları oluşturulmalı; sürgün ve göçmen durumuna düşmüş Alevilerin mağduriyetleri giderilmeli, zararları tazmin edilmelidir.
10. Alevi kadınlar inanç kimlikleri nedeniyle de çoklu bir baskıya ve ezilmeye maruz kalmaktadır. Bunun yanısıra sosyal, kültürel ve siyasal alanda da Alevi kadınların görmezden gelindiği bir gerçektir. Alevi kurumlarından başlayarak tüm örgüt ve siyasal yapılarda kadınların eşit temsiliyetinin ve örgütlenmesinin önü açılacak şekilde etkin mekanizmalar oluşturulmalıdır.
11. Ocak dergah sisteminin bütün geleneksel sürekleri ve inanç sahiplerinin ana dillerinde tekrar hayata geçirilerek, inancın kendi öz dinamikleriyle yaşanmasının koşulları sağlanmalıdır.
12. Ortadoğu'da yaşanan emperyalist savaşlar, yanıbaşımızdaki IŞİD, El Kaide, El Nusra, Boko Haram vahşeti ve savunmasız halklar üzerinde yürütülen katliamlar dikkate alındığında Alevi toplumunun güçlü bir şekilde örgütlenmesinin zorunlu olduğu ve zalimlere karşı demokratik kurumlarla ve ezilen halklarla birlikte daha etkin mücadele edilmesi gerektiği açıktır. Türkiye’nin izlediği mezhepçi ve Yeni Osmanlıcı siyaset derhal terk edilmelidir.
13. İklime ve Hamma’da görüldüğü üzere, emperyalist savaşlar sürecinde katliama maruz kalan Arap Alevileri Türkiye’de de hedef haline getirilmiştir. Bu nedenle ciddi güvenlik kaygıları olan bölgedeki Alevi halklarla dayanışma yükseltilmelidir.
14. Alevilerin kültürel hakları tartışılamaz. Bu kültürün nasıl sürdürüleceği ve yaşatılacağı konusunda devletin herhangi bir tasarrufu Aleviler açısından tartışma dışıdır.
15. İç güvenlik paketi adıyla çıkartılan sıkıyönetim yasasıyla hak arama mücadeleleri engellenmekte, devlet saldırılarının yolu sınırsızca açılmaktadır. Gezi Direnişinde olduğu gibi; hak mücadelesi veren kesimlere yönelik saldırılarda öncelikle Aleviler hedef alınmış, Alevi gençleri katledilmiş, Alevi mahalleleri kuşatılmış, Cemevlerine saldırılar yapılmıştır. Bunlara ilişkin hiçbir hukuki süreç de işletilmemiştir. Dolayısıyla bu paketin de benzer sonuçlar doğuracağı kaygısı büyüktür. Aleviler bu sıkıyönetim yasasının derhal kaldırılmasını talep etmektedir.
16. Aleviler yürütülen çözüm sürecini desteklemekte, bu sürecin demokratik, özgürlükçü, laik bir ülke hedefiyle geliştirilmesini ve bunun için kendi tarihsel birikimleriyle müzakere sürecine dahil olmayı istemektedirler.
17. Aleviler Kürt siyasal hareketinin çözüm için önerdiği 10 maddeyi demokrasi ve barışın gerçekleştirilmesi için olumlu görmekte, buna karşılık AKP’nin müzakere sürecine yaklaşımının olumsuzluğuna dair kaygı beslemektedirler.
18. Aleviler eşitlikçi, demokratik katılımcı, özgürlükçü laik, cinsiyet eşitlikçi, özyönetimci ve ekolojik bir anayasanın yapılması için mücadelelerini yükselteceklerdir.
19. İki gün süren konferansın önemli bir ihtiyacı karşıladığını düşünüyor ve Alevi halkının sorunlarına yönelik çözüm önerilerinin tartışılması ve takibi bakımından ikinci bir konferansın toplanması ihtiyacına dikkat çekiyoruz.