HDP: 1 Kasım'da seçim sandıklarını Saray'a da kursanız Cizre halkı gelir ve oyunu kullanır

HDP: 1 Kasım'da seçim sandıklarını Saray'a da kursanız Cizre halkı gelir ve oyunu kullanır

HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, Şırnak'ın Cizre ilçesindeki bazı mahallelerde, 1 Kasım'da yapılacak olan milletvekili seçimlerinde sandık kurulmaması konusunda İlçe Seçim Kurulunun aldığı karar ile ilgili açıklama yaptı. Beştaş, "AKP ve Erdoğan şunu bilmelidir ki, Cizre halkı demokratik hakkını kullanmaktan asla geri adım atmayacaktır. Seçim sandıklarını Cizre'den alıp Saray'ın bahçesine bile kursanız, Cizre halkı 1 Kasım'da Saray'ınıza gelir ve oyunu kullanır. AKP kendine gelmeli, düşmanlığın ve hukuksuzluğun da bir sınırı olduğunu bilmelidir" dedi.

 

'Sandık taşıma oyunuyla…'

 

1 Kasım seçimleri için İlçe Seçim Kurulunun Cizre'deki oy kullanımı ile ilgili aldığı kararı eleştiren Beştaş, yaptığı yazılı açıklamada "AKP ve Erdoğan 7 Haziran seçimlerinin sonuçlarını içine sindiremediği gibi, yasal ve demokratik yollardan tek başına iktidar olamayacağını da anlamıştır. Bunun önündeki en önemli engel, HDP ve ona gönül vermiş olan demokrat, vicdan sahibi kesimler ve artık kendi haklarının ve çıkarlarının bilincinde olan Türkiye halklarıdır. AKP, demokratik olmayan, baskıcı ve halkların iradesini engellemeye yönelik politik ve idari uygulamalarına ek olarak, şimdi de sandık taşıma oyunuyla amacına ulaşmaya çalışıyor. Geçtiğimiz hafta içinde Cizre İlçe Seçim Kurulu, Cizre'nin neredeyse tamamında seçmenlerin taşınacağına karar vererek, bir skandala ve suça imza atmıştır. Kurul kararında, 'İlçe Seçim Kurulu Başkanlığımızca yapılan inceleme ve gözlemlerde, önceki seçimlerde yaşanan aksaklıklardan edinilen tecrübeler nazara alınarak, Nur, Cudi ve Sur mahallelerinde kazılan hendek ve barikatların halen bulunduğu, seçim sandıklarının o mahalleye konulması seçim güvenliği nedeniyle sakıncalı ve tehlikeli olacağı, güvenlik güçlerini ve sandık personeline karşı bombalı eylem yapılma ihtimali, seçimde görevlendirilecek personel bulunmama ihtimali göz önünde bulundurulup, seçimin düzenli geçebilmesi, seçim sonuçlarının sağlıklı şekilde başkanlığımıza intikal ettirilmesi için Cizre ilçesinde sandık kurulum yerlerinin yeniden belirlenmesine ihtiyaç duyulmuş olup, başkanlığımızın 08/08/2015 tarihli yazılarında belirtilen hususlar gereğince sandıkların belirtildiği şekilde kurulmasına karar vermek gerekmiştir' gerekçesi ile sandıkları belli merkezlere toplamaya karar vermiştir" ifadelerini kullandı.

 

'1 Kasım'da partimizin başarılı olmasını istemiyorlar'

 

HDP'li Beştaş, "Öncelikle, kurulun suç işlediği açıktır. Bu karar 1 Kasım'da yeni hilelerin devreye gireceğinin açık göstergesidir. Cizre söz konusu karar bakımından özellikle seçilmiş bir yerdir. Bu kararla Kürt halkının sinir uçlarıyla oynayıp, yeni provokasyonlar yaratılarak halk sandıktan uzak tutulmaya çalışılıyor. Bu kararı aldırtan sistem için asıl tehlike hendekler değil, Cizre halkının iradesini 7 Haziran'da olduğu gibi 1 Kasım'da da yüzde 90'larla sandığa taşıyacak olmasıdır. Bu kararı aldırtanlar için asıl tehlike Cizre sokakları değil, Cizre halkına karşı işlenen insanlık suçlarının 1 Kasım'da alacağı siyasi cevaptır. AKP iktidarı ve Erdoğan, 7 Haziran'da olduğu gibi, 1 Kasım'da da halklarımızın temsilcisi ve gerçek toplumsal muhalefetin yürütücüsü olan partimizin seçimde başarılı olmasını istemiyor. Genel Merkezimizde milletvekili başvuru evraklarının olduğu kata saldırılması ve onların yakılmaya çalışılması ile bu mesaj açıkça verilmişti. Durduğu mevziden geri adım atmayan partimizi, şimdi açıkça beyan ettikleri gibi, seçim barajının altında bırakmak için, yoksul ve direnişçi Türkiye halklarının gururu olan Cizre üzerinden seçim oyunlarını ve hilelerini devreye sokmaya çalışıyorlar" açıklamasında bulundu.

 

'Cizre'deki kararın yasal bir dayanağı yok'

 

Cizre'de Seçim Kurulu'nun aldığı kararın yasal bir dayanağı olmadığını savunan Beştaş, "Yine Bitlis Valiliğinin girişimleri ve kararı bu uygulamanın tüm Kürt il ve ilçelerine yayılacağının ve partimizi baraj altında bırakacak bir sonuca ulaşmak için çaba gösterildiğinin açık göstergesidir. Cizre'de Seçim Kurulu'na aldırılmış olan kararın yasal bir dayanağı yoktur. Mevcut seçim mevzuatına göre, seçmen kütükleri askıdan indirildikten, yani seçmen listeleri kesinleştikten sonra, seçmenin oy kullanacağı sandığın yerini değiştirmek hiçbir şekilde mümkün değildir. Yüksek Seçim Kurulu'nca ilan edilen yerlerde sandık kurulunun oluşturulmaması veya  sandığın kurulmaması halinde, seçimin iptal edileceği açıktır. Bunu en iyi, bu kararı aldırtan Cumhurbaşkanı ve AKP bilir. Cumhurbaşkanı'nı vekil yaptıran 2002 seçimlerini hatırlayalım. Siirt'in Pervari ilçesine bağlı Doğanköy'de sandık kurulları oluşturulmamış, bir sandık kırılmış, üç sandıkta kayıtlı 706 seçmen, seçimleri boykot etmiş ve oy kullanmamıştı. İşte AKP, bu durumu gerekçe göstererek seçimlerin iptalini istemiş ve iptal edilen seçimler sonucunda Siirt'te seçilmiş vekiller düşürülerek, Recep Tayyip Erdoğan milletvekili seçilmişti. 2015 yılında aldırılan kararın hukuka aykırı olduğu AKP'nin kendi pratiği ile sabittir. Kendini demokratik olarak adlandıran ve seçimlerle bunu ortaya koyan bir sistemde, seçmenlerin ve sandıkların güvenliği sağlanamıyorsa, bunun maliyeti seçmene ve halka çıkarılamaz. Konu ile ilgili yasal mevzuat geçersizlik ve seçimin iptalini öngörmesine rağmen, hukuku tartışmanın bugün için olanaksız olduğunu belirtmekte fayda vardır" dedi.

 

'Cizre halkı 1 Kasım'da Saray'ınıza gelir ve oyunu kullanır'

 

HDP'li Beştaş, açıklamasını şöyle sürdürdü: "AKP ve Erdoğan şunu bilmelidir ki, Cizre halkı demokratik hakkını kullanmaktan asla geri adım atmayacaktır. Seçim sandıklarını Cizre'den alıp Saray'ın bahçesine bile kursanız, Cizre halkı 1 Kasım'da Saray'ınıza gelir ve oyunu kullanır. AKP kendine gelmeli, düşmanlığın ve hukuksuzluğun da bir sınırı olduğunu bilmelidir. AKP iktidarının bu saldırılarına karşı başta demokratik toplumsal muhalefet olmak üzere, Türkiye halkları, uluslararası demokratik kurumlar ve seçim izleme örgütleri duyarlı olmak zorundadır. AKP'nin batırmaya çalıştığı gemide sadece HDP ve Cizre halkı değil, bütün Türkiye vardır"