HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Cumhuriyet gazetesi davası kapsamında 434 gün Silivri Cezaevi'nde tutuklu kalan gazeteci Ahmet Şık'ın 24 Haziran'da gerçekleştirilecek seçimlerde HDP'den milletvekili aday adayı olduğunu duyurdu.
RS FM’de Oğuz Oğhan'ın sunduğu ‘Bidebunudinle’ programına telefonla katılan Temelli, Şık’ın adaylığına ilişkin bir soruya “Evet aday adayları arasında. Çok şık bir şey oldu” yanıtı verdi.
Temelli, “Başka sürpriz, bizi şaşırtacak adaylar da var mı?”sorusu için “Tabi var. Biz aday adaylarımız üzerinden çok konuşmuyoruz son değerlendirme yapılana kadar. Ahmet ismi basına düşmüş” değerlendirmesinde bulundu.
Ahmet Şık, 1970 Adana doğumlu. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü'nden mezun oldu. Gazeteciliğe Milliyet gazetesinde stajyer muhabir olarak başladığında üniversitenin birinci sınıfında okuyordu.
1991 ve 2007 yılları arasında Cumhuriyet, Evrensel ve Yeni Yüzyıl gazeteleri ile Nokta dergisinde muhabir, Reuters haber ajansında da foto muhabir olarak çalıştı.
2005 yılında Radikal gazetesinde çalışırken, Doğan Grubu'na alacak davası açtığı için işten çıkarıldı. Sonrasında çalışmaya başladığı Aktüel dergisinden de açtığı dava gerekçe gösterilerek işine son verildi.
Hrant Dink suikastı sonrasında Nokta dergisinde yayımlanan “Asker İç Güvenlikten Elini Çekmeli” başlıklı röportaj ve “Hayata Dönüş” operasyonlarının yıldönümünde Bayrampaşa Cezaevi'nin kadın koğuşunda sağ kurtulan Münevver Köz ile yapılan “Bayrampaşa'da O gün” başlıklı söyleşi nedeniyle Türk Ceza Kanunu'nun 301. maddesinden yargılandı. 8 Mart 2007’de medyanın askerler tarafından fişlendiğinin iddia edildiği “Askerin medya notları!” başlıklı habere imza attı.
Radikal gazetesinden çalışma arkadaşı Ertuğrul Mavioğlu ile birlikte yazdığı “Kontrgerilla ve Ergenekon'u Anlama Kılavuzu” ve “Ergenekon'da Kim Kimdir?” kitaplarında “Ergenekon Soruşturması'nın gizliliğini ihlal ettiği” iddiasıyla üç yıl hapis istemiyle yargılandığı davadan 13 Mayıs 2011'de beraat etti.
3 Mart 2011 tarihinde, Ergenekon Soruşturması kapsamında evinde ve İstanbul Bilgi Üniversitesi'ndeki odasında yapılan arama sonrasında gözaltına alındı.
5 Mart günü tutuklanma talebiyle mahkemeye sevkedildi. 6 Mart 2011'de “Ergenekon terör örgütüne üye olma” suçundan tutuklanarak gazeteci Nedim Şener ile birlikte Metris Cezaevi'ne gönderildi.
Aynı soruşturmada Odatv muhabiri İklim Kaleli Bayraktar, Oda TV Ankara Temsilcisi Mümtaz İdil, Oda TV'nin Koordinatörü Doğan Yurdakul, gazeteci Müyesser Yıldız, gazeteci Sait Kılıç, Aydın Bıyıklı, Coşkun Musluk gözaltına alındı. Dava Oda TV davası olarak adlandırıldı.
25 Mart 2011’de Ahmet Şık’ın tutuklanmasının ardından Facebook üzerinden başlatılan “Ahmet Şık'ın Kitabı Bende de Var” adlı kampanyaya iki günde 58 bin kişi imza attı.
16 Kasım 2011’de Ahmet Şık’ın “İmamın Ordusu” adanı vermeyi planladığı üzerinde çalışmalarını sürdürdüğü ve devlet içinde Fethullah Gülen örgütlenmesini konu alan kitabı “000 Kitap – Dokunan Yanar” adıyla yayınlandı ve İstanbul Kitap Fuarı’nda okurla buluştu.
12 Mart 2012 tarihinde Nedim Şener'le birlikte tahliye oldu.
Basın özgürlüğü ödülü aldı
11 Nisan 2014 günü İstanbul 36. Sulh Ceza Mahkemesi, 11 Eylül 2013 akşamı Beyoğlu’ndaki eylemde görev yaparken polise “faşist” dediği iddiasıyla yargılanan gazeteci Ahmet Şık’ı beraat ettirdi.
2 Mayıs 2014’te Uluslararası medya çalışanlarının oluşturduğu UNESCO Guillermo Cano Dünya Basın Özgürlüğü Ödülü’nü aldı.
8 Temmuz 2014 AİHM, OdaTV davasından yargılanan ve 375 gün tutuklu kalan gazeteciler Ahmet Şık ve Nedim Şener’in “özgürlük ve güvenlik hakkı” ile “ifade özgürlüğünün” ihlal edildiğine karar verdi, Türkiye tazminata mahkum oldu.
2015'te yazdığı “Paralel Yürüdük Biz Bu Yollarda” adlı kitabı dolayısıyla hakkında bir soruşturma daha açıldı. Gazeteci Ahmet Şık'ın AKP-Gülen cemaati ilişkisini ele aldığı “Paralel Yürüdük Biz Bu Yollarda” adlı kitabında, Başbakan Binali Yıldırım'a kamu görevinden dolayı hakaret ettiği iddiasıyla yargılanmasına devam ediliyor.
Kitapları “Ergenekon'da Kim Kimdir?” (Ertuğrul Mavioğlu ile birlikte), “Kontrgerilla ve Ergenekon'u Anlama Kılavuzu” (Ertuğrul Mavioğlu ile birlikte), 000 KİTAP – Dokunan Yanar, Pusu Devletin Yeni Sahipleri” ve “Paralel Yürüdük Biz Bu Yollarda”
Ahmet Şık, haberleri ve Twitter paylaşımları nedeniyle 20 Aralık 2016’da gözaltına alındı. Ahmet Şık, savcının emniyetteki sorgusunun ardından 30 Aralık 2016’da tutuklandı. Savcının Şık'a yönelttiği sorular arasında, Şık'ın 2014 yılında katıldığı bir konferansta söylediği ifade edilen sözler de yer aldı. Savcı, gazeteci Şık'a MİT tırları ile ilgili yaptığı haberleri ve bazı röportajları da sordu.
Tutuklama kararında ise "şüphelinin PKK ve FETÖ-PDY silahlı terör örgütlerinin propagandası niteliğindeki açıklamlalarının iki örgütün birbirinden farklı olması nedeniyle, çelişkili gibi görünse bile, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasındaki soruşturmalar ve kamuoyuna yansıyan bilgiler gözetildiğinde, dış destekli bu örgütlerin birbiri ile darbe sürecinde ve sonrasında koordineli olarak hareket ettiklerinin ortaya çıktığı, bu nedenle şüphelinin her iki örgütün de propagandası niteliğindeki açıklamalarının çelişki teşkil etmediği ve aynı amaca hizmet ettiği" ifadeleri yer aldı.
Cumhuriyet gazetesi yönetici, yazar, muhabir ve avukatları hakkındaki davada yaptığı savunmasını “Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet” diyerek noktaladı.
Ahmet Şık, 434 gün sonra Silivri Cezaevi’nden tahliye edildi.