T24 Haber Merkezi
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir yıl sonrasında "Mutabakat yok" açıklamasını yaptığı, Çözüm Süreci'nin en kritik aşamalarından biri olan Dolmabahçe Mutabakatı'nın yıl dönümünde Halkların Demokratik Partisi (HDP) "AKP'nin iktidar hesabı uğruna, Dolmabahçe Mutabakatını inkar ederek 28 Şubat post-modern darbeci kliklerinin dayatmalarıyla Büyükanıt’la vardığı Dolmabahçe anlaşmasını tercih etmiştir" dedi.
28 Şubat 2015 yılında İstanbul- Dolmabahçe'de 10 maddelik mutabakat metninin okunmasının yıl dönümünde HDP Merkez Yürütme Kurulu yazılı açıklama yaptı. Açıklamada HDP'nin Dolmabahçe Mutabakatının "çözüm iradesine" bağlı olduğu vurgulandı.
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan'ın TBMM Grup Toplantısı'nda "Dolmabahçe Mutabakatı'ndaki fotoğrafta kimin nerede oturacağını belirleyen Erdoğan'dı" sözleriyle ifade ettiği Mutabakat'ın yıl dönümünde yapılan açıklama şöyle:
"Dolmabahçe Mutabakatı; yüz yıllık Kürt sorununun çözümü, bin yıllık Kürt-Türk ittifakının güncellenmesi için yaratılmış tarihi dönüm noktalarından birisidir. Bu mutabakat iddia edildiği gibi HDP ile AKP arasında ya da Sayın Öcalan ile AKP arasında varılan bir mutabakat değil, Kürt hareketinin bütün bileşenleri adına Sayın Öcalan ile devlet heyeti arasında varılan bir mutabakattır. .
Mutabakatın açıklandığı 28 Şubat, Türkiye’nin yakın siyasi tarihi açısından büyük anlamlara sahiptir. 28 Şubat Dolmabahçe Mutabakatı, 28 Şubat postmodern darbe anlayışına, bu darbeci anlayışın geliştirdiği vesayetçiliğe ve çözümsüzlüğe karşı sivil ve demokratik bir çözüm iradesidir. İnkar edilen, yok sayılan, rahatsızlık duyulan işte bu anti-darbeci ve anti-vesayetçi çözüm iradesidir. O günün koşullarında Dolmabahçe Masasında kerhen yer alan ve toplumun çözüm beklentisinin ve desteğinin üzerinden siyasi rant devşirmeyi amaçlayan iktidar; bir süre sonra ortaya konulan çözüm iradesinin, kendisinin dayattığı “otoriter” anlayışa izin vermediğini görmüş ve o andan itibaren de bu iradeyi yok saymış, saldırmaya başlamıştır. AKP iktidar hesabı uğruna, Türkiye’nin geleceğini garanti altına alan Dolmabahçe Mutabakatını inkar ederek 28 Şubat postmodern darbeci kliklerinin dayatmalarıyla Büyükanıt’la vardığı Dolmabahçe anlaşmasını tercih etmiştir. Sayın Öcalan’a karşı uygulanan mutlak tecridin, partimize yönelik o günden beri durmaksızın devam eden operasyonların ve çözüm isteyenlere yönelik gelişen saldırıların asıl nedeni budur.
Bu vesileyle, çözüm iradesinin yok sayıldığı son 6 yılda yaşananlar herkese, hepimize bu sürecin bir muhasebesini yapma mecburiyetini dayatmaktadır. Dolmabahçe Mutabakatının yok sayılmasının bu ülkeye tek bir faydası olmamıştır, olamaz da. Çözüm iradesinin yok sayılmasıyla ülke o günden beri daha karanlık bir girdaba sürüklenmiş, önünü göremez hale gelmiştir. 15 Temmuz darbe girişimi, Türkiye’nin yeni normaline dönüştürülen OHAL ve KHK’ler, kayyım rejimi, Meclis iradesine yönelik geliştirilen sistematik kumpaslar ve sivil darbe anlayışı kalıcılaşmış; siyaset hakkı, düşünce ve ifade özgürlüğü mumla aranır hale gelmiştir. Ekonomik kriz derinleşmiştir. Türkiye Suriye’de, Libya’da ve Irak’ta savaş bataklığına sürüklenmiştir. AYM ve yargı kurumları açıktan kamu otoritesi tarafından tehdit edilirken, yargı kurumları iktidarın birer aparatına dönüştürülmüştür. Halkın serbest seçim hakkı büyük bir saldırı altına alınmış, muhalefetin siyaset yapması neredeyse yasaklanmıştır. Ancak iktidarın medet umduğu darbeci anlayış kendisini de esir almış ve yüzde 0.23 oranında oy almış bir parti, iktidara hükmettiğini açıkça ilan etmiştir. İktidar partisi ve vesayetine girdiği küçük ortakları Türkiye’nin 3’üncü büyük partisi olan partimizi kapatıp kapatmayacaklarını açıkça tartışacak kadar şirazesinden çıkmıştır.
HDP olarak Dolmabahçe Mutabakatının çözüm iradesine bağlı olduğumuzu, Türkiye’yi gerçek bir demokratik çözüme kavuşturuncaya kadar mücadelemizi sürdüreceğimizi ilan ediyoruz."
28 Şubat 2015- Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Mahir Ünal, HDP’li Sırrı Süreyya Önder, Pervin Buldan ve İdris Baluken'in birlikte fotoğraf verdiği Dolmabahçe Sarayı’nda Çözüm Süreci'ne ilişkin 10 maddelik mutabakat kamuoyuna duyurulmuştu.
Erdoğan, 28 Şubat 2015’teki Suudi Arabistan ziyareti öncesinde Atatürk havalimanında yaptığı açıklamada, “bu, hasretle beklediğimiz bir çağrıdır. Tabii silahların bırakılması çağrısı bizler için çok çok önemli bir beklenti idi. Bu demokratik açılım süreci ile başlayan bir çağrıdır. Milli birlik ve kardeşlik projesi ile başlayan bir şimdi de çözüm süreci ile devam eden ve bunu artık noktalayalım diye hasretle beklediğimiz bir çağrıdır" demişti.