HDP Sözcüsü Osman Baydemir, Almanya ile Türkiye arasında bakanların toplantılarının iptal edilmesiyle başlayan krize ilişkin olarak "Ne diyorlar Almanya için; faşizm. Süphanallah! Eğer bu ülkede yaşanan adaletsizlikler listelense Adalet Bakanı'nın boyunu aşar" diye konuştu.
Baydemir AKP hükümetinin ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın seçim çalışmalarında kullandığı "Beraber ıslandık yağan yağmurda" şarkısını hatırlatarak, "Devlet Bey'e başkan oldunuz. Beraber yürüyorsunuz. Yağmur yağan yollarda değil, kan döktüğünüz yollarda beraber yürüyorsunuz. Ve beraber ıslandınız. Yağmurda değil, ama dökmüş olduğunuz kanda beraber ıslandınız" dedi.
Baydemir, Başbakan Binali Yıldırım'ın referandum için yaptığı mitingte mevcut sistem için "Abidik gudibik kişiler başbakan oluyor" sözlerini hatırlatırken "Hiç merek etmeyin bu paket Cumhurbaşkanı’nın abidik gubidiklerle dolduracağı bir hükümet sistemidir" ifadesini kullandı.
Baydemir'in grup toplantısındaki konuşmasından satır başları şöyle:
Bin bir emekle düşmeyerek, canla dişle, tırnakla, alın teriyle Anadolu ve Mezopotamya coğrafyasının yiğit insanları HDP çatısı altında birlik oldu. O birliktelik, umuda dönüştü. O umut bentleri aştı. Öyle bir aştı ki 80 milletvekili bu parlamento çatısı altına geldi. Ama maalesef kardeşlik halayına göz diktiler. İlk darbelerini 7 Haziran seçim sonuçlarını tanımayarak ortaya koydular. Akabinde, Suruç’tan Ankara Barış Mitingi Katliamına, kanla yeni bir iktidar inşa ettiler. Yetmedi, Mayıs’ta bir darbe daha gerçekleştirdiler. Milletin 6 milyon oyunu alan HDP’nin dokunulmazlıklarını kaldırdılar. Yetmedi, 4 Kasım’da milletvekillerimizi eşbaşkanlarımızı, parti sözcümüzü cezaevine gönderdiler. Buradan bütün yoldaşlarımıza binlerce kez selam olsun.
Bugün burada zorunlu bir nöbet değişimiyle sizlere hitap ediyorum. Olması gereken eşbaşkanlarımızın hitabıydı. Umut ediyorum ki, en kısa zamanda bayrağı esas sahibine devrederim. Hemen her hafta burada HDP’nin yeni bir siması hitap ediyor. Şüpheniz olmasın simalar değişse de direngenlik ruhu, zalime karşı reddetme ruhu, özgürlük ruhu asla ve kata yok olmayacaktır. Bunu yok edemeyeceklerdir. Hiç şüpheniz olmasın, bu kürsü asla susmayacak. Sözümüzü canlara, kardeşeler, gençlere kadınlara ulaştırma çabası içinde olacağız.
Bugün burada sinmeyen, boyun eğmeyen ve bugün zindanda olan tüm kadınların 8 Mart Kadınlar Gününü kutluyorum. En derin saygılarımı Eş Genel Başkanımız Figen Yüksekdağ’a, Grup Başkanvekilimiz Çağlar Demirel’e, Meral Danış Beştaş’a, Nursel Aydoğan’a, Besime Konca’ya, Selma Irmak’a, Gülser Yıldırım’a gönderiyorum. Kayyım gazabıyla zindanda tutulan kadın belediye eşbaşkanlarımıza sevgilerimizi iletiyoruz. Bir kez daha özgürlük, barış halayında onlarla birlikte olmanın hayalini kuruyoruz.
Hükümet, Avrupa’da kimi etkinlikleri engellendi diye feryat figan içinde. Oysa bugün Türkiye’nin dört bir yanında 8 Mart etkinlikleri engelleniyor. Urfa’da, Suruç’ta kadınlar daha dün 23 arkadaşımız gözaltına alındı. Önceki gün Siirt’te aynı şekilde gözaltına alındılar, darp edildiler. Bu, vesayet rejiminin son uygulaması değil.
Siyasete getirilen soykırım operasyonunun en büyük nedeni kadın mücadelesine bakışımızdır. Bu kadın mücadelesine saldırıdır. Kayyum ne yapıyor? Kayyum binbir zahmetle oluşturulan bütün değerleri yok etmeye çalışılıyor. Alo şiddet hattı, kadın sığınma evleri, kadın dayanışma merkezleri kapatılıyor. Kadını kendine kul köle haline getirmeye çalışıyor. Hiç şüpheniz olması, kim ki kadına yönelik şiddet uyguladıysa onlar eninde sonunda yok oldular. Kadına yönelik şiddetin sahipleri siyasi bir hareket olamazlar, ancak hödük olurlar. Bunlardan da ancak hödük politikası çıkar
Hukuk herkese lazım olacak. 4 Kasım darbesinden sonra Anayasa Mahkemesi kendi kararına sahip çıkmadı. Balbay - Haberal kararına sahip çıkmadı. Balbay - Haberal kararına imzası olan en az 6 hakim hala Anayasa Mahkemesi heyetinde bulunuyor. Yargı tamamen zapturapt altında. Hukuk bir gün onlara da lazım olacak. Ant olsun ki bizler onlar gibi adaletsiz olmayacağız. Bizler onların düştüğü çukura yaklaşmayacağız.
Ne diyorlar Almanya için, ‘faşizm’ diyorlar. Süphanallah, süphanallah, süphanallah… Eğer bu ülkede yaşanan adaletsizlikler listelense adalet bakanının da bütün kabinenin de boyunu aşar. Neymiş; mağdurlar, bir kez daha mağdur olmuşlarmış. Şu anda aramızda dostum Dengir Mir Mehmet Fırat var. Direndi ve inşallah hastalığı yeneceğiz. Şimdi direneceğiz ve ülkeye dayatılan bu hastalığı da yeneceğiz, sandığa gömeceğiz.
İlkokul yıllarım köyde geçti, şehre geldik, şehir kültürüne yabancıyız. Bir kadın dileniyor ve ‘Neno yetim sahibidir’ diyor. Yıllar sonra, ortaokulu bitirdim aynı teyze, aynı yerde yine “Neno yetim sahibidir” diyordu. Lise bitti yine, aynı neno yetim sahibi. Üniversite bitti ‘Neno yetim sahibidir”. Mesleğei insan hakları mücadelesine başladım, ‘neno yine yetim sahibi’. Bu yetimler bir türlü büyümedi.
15 yıldır iktidardasınız. Her defasında mağdursunuz. Mitingleri yasaklıyorsunuz, mağdursunuz, dokunulmazlıklar kaldırılıyor mağdursunuz, eşbaşkanlar tutuklanıyor mağdursunuz, Şırnak yakılıyor, yerle bir ediliyor, yine mağdursunuz. Kusura bakmayın, bu yüz artık paspas olmuş. Bütün dünya bu paspası tanıyor.
Urfa’da bir hemşehrim biber satıyor. Bir vatandaş geliyor, bir biber kırıyor, kokluyor diyor acı değil, bir tane daha kırıyor, bu da acı değil diyor. Biber satan hemşerim bunun üzerine, “Benim biberim acı. Ama senin burnun yanmıyorsa ben ne yapayım?” diyor. HDP ne yapsın, Alamanya ne yapsın!
Şimdi Bahçeli diyor ki, ‘Almanya’ya beraber gideceğiz’. Zaten berabersiniz. Demirtaş dedi, ‘illa başkan olacaksan Devlet Bahçeli’ye başkan ol’ dedi. Şimdi beraber yürüyorsunuz. Yağmur yağan yollarda değil, kan döktüğünüz yollarda yürüyorsunuz. Yağmurda değil, döktüğünüz kanlarda beraber ıslandınız.
Bir başkası da, ‘bundan önceki dönemlerde abidik gubidik başbakanlar çıkıyordu’ diyor. Hiç merek etmeyin bu paket Cumhurbaşkanı’nın abidik gubidiklerle dolduracağı bir hükümet sistemidir.
Paketin savunulacak tarafını bulamıyorlar, 18 yaşı öne çıkarıyorlar. Hele bak ne kadar büyük devrim. 1 Kasım seçimlerine bakalım kaç genci parlamentoya taşıdınız. Bu parlamentonun en genç grubu HDP’dir. Bu gençlerin büyük çoğunluğu da cezaevindedir. Bu ülkenin en genç liderleri cezaevindedir. Demirtaşlar, Yüksekdağlar, Encüler, Zeydanlar cezaevindedir. Sizi gidi genç düşmanları sizi… Sizi gidi kadın düşmanları. Kadın vekilleri cezaevindedir. Figen Yüksekdağ’ın vekilliği, Merve Kavakçı gibi korsanvari şekilde düşürüldü.
Bulunduğumuz durum izleme durumu değildir. Bütün kardeşlerime çağrıda bulunmak istiyorum. Bir risk var, o da hırsızlık riskidir. Çünkü bunlar sabıkalı hırsızdır. 7 Haziran, 1 Kasım seçimlerinde trafolara giren 2 ayaklı kedilere bakın. Önlem almak hepimizin borcu. 10 Mart’a kadar sandık kurulu üyeliği için başvurmanız ve sandıklara sahip çıkmanız çağrısında bulunuyoruz. Reva pisîkê heta kadînê.
Eşbaşkanları, milletvekilleri, il ilçe yöneticileri çalışanları zindanda. Sense kampanyanı vatandaşın parasıyla, kamu açılışlarında yapıyorsun. Sıkıysa kendi paranla yap? Yüksekdağ bir açılış konuşmasından dolayı yargılanıyor. Bu haksa, bu hukuksa, hepinizin açılışlarda propaganda yapmakta yargılanması gerek. Bu hesap dönecek.
15 Temmuz’dan bu yana her uygulamanız faşizmdir. Ne diyor? Hayır demek darbeye destek vermekmiş. Hayır demek çukura destek vermekmiş. Bi Xwedê, tepeden tırnağa faşizm çukurundasınız.
Bu pakette Kürt’ün, Alevi’nin hakkı var mı? Canların canını alan bu paketin canı cehenneme. Bizi reddeden, bizi yok sayan demokrasiyi yok sayan, faşizmi inşa eden bu paketle 12 Eylül anayasası arasında hiç fark yok. Al birini vur ötekine topunuza, ikinize de hayır. Anayasalar bir toplumsal uzlaşma metnidir. Anaysalar dermandır. Ama bu anaysa demokrasiye de Kürt’e de ötekiye de adeta fermandır. Biz bu dayatmayı, bu fermanı reddediyor, HAYIR diyoruz.
Cumhuriyet tarihinin en büyük siyasi gelişmesi müzakere masasının kurulmasıydı. Ne yaptınız? Tek başına iktidar olma uğruna masayı devirdiniz. Bununla yetinmediniz kan dökerek yeni bir rejim inşasına başladınız.
Özellikle Kürt coğrafyasına dayattıkları bütün zulüm politikalarını tasdik edilmesi amacını taşıyor bu paket. Aynı zamanda, bir daha diyalog zeminini oluşmamasını sağlamayı amaçlıyor. Gelin hep birlikte, Miray bebek, Taybet Ana için, ‘bir yudum su, bir yudum su’ derken katledilenler için HAYIR diyelim.
Öyle bir zeminde yaşıyoruz ki, bu fitne ve fesat paketi. Bugün Şengal’e baktığımızda, buranın fitne ve fesadının sonucudur. Kendi eliyle yapamadığını, Kürt’ü birbirine kırdırarak yapmaya çalışıyorlar. HAYIR’da buluşmak, fitneye de hayır demektir.
Hayır kervanımız hayırlı olsun. Ant olsun ki özgürlük halayını bir kez daha Amed’de, İstanbul’da Ankara’da kuracağız. Ve o halayda sazıyla sözüyle o nefes aldırmayan cümleleriyle Demirtaş, Yükskedağ ve milletvekillerimizi, belediye başkanlarımız o halayın içinde olacaktır. Yılmayacağız, korkmayacağız, umudu küçültmeyeceğiz. Bu bayrağı yerde bulmadık, yere düşürmeyeceğiz. Gün ola hayrola, gün ola şerler def ola.