HDP'nin Yürütme Kurulu üyeleri ve milletvekilleri Anayasa Mahkemesi önünde basın açıklamasında bulundu. HDP Sözcüsü Osman Baydemir ve HDP'li Mithat Sancar konuşmalarında Anayasa Mahkemesi'ne yaptıkları başvurunun henüz değerlendirilmemiş olduğuna dikkat çekti. Sancar, "AYM siyasi baskılara boyun eğiyor. Kendi içtihadını, tarihini, misyonunu inkar ediyor. AYM’nin başkanı ve değerli üyelerine çağrı yapıyoruz. Her geciktiğiniz gün kendinizi inkar etmeye devam ediyorsunuz" dedi.
Cumhuriyet gazetesinde yer alan habere göre, Baydemir konuşmasında, "Bir kez daha adalet arayışımızı ortaya koymak üzere Anayasa Mahkemesi (AYM) önünde bulunuyoruz. 143 gündür eş genel başkanlarımız, grup başkanvekillerimiz, milletvekillerimiz hukukun çiğnenmesi suretiyle aramızdan alındı. Dokunulmazlıkların kaldırılması HDP fikriyatına saldırıydı. 55 HDP milletvekilinin dokunulmazlıkları kaldırıldı. Fezlekelerin hepsi sadece kendimizi ifade etmemizden kaynaklı. Düşünün, bir siyasi partinin eş başkanları grup başkanvekilleri ve milletvekilleri grup toplantıları salonunda ifade etmiş olduklarını dışarıda da ifade ettikleri için cezaevindeler. Bu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ve Anayasa’nın ihlalidir. 143 gündür adalet arıyoruz. Adalet 143 gündür çiğneniyor." dedi.
Dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla başlayan siyasi darbe operasyonunun AYM’nin tavrıyla kolaylaştığını ifade eden Mithat Sancar da şunları söyledi:
"Biz tutuklamalardan yaklaşık iki hafta sonra başvurumuzu yaptık. AYM’nin yapması gereken çok açıktı. Derhal o başvuruları gündeme almak ve gecikmeden karara bağlamak.
"Önümüzde içtihat var. Balbay ve Haberal kararları. Bu kararlar olumlu ve isabetli kararlar olarak tarihe geçti. Can Dündar ve Twitter gibi konularda da yine özgürlük lehine yorum yaparak hızla karar verdi.
"AYM’nin yapması gereken, başvuru yapıldıktan en fazla bir hafta sonra kendi içtihadını örnek göstererek karara bağlamaktı. AYM siyasi baskılara boyun eğiyor. Kendi içtihadını, tarihini, misyonunu inkar ediyor.
"AYM’nin başkanı ve değerli üyelerine çağrı yapıyoruz. Her geciktiğiniz gün kendinizi inkar etmeye devam ediyorsunuz. Buna hakkınız yok. Bu topluma karşı sorumluluğunuz var. Kendi verdiğiniz kararların gereğini yerine getirmenizi talep ediyoruz, daha fazlasını değil."