HDP Eş Genel Başkanı Buldan: AKP'ye sandıkta öyle bir Kürt sillesi vuracağız ki felekleri şaşacak

HDP Eş Genel Başkanı Buldan: AKP'ye sandıkta öyle bir Kürt sillesi vuracağız ki felekleri şaşacak

Partisinin grup toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, HDP'li belediyelere atanan kayyumlara bir kez daha tepki gösterdi. "Cumhuriyet'in kuruluş yıllarında görevlendirilen umumi müfettişlerin yerini bugün kayyımlar almıştır" diyen Buldan, "Kürtçe parkların, bahçelerin isimleri Türkleştirildi. Ancak bu kayyımlara ve AKP iktidarına sandıkta öyle bir Kürt sillesi vuracağız ki felekleri şaşacak" sözlerini sarf etti.

Pervin Buldan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

"Şimdilerde hâlâ ırkçı bir andın tartışması yürütülüyor. Bu, tekçi ve dayatmacı bir zihniyetin ürünüdür. Fakat faşizm oldukça direniş de var oldu. Bizi yok edemediler. Onlar tek kimliğe bizleri sıkıştırdıkça biz, çokuz ve çok kimlikliyiz dedik. Bizi yok sayan anlayış, eski otomobiller gibi 1930'larda kaldı.

Tecritle halkların barış umudu esaret altına alınırken kayyımla da iradeleri yok sayılmaktadır. Cumhuriyet'in kuruluş yıllarında görevlendirilen umumi müfettişlerin yerini bugün kayyımlar almıştır. Kürtçe parkların, bahçelerin isimleri Türkleştirildi. Ancak bu kayyımlara ve AKP iktidarına sandıkta öyle bir Kürt sillesi vuracağız ki felekleri şaşacak.

Kimse AKP-MHP ittifakında bir sorun varmış gibi düşünmesin. Erdoğan anda karşı gibi görünüyor ama tek millet diyen de kendisidir. MHP ile sürtüşmelerinin sebebi rant kavgasıdır. Erdoğan yurt dışına gittiği yerde Türklere 'kimliğinize sahip çıkın' diyor ama tek kimlik, tek millet diye diye tekliyor.

Saray'ın Milli Eğitim Bakanı, 'Hem Arapça hem de Türkçe bilen öğretmenlere ihtiyacımız var' diyor ama bu ülkenin çocukları Kürtçe de öğrenecekler. Neden ayrımcılık yapılıyor? Kalkmışlar evrensel eğitimden bahsediyorlar.

AKP-MHP ittifakı 

EYT tartışmaları bir kez daha göstermiştir ki AKP-MHP ittifakı halk karşıtıdır. Bunlar 'Keşke halk olmasa işler ne iyi gidecek' demeye vardırmışlardır. Emeklilik bekleyen milyonlar yaşa değil, AKP-MHP engeline takılmışlardır. HDP olarak EYT sorununun çözülmesi için mücadele edeceğiz. Ana sütü gibi helal olan bu hakkı AKP-MHP ittifakının kirli emellerine kurban etmeyeceğiz.

Cumartesi Anneleri

709 haftadır kayıplarını arayan Cumartesi Anneleri bu ülkenin gerçekliğidir. Devlet, son 3 yıldır çatışmalarda hayatını kaybedenlerin cenazelerini ailelerine teslim etmiyor. Bu süreç aileler için işkenceye dönüşmüştür. 'DNA sonuçları açıklanmadı' gerekçesiyle aileler oyalanmaktadır. 

Erdoğan, günlerdir Kaşıkçı cinayeti üzerinden dünyaya caka satmaktadır ama Türkiyeli gazetecilerin kim tarafından öldürüldüğü hâlâ bilinmemektedir. Cesaretiniz varsa derin devletin arşivlerini açarsınız.

"Eğere Rojava'da Kürtlerin direnişi olmasaydı..."

Suriye'de yaşananlar ortadadır. Orada halkların geliştirmeye çalıştığı barış süreci baltalanmak istiyor, 'Yurtta barış, dünyada barış' sözü sadece duvarlarda kalmaktadır. Burada Erdoğan'ın amacı Suriye'de savaşı ve çözümsüzlüğü derinleştirmektir. Erdoğan rejimi Suriye'de çözümün değil sorunun parçasıdır. Haftasonu yapılan zirvenin adı da çözümsüzlük zirvesidir. Eğere Rojava'da Kürtlerin direnişi olmasaydı IŞİD her yerde at koşturuyor olacaktı. IŞİD, 1 Kasım seçim sonuçlarının AKP lehine yarayacak kadar etkin bir noktaya geldiğini bir kez daha göstermiştir. AKP, takındığı düşmanca tutum ile kendisini IŞİD ile aynı  tarafta konumlandırmıştır. 

Erdoğan'ın maaşına zam tepkisi

Bütçe süresi, özellikle AKP'li bakanların 'Halk nasıl soyulur' diye düşündüğü bir süreç. Bütçeden Erdoğan'a dev bir zam çıktı. Halk kriz içerisinde iken Cumhurbaşkanı'nın maaşı yüzde 25 oranında zam yapıldı. Bir tarafta çocuğuna okul forması alamadığı için intihar eden bir baba varken bu büyük uçurum bu rejimin gerçek yüzünün göstergesidir.

Sayıştay raporları

Sayıştay raporlarından da bahsetmemiz gerek. TMSF'nin sayıştay raporlarına baktığımızda, ülkenin kaynaklarına vurgun yapılmış, devletin hazinesine geçmesi gereken paralar buhar olmuş. Sayıştayın çoğu sorusuna bu raporlarda cevap verilmemiş. Peki bu paralar kimin cebinden çıkıyor? İşçinin, emekçinin, pazarcının, esnafın, kadınların cebinden çıkıyor. bir tarafta halka 'tasarruf yap' diyor, bir tarafta 75 bin lira maaş alıyor. Gün gelecek devran dönecek, tüm bunların hesabı halka verilecek.

Tüm bu krizlerden tek bir çıkış yolu vardır, o da  cumhuriyetin demokratikleştirilmesidir. Herkesi içine alan demokratik ve sivil bir anayasa oluşturulmasıdır. Demokratik, özerk yerel yönetimlerdir, silahların susmasıdır. Bağımsız yargının tahsis edilmesidir. Bu ülke er ya da geç demokratik cumhuriyete kavuşacaktır. HDP varsa umut vardır, mücadele vardır.