HDP Eş Genel Başkanı Buldan: Barış dilini terk etmeyeceğiz

HDP Eş Genel Başkanı Buldan: Barış dilini terk etmeyeceğiz

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, HDP'nin kadın eşitliği, kadın özgürlüğü meselesinde diğer partilerden daha ileriye gittiğini, büyük çabalar sonucu büyük başarılar elde ettiğini söyledi. "Şuna ihtiyacımız var gerçekten; kadınlar yaşamın her alanında birleşmelidir" diye konuşan Buldan, "Savaş tüm dünyada insanlara ölümden başka, insanlara acıdan başka, insanlara gözyaşından başka getirebileceği hiçbir şey yok. İşte onun için bizim dilimiz her zaman barış dili oldu. Bundan sonra da barış dilini, barış politikalarını ve barış saflarını hiçbir zaman terk etmeyeceğimizi ve bu anlamda ısrarcı olacağımızı da buradan ifade etmek isteriz" dedi.

İstanbul'da yapılan Sosyalist Kadın Meclisi 4. Kongresi'ne katıldı. HDP'li Ayşe Acar Başaran ile birlikte kongreye katılan Pervin Buldan, burada bir konuşma da yaptı.

Buldan, "Halkların Demokratik Partisi özellikle kadınların eşit temsiliyetini, tavandan tabana kadar, yaşamın her alanında, tüm karar mekanizmalarında, kadınlara söz hakkı tanıyan, kadınların eşit temsiliyetini sağlamaya çalışan bir partidir. Dolayısıyla sistemin hem yaptığımız çalışmalara kadın özgürlük mücadelesine hem de karar mekanizmalarında yer almasına yönelik çok büyük engelleriyle karşı karşıya kalıyoruz. Halkların Demokratik Partisi'nin kadın meselesinde vermiş olduğu mücadele bugün belki de dünyada çok örnek verilecek bir mücadele" dedi.

Buldan şöyle konuştu:

"Belediyelerimiz bölgede kadınların eşit temsiliyeti ve yaşamış oldukları mağduriyetler açısından birçok kurumu açmaya çaba sarf etmiş ve bu açılan kurumlar ne yazık ki belediyelerimizin elimizden alınmasıyla birlikte belediye başkanlarımızın cezaevine konulduğu bir dönemde yerlerine atanan kayyımlar tarafından bir bir kapatılarak bu haklarımız elimizden alınmaya çalışıldı. Biz şunu çok iyi biliyoruz; kadınların yıllardır vermiş oldukları özgürlük ve eşitlik mücadelesine ve bir araya gelerek örgütlenmesine karşı bir tahammülsüzlüğün göstergesidir bunlar. Çünkü onlar bizlerden korkuyorlar. Çünkü onlar kadınlardan korkuyorlar. Kadınların özgürlük mücadelesinden, eşitlik mücadelesinden korkuyorlar. Türkiye Büyük Millet Meclesi'nde kadın eşitliğini savunan, kadın özgürlük mücadelesini yürütmeye çalışan kadın milletvekillerimizi bir bir tutuklayarak bu mücadeleyi sekteye uğratmaya çalıştılar. Birçok milletvekili arkadaşımızın milletvekilliği düşürüldü ki bunların içerisinde en fazla kadın milletvekillerimiz var. Figen Yüksekdağ'ı buradan bir kez daha sevgiyle, saygıyla anmak istiyorum. İlk milletvekilliği düşürülen sevgili Figen Yüksekdağ idi. Sevgili Sebahat Tuncel burada, aramızda. Sevgili Gülten Kışanak burada, aramızda."

"Süreç elbette ki çok yakıcı bir süreç"

"Şu anda içerisinde bulunduğumuz süreç elbette ki çok yakıcı bir süreç" diyen Buldan "Kadınlara yönelik hem cinsel taciz ve tecavüzleri hem de istismar olaylarının çok yoğun yaşandığı bir dönemi yaşıyoruz. Elbette ki bu ülkeyi yönetenlerin, kadınlara, muhalif kesimlere, demokrasi güçlerine karşı yürütmüş oldukları cinsiyetçi bir yaklaşım var. Bu yapının bundan sonra da bu tür müdahalelerinin artacağına ve bundan sonra da kadın özgürlük mücadelesinin önüne engeller koyacağından hiçbir kuşkumuz yok. Biz biliyoruz ki onlar özellikle kadınların özgürlük mücadelesine karşı vermiş oldukları direnişi yıkmanın ve bunu engellemenin yollarını arıyorlar," şeklinde konuştu.

"Kadınlar yaşamın her alanında birleşmelidir"

Buldan kadınların birleşmesine ihtiyaç olduğunu belirterek "Şuna ihtiyacımız var gerçekten; kadınlar yaşamın her alanında birleşmelidir. Sosyalist kadınlar, Kürt kadınlar, emekçi kadınlar... Biz kadınlar her türlü baskıya rağmen, her türlü şiddete rağmen, her türlü engellemeye rağmen birleşmeli ve birlikte örgütlü bir güç olmanın yol ve yöntemlerini aramalıyız. Çünkü bizler bu ülkede erkeklerin almış olduğu kararlarından dolayı gözyaşı döküyoruz. Buna hiç kimsenin hakkı olmadığını bir kez daha ifade etmek istiyorum. Savaş tüm dünyada insanlara ölümden başka, insanlara acıdan başka, insanlara gözyaşından başka getirebileceği hiçbir şey yok. İşte onun için bizim dilimiz her zaman barış dili oldu. Bundan sonra da barış dilini, barış politikalarını ve barış saflarını hiçbir zaman terk etmeyeceğimizi ve bu anlamda ısrarcı olacağımızı da buradan ifade etmek isteriz." dedi.