HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, İzmir'de 6,9 büyüklüğündeki depremi gündeme getirerek, "Deprem için neden kullanmıyorsunuz? Olası bir İstanbul depremi en büyük tehdit olarak karşımızda durmaktadır. Yaşanacak felaketin sonuçlarını düşünmek istemiyoruz." dedi.
Buldan partisinin grup toplantısında konuştu. Buldan, "İktidar olarak sorduğumuz soruların cevabını vermek zorundasınız. AKP'nin bir bakanı enkaz üzerinde yurttaşla telefonda görüşüyor. Bu elbetteki şovdur, enkaz altındakilerle alay etmektir. İnsanlar can bunlar şov derdinde." diye konuştu.
Buldan, "İktidar meslek odalarının kapamak için uğraşıyor. Denetim yollarını kapatan rantçı anlayış depremlerden daha tehlikeli. Asıl çürük olan fay yasasını çıkarmayan bu rantçı sistemdir. Bunun bedelini ne yazık ki Van'da, Elazığ'da, Erzincan'da, İzmir'de yoksul halk ödemektedir. Afetler kaderimiz değildir. Bu çürük ve bozuk düzeni değiştirmek bizlerin elinde." düşüncesini dile getirdi.
Buldan, "Elif ve Ayda bebek bizlere umut oldu. Daha fazla kenetlenmeliyiz. Üzerimizde enkazları hep birlikte kurutmalıyız. Bir insanımızın hayatının her şeyden kıymetli ve değerli. İktidara önemli bir çağrıda bulunmak istiyorum. Depremle ilgili genel görüşmenin acilen açılması gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye'nin deprem gerçeğini acilen masaya yatırmalıyız. Gerekli yasaları acilen çıkarmalıyız. İzmir halkına başsağlığı diliyorum." ifadesini kullandı.
Buldan yazısında şunları kaydetti:
Yarın partimize yönelik siyasi darbenin 4. yıl dönümü. 4 Kasım'dan bu yana eş genel başkanlarımız, milletvekillerimiz, yöneticilerimiz, belediye eş başkanlarımız olmak üzere 20 bin kişi gözaltına aldı. Belediyelerimiz birer birer bu iktidar tarafından işgal edildi. Cizre’de 2 binden fazla insanı arayarak “Neden HDP’desiniz?” diye sormuşlar. HDP’de olmak bir onurdur. Biraz siyasi tarih okumalarını öneriyorum. HDP bugün olduğu gibi tarih yazmaya devam edecek. Bizim de 7 Haziranlarımız, 31 Martlarımız var...
Her birimiz Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, İdris Baluken olacağız.
Sayın Erdoğan faşizmi dışarıda aramayın, sizin politikalarınızın tam merkezinde.İnsanları kuru ekmeğe muhtaç ettiniz. Dönün önce bir kendinize bakın, ondan sonra bu açıklamaları yapın. Barışın, demokrasinin olmadığı yerde ekonomik adalet olur mu? Siz halka değil yandaşlarınıza el verdiniz. Siz halkın kaynaklarını müteahhitlere verdiniz. Yetkiyi aldılar, iki yılda ülkeyi batırdılar.
Gerçek rakamları başından beri sakladılar. Salgın krizini başından beri sakladılar. İstanbul'daki duruma bakalım. Salgın gerçekten korkutucu bir seviyeye ulaştı. "İstanbullular mecbur olmadıkça dışarı çıkmasın.” İnsanlar işsiz ve aç mı kalsın Sayın Bakan? Herkes kendi başının çaresine bakacaksa siz niye varsınız? Elbette bu karanlık bitecek. Cesaretle, kararlılıkla yol alalım"