HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin yönetimindeki 5 belediyeye kayyım atanmasına tepki göstererek, “İktidarın darbe planı devam ediyor. Belediyeler bu planın en öncelikli hedefidir” dedi. İktidarın halk iradesi ve halk sağlığına da düşman olduğunu dile getiren Sancar, “Sadece HDP’nin, sadece Kürt halkının bir meselesi olarak görürseniz yanılırsınız. O nedenle belediyelerimize yönelik bu gaspın hep birlikte göğüslemek gerektiğini de belirtmiştik. Eğer o gün gerekli dayanışmayı gösterseydik, o gün hep birlikte iktidarın gaspçı faşizan uygulamasını durdurmak için bir araya gelseydik, bugün belki bu tablo ile karşılaşmazdık” şeklinde konuştu.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Siirt, Iğdır, Baykan, Kurtalan ve Altınova belediyelerine kayyım atanmasına ilişkin partinin Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi.
"Kayyım uygulanmasının bir diğer adı halk düşmanlığıdır"
Belediyelere kayyım atanmasını darbe olarak nitelendiren Sancar, “Bu sabah 5 belediyemize kayyım atandı. İktidar sözcüleri bir süredir kamuoyunu darbe söylemi ile oyalıyorlar. Meğer kendileri bir darbe planı peşindeymişler. Bu sabah bu planın hayata geçirmesine tanık olduk. İktidar 5 belediyemize kayyım atadı, yani darbe yaptı. 31 Mart’tan bu yana 65 belediyeden 45’i kayyım darbesiyle gasp edildi. 8 belediyemizde KHK darbesiyle gasp edildi. Bu bir darbedir, demokrasiyi tanımamadır. Toplumun demokrasi inancını ortadan kaldırmaktadır. Zincirleme bir şekilde zamana yayılarak, uygulanmaktadır. Kayyım uygulanmasının bir diğer adı halk düşmanlığıdır” dedi.
"Kayyım politikasıyla Kürt halkına düşmanlık yapıyor"
“Bu iktidar elindeki yetkileri kullanarak demokrasiyi, halk iradesini ortadan kaldırmak suretiyle bir darbe gerçekleştirmektedir” diyen Sancar, “İktidar kayyım politikasıyla Kürt halkına düşmanlık yapıyor. Kayyım Kürt düşmanlığının en sert, en açık örneğidir. İktidarın darbeci anlayışı başka alanlarda da kendini gösteriyor” diye konuştu.
Muhalefet belediyelerinin de hedef alındığını hatırlatan Sancar, “İktidar CHP’li belediyeleri de kayyım şantajıyla terbiye etme yoluna gitmiştir. İnsanlık Koronavirüs salgınıyla mücadele ederken, insanlık bu tehlikeyle dayanışma yoluyla baş etme yolunu seçmişken; iktidar dayanışmayı halkın kendi örgütlenmesini ortadan kaldırma planlarının peşinde olmuştur” ifadelerini kullandı.
"Sadece HDP’nin ve Kürt halkının bir meselesi olarak görürseniz yanılırsınız"
İktidarın halk iradesi ve halk sağlığına da düşman olduğunu dile getiren Sancar, “Kayyım uygulamalarının başından beri kamuoyunu uyarıyoruz. Kamuoyuna çağrılar yapıyoruz. Sadece HDP’nin, sadece Kürt halkının bir meselesi olarak görürseniz yanılırsınız. O nedenle belediyelerimize yönelik bu gaspın hep birlikte göğüslemek gerektiğini de belirtmiştik. Eğer o gün gerekli dayanışmayı gösterseydik, o gün hep birlikte iktidarın gaspçı faşizan uygulamasını durdurmak için bir araya gelseydik, bugün belki bu tablo ile karşılaşmazdık” şeklinde konuştu.
"Her türlü demokratik yöntemle mücadele etmeye kararlıyız"
Sancar’ın açıklamaları şöyle: “Biz halkımızın iradesini yok sayan, Kürt düşmanlığı politikasını merkezine koyan bu iktidara karşı dimdik ayaktayız. Her türlü demokratik yöntemle mücadele etmeye kararlıyız. Kayyım uygulaması bizim mücadele kararlılığımızı artırmaktan başka bir sonuç doğurmaz. Yine bütün dünya biliyor ki, HDP baskılara boyun eğmez, Kürt halkı baskılardan korkmaz, baskılar karşısında sinmez.
"Bu ülkede barış içerisinde yaşamak isteyen herkese çağrımızı yineliyoruz"
Biz her türlü hukuksuzluğa, adaletsizliğe, demokrasi dışı her türlü uygulamaya, savaş politikalarına karşı bütün gücümüzle demokratik zeminde mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu ülkeye barışı ve demokrasiyi, bizim bu kararlılığımızın getireceğinden şüphe duymuyoruz. Ama bütün ülke için demokrasi, Türkiye için barış, bölgede barış sadece Kürtlere sadece HDP’ye bırakamayız. Bu yüzden bütün demokrasi güçlerine, bu ülkede barış içerisinde yaşamak isteyen herkese çağrımızı yineliyoruz: Gelin bir arada duralım. Gelin birlikte mücadelenin yollarını genişletelim. Kayyım uygulaması bir savaş politikasıdır.
"Ülkenin demokrasi isteyen bütün güçleri bu gerçeğin farkına iyi varmalıdır"
Kayyım uygulaması savaş politikası yoluyla halkın cebinden hakkını, yoksulun evinden aşını gasp etmektir. O nedenle kayyım uygulaması irade gaspıdır ama aynı zamanda bütün yoksulların ekmeğinin aşının gaspıdır. Ekmeğini aşını korumak isteyen onurlu bir yaşam sürmek isteyen bütün emeklilere, emekçilerin örgütlerine buradan sesleniyoruz: Kayyıma karşı mücadele demokrasi için mücadeledir. Kayyım politikasına karşı koymak savaşa karşı çıkmaktır. Kayyım politikasını reddetmek yoksulluğa karşı çıkmaktır. Ülkenin onurlu insanları, ülkenin demokrasi isteyen, barış isteyen bütün güçleri bu gerçeğin farkına iyi varmalıdır.
"İktidar demokrasi ve Kürt düşmanıdır"
Bu iktidar bir darbe rejiminin ürünüdür. Bu iktidar darbecidir. Bu iktidar demokrasi düşmanıdır. Halk iradesinin düşmanıdır. Bu iktidar Kürtlerin düşmanıdır. Kürt halkı iradesine ve onuruna sahip çıkmayı bilir. On yıllardır hiçbir baskı Kürt halkını sindirme yetmemiştir. Onun temsilcilerini diz çökmeye yöneltememiştir. Diz çökmeyeceğiz sinmeyeceğiz mücadeleyi kararlılıkla büyüteceğiz.
Baro ve meslek örgütlerine çağrı
İktidarın darbe planı devam ediyor. Belediyeler bu planın en öncelikli hedefi ama toplumdaki diğer demokrasi alanlarını da darbeci yöntemlerle kendi kontrolüne almak için çalışmalarını sürdürüyor bu iktidar. Mesela barolara, mesela meslek örgütlerine ve odalarına benzer bir darbenin hazırlığını açıkça dile getiriyor. O halde bütün avukatlar, hukuktan demokrasiden yana olan bütün mimarları mühendisleri bu darbe planına karşı çıkmak için aynı saflarda buluşmaya çağırıyoruz. Bu saf durduğumuz yerdir. Bu saf barış kararlılığıdır, savaş karşıtlığıdır. Bu saf faşizm karşıtlığıdır, demokrasi taraftarıdır. Bu saf yoksulluğa karşı onurdur.
"Darbenin her türüne karşıyız"
Bizim mücadelemiz darbenin her türüne karşıtlıktır. İktidar darbe dedikodularıyla suları bulandırmaya çalışırken, darbe söylentileri ile hayaletler yaratırken, kendisi topluma darbe yapıyor. Siyaseti ortadan kaldırmaya yönelik her girişim darbe tartışmalarının zeminini güçlendirir. Karanlıkta avlanmak isteyenleri cesaretlendirir. Suyu bulandıran her girişim, demokratik siyaseti boğmaya yönelik her tür uygulama karanlık arayışlarını devam etmektedir. İktidar sadece belediyelerimizi gasp etmekle darbe yapmış olmuyor, aynı zamanda demokratik siyaseti bütünüyle tasfiye eme niyetini de ortaya koyarak başka karanlık arayışlara da zemin hazırlıyor. Bu ülkenin aydınlık insanları, bu ülkenin demokratları her türlü darbe planına karşı dururlar. Bu planların kaynağı iktidardır. Karanlık planlarını iktidar sarayda almakta, topluma giydirmeye çalışmaktadır.
"Bu sigortayı devre dışı bırakmak karanlığa davetiyedir"
Biz buna karşı mücadelemizi yürütmeye devam edeceğiz. Kimsenin bundan şüphesi olmasın. Bu ülkeye barış, demokrasi, özgürlük ancak HDP’yle gelir; ancak Kürtlerin kararlı mücadelesini ülkenin bütün demokrasi güçlerinin sahiplenmesiyle gelir. Demokratik siyaset ve onun en kuvvetli savunucusu HDP, bu ülkede demokrasinin ve barışın sigortasıdır. Kim ki bu sigortayla çok fazla oynamaya çalışır kim ki bu sigortayı devre dışı bırakmaya çalışır. İşte o bu ülkeyi karanlığa boğmaya niyetlidir. Bu sigortayı devre dışı bırakmak karanlığa davetiyedir. Biz ülkenin ve toplumun barış içinde, demokratik bir düzen içinde bir arada yaşaması için enerjimizi en üst noktaya kadar çıkarmak kararlılığındayız. Sigorta olma işlevimizi sonuna kadar korumaya kararlıyız. Bu sigorta bu ülkeyi aydınlatan, bu ülkeye umudu yayan en önemli kaynaktır. Herkes bunu böyle farkında olsun.
"İktidarı uyarıyoruz; tarihten ders alın"
Son 35 yıla baktığımızda, demokratik siyaset sigortasıyla oynayan, halklara düşmanlık yapan ve bilhassa Kürt halkına düşmanlık yapan bütün iktidarların tarihin çöplüğüne gittiğini görürüz. Turgut Özalların, Süleyman Demirellerin, Mesut Yılmazların, Tansu Çillerleri unutmayalım. Bir yandan Kürt sorunu için çözüm sözlerini dile getirdiklerinde, bu ülkede yeni bir yolun açılması için bir çaba ortaya koydukları düşünülmüş, hızla bundan caydıklarında kendi sonlarını kendi elleriyle hazırlamışlardır.
Bugün tarihin çöplüğüne gitmiş olan bütün siyasi partiler bir zamanlar çok kudretliydiler. Bugün tarihin çöplüğünde yer alan o parti başkanları bir zamanlar çok kudretliydiler. Ama Kürt sorununa savaş politikalarıyla yaklaşım ve Kürt düşmanlığının aleti olmak, onları bu sona hazırlamıştır. Onlara bu sonu getirmiştir. İktidarı uyarıyoruz; tarihten ders alın. Yakın tarihten ders alın. Demokrasi sigortasıyla oynamayın, toplumun barış umuduna saldırmayın. Aksi takdirde halkların güçlü iradesi ve mücadelesi karşısında en kısa zamanda tarihin çöplüğünü boylarsınız.
"İntikam operasyonu"
Kayyım operasyonu aynı zamanda bir intikam operasyonudur. Bu iktidarı sandık yoluyla göndereceğimizin en büyük işareti 31 Haziran seçimleriydi. Bu iktidara 31 Martta ve 23 Haziran’da kaybettiren bizim güçlü demokrasi irademiz ve Türkiye halklarına aydınlık bir gelecek vaat eden politikalarımızdı. İktidara bu politikalarla kaybettirdik. Sandık kurulduğu ilk anda iktidarı tarihin çöplüğüne gönderecek olan da HDP’dir, Kürt halkıdır, halkların ortak inancı ve kararlılığıdır.
Kimse bu darbeci kayyım uygulamasının sadece HDP’ye, sadece Kürtlere yönelik olduğu gibi bir gaflete düşmesin. Bu bütün ülkeye, ülkedeki bütün halklara ve bu toplumun bütün kesimlerine yönelik bir darbe operasyonudur. Gelin hep birlikte bu darbeci iktidarı durdurmak için mücadelemizi büyütelim. Yan yana, omuz omuza kol kola barış ve demokrasi yolunda kararlılıkla yürüyelim.”
Demokratlara çağrı
Gazetecilerin muhalefetten dayanışma mesajı alıp, almadıklarına dair sorusuna Sancar, henüz bir temas olmadığını ve çağrılarının net olduğunu söyledi. Sancar, “Şimdi sıra, kendine demokratım diyen, bu iktidara karşı çıktığını söyleyen bütün partilerde, bütün kuruluş ve bireylerdedir” dedi.