Bir yılı aşkın süredir Edirne Cezaevi'nde bulunan Selahattin Demirtaş ve HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in terör örgütü propagandası yaptıkları iddiasıyla yargılandıkları davanın Silivri'de görülen duruşmasının ardından açıklama yapan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, " Belki de yargı tarihinin en rezalet duruşmalarından birine tanıklık ettik. Gerçekten neresinden tutarsanız tutun tutulacak bir yeri olmayan, adına iddianame bile denilmeyecek bir iddianame ile Demirtaş ve Önder yargılanmaya çalışılıyor" dedi.
İstanbul Zeytinburnu'nda 2013 yılındaki Nevruz etkinliğinde, HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'le yaptıkları konuşmada "Terör örgütü propagandası yaptıkları" iddiasıyla hakim karşısına çıkan Demirtaş ve avukatlarının hiçbir talebinin kabul edilmiyerek bir sonraki duruşma 16 Nisan'a ertelendi.
Duruşmanın ardından açıklama yapan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, şöyle konuştu:
"Biraz önce Sevgili Başkanımız selahattin Demirtaş ve Sevgili Vekilimiz Sırrı Süreyya Önder'in yargılandığı davadan çıktık. Buna ne kadar duruşma denebilir, buna ne kadar yargılama denebilir, hep beraber izledik. Belki de yargı tarihinin en rezalet duruşmalarından birine tanıklık ettik. Tutulacak hiçbir yanı olmayan, adına iddianame bile denilmeyecek bir iddianame ile Selahattin Demirtaş ve Sırrı Süreyya önder yargılanmaya çalışılıyor.
Duruşmaya başlarken her zaman olduğu gibi Selahattin Demirtaş bir hukuk dersi verdi. Bu yargılamanın olamayacağına dair bir hukuk dersini bir kez daha verdi ama bunu anlayan bir yargı makamı yoktu. Evet, orada bir duruşma salonu vardı ama duruşma salonunun ne yargı makamı ne iddia makamı vardı. Onlar siyasi iktidarın emrine girmiş, talimatla hareket eden bir makamı oluşturuyorlardı. Duruşma salonunda sadece savunma makamı vardı. Aslında orada hukukun nasıl işletilmesi gerektiğine dair dersi verdiler.
Baştan sona usul hatalarıyla dolu; aynı davadan birçok dosya olmasına rağmen birleştirme talebinin yine reddedildiğine, Anayasa’ya aykırılığın yine görmezden gelindiğine ve daha da ilginci fezleke ile iddianamenin aynı şeyleri ifade etmediğine tanıklık ettik. Baştan sona tutarsızlıkla dolu, sadece siyasi iktidarın emrini yerine getirmek için oluşmuş bir mahkeme ve onun emrindeki heyeti izlemek zorunda kaldık. Bu Türkiye'nin içinde bulunduğu siyasi iklimi bütün çıplaklığıyla ortaya koyan bir duruşma oldu. Buna tanıklık etmenin üzüntüsünü yaşıyoruz.
Sevgili Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş ve Sevgili Sırrı Süreyya Önder'in bu davada yargılanıyor olması aslında 6 milyon insanın siyasi iradesinin yargılanması anlamına geliyor. Biz bu duruşmaları kabul etmiyoruz, biz bu davaları kabul etmiyoruz.
Bu davaların müştekileri bile FETÖ’den yargılanmaktadır. 14 Şubat duruşmasında da bunu açık bir şekilde ifade ettik. Bugün FETÖ ile olan tek ittifak kanalı, HDP’ye karşı davalardır. AKP iktidarı sürekli FETÖ’ye karşı olduğunu söylüyor ama söz konusu HDP olduğunda FETÖ ile mahkeme salonlarında ittifak yapmaya devam ediyorlar. Bunu kabul etmiyoruz. Biz adaleti aramaya, adaleti var etmeye, demokrasi ve barış mücadelesini sürdürmeye devam edeceğiz."