HABER/ANALİZ
Ankara, bugün Cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçimler açısından kritik önemde iki ayrı etkinliğe ev sahipliği yaptı. HDP’nin Ankara Spor Salonu’ndaki 5. Olağan Kongresi’nin devam ettiği saatlerde, CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Gelecek Partisi, Deva Partisi ve Demokrat Parti liderlerinin “altılı masa” buluşması İYİ Parti Genel Merkezi’nde başladı.Altılı masanın parçası olmayan ve kendi demokrasi deklarasyonunu açıklayarak, “üçüncü yol” çizgisinde ilerleyeceğini duyuran HDP’nin kongresinden çıkacak mesajlar iki açıdan önemliydi.Birincisi, her seçim öncesinde bir biçimde AKP ile gizli uzlaşma yolları aramakla itham edilen ve seçimde muhalefet bloğunu baltalayacağı öne sürülen HDP’nin kritik önemdeki yeni dönem öncesinde net bir mesaj vermesi bekleniyordu.İkincisi kapatılması istemiyle açılan davanın gölgesinde kongresini toplayan HDP’nin yol haritasına dair ipuçları merak ediliyordu.
*
Kongre için Ankara Spor Salonu’nun seçilmesi ve “50 bin kişiyle Ankara’dayız” mesajının verilmesi aslında bu iki başlıkla ilgili bir fikir edinmeyi sağlıyordu.HDP, çekingen bir hatta, kapatma davasının sonucunu bekleyerek siyaset yapmak yerine, iddialı, sesini daha gür çıkartmayı amaçlayan bir çizgiyi benimsediğini bu tercihleriyle ortaya koydu.HDP’nin bir önceki kongresine oranla kalabalık daha az olsa da salon ve bahçe sabahın erken saatlerinden itibaren doldu.Bir gün önceden hazırlanan salonda, “Demokrasi İttifakı İle Üçüncü Yol”, “Eş Başkanlık Mor Çizgimizdir”, “İstanbul Sözleşmesi’nden Vazgeçmiyoruz”, “Kürt Sorununda Demokratik Çözüm”, “Tekçi Rejim Değil Demokratik Cumhuriyet”, “Savaş ve Tecrit Değil Barış ve Çözüm”, “Demokrasi İttifakı İle Mutlaka Kazanacağız”, “Özgür Basın Susturulamaz” pankartları asılıydı. Büyük, elektronik panoda da “Çözüm Biz’de” sloganı yer aldı.
*
Salonda büyük ilgi gören isimler vardı. HDP İzmir İl Başkanlığı’nda öldürülen Deniz Poyraz’ın fotoğrafı salonda asılıydı. Salonda oldukları anons edilen Poyraz’ın ailesi de büyük alkış aldı.Cezaevindeki HDP eski eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş, salonun en büyük ilgiyi gösterdiği isimdi. İsmi anons edildiğinde dakikalarca alkışlandı. Delegeler ve izleyicilerin bir bölümü Başak Demirtaş’ın oturduğu kısmın önüne gelerek, “Selahattin Demirtaş onurumuzdur” sloganı attı.Ahmet Türk, Sırrı Süreyya Önder salonun büyük ilgi gösterdiği diğer isimler arasındalardı.HDP, demokrasi bloğu oluşturma amacını davetli listesiyle de gösterdi.Avrupa’nın önemli sol partilerinin temsilcilerinin yanı sıra, Gezi aileleri, Roboski aileleri, Cumartesi Anneleri, Sivas Katliamı aileleri, Alevi örgütlerinin temsilcileri, diğer Kürt orijinli partilerin liderleri , EMEP, ESP, Sol Parti, TKP gibi sosyalist partilerin temsilcileri davetliler arasındaydı.Altılı masanın ortaklarından CHP, Gelecek Partisi, DEVA Partisi, Saadet Partisi de kongreye temsilci göndermişlerdi. İyi Parti ise kongreye davet edilmedi.
*
Salonun belli bölümlerinde zaman zaman Abdullah Öcalan sloganları atılması, iki kişinin parti görevlilerince engellenen Öcalan posteri açma çabası bazı gazetecilerin kongrede ilgi gösterdikleri tek başlığı oluşturdu. Bütün HDP kongrelerinde olduğu gibi, bir sonraki gün “soruşturmaya konu olması” muhtemel başlıklar hızla verildi, salonun karıştığı söylendi. Ancak salonun genel atmosferi aktarılan bu havadan uzaktı. HDP’nin de bu konuda hassas davrandığı gözleniyordu.
*
Salonun coşkusu, Demirtaş ve cezaevindeki oda arkadaşı, Diyarbakır eski Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı’nın mesajıyla yükseldi.Ortak mesajda, “Bizim kitabımızda teslim olmak, biat etmek, yenilmek yoktur. Zulüm iktidarını alaşağı edip, demokrasi, barış ve özgürlükleri sağlayıncaya kadar direnmeye devam diyoruz” denildi.HDP eski eşbaşkanı Figen Yüksekdağ’ın, Gültan Kışanak, Gülser Yıldırım, Edibe Şahin ve Nurhayat Altun ile birlikte kaleme aldıkları, “Öyle bir ufka geldik ki, en iyi en soylu direnenler kazanacak. Hayat ve hakikat tanığımızdır ki, HDP sadece kaybettirmeyi değil, kazanmayı da iyi bilir. Nice ateş çemberlerinden geçtik, yine geçeriz. Nice barajı yıktık, yine yıkarız” şeklindeki ortak mesaj da büyük alkış aldı.
*
HDP eşbaşkanı Pervin Buldan, mesajında, “’Bir haftada çatışma ortamını kaldırırım’ diyen Öcalan’ın sözüne ağır tecritle karşılık verilmesi çözümsüzlük kaosunu daha da büyüttü… Tecrit sonlandırılmalıdır” diyerek, İmralı’yı çözüm konusunda adres olarak gördükleri mesajını verdi.“Bir yüzyıl daha aynı acılarla böyle devam etmeyecektir. Savaş ve imha politikalarıyla Kürt sorunu gerçeğini ve Kürt halklarının kazanımlarını ortadan kaldıramayacaksınız” diyen Buldan, Kürtler’in demokratik siyasette ısrarcı olduklarını da vurguladı.Çözüme hazır olduklarını vurgulayan Buldan’ın, “Çözümün adımları eşit yurttaşlıktır, ana dilde eğitimdir, güçlü demokrasi ve yargının yarattığı tahribatların giderilmesidir. Çözüm yeri parlamentodur. Çözüm biziz, çözüm halkımızdır. Önceki deneyimlerimizle bu meselenin her anında yer almaya hazırız. Çözmeyen siyasetlerin dönemi kapanacaktır. HDP’nin dönemi başlayacaktır” ifadeleri de dikkat çekiciydi.Buldan, konuşmasında HDP’nin çizgisini anlatırken, HDP eşbaşkanı Mithat Sancar, reel siyaset konusunda mesajlar verdi.Sancar’ın konuşmasında şu üç başlık öne çıkıyordu:• “Kürt sorununun çözümü konusunda merkez TBMM olmalıdır” diyen Sancar, bu konuda Kolombiya’da yürütülen barış sürecini de örnek gösterdi.• Yerel seçimler öncesi Öcalan’dan gelen mektubun TRT’de okunmasına örtülü olarak atıf yapan Sancar, “Hükümeti buradan uyarıyoruz, tecrit üzerinden oyun oynamayın, tüm ülkeyi ve bölgeyi ilgilendiren bu denli önemli ve hassas bir meseleyi siyasi ikbal ve iktidar hedeflerinize alet etmeyin. İmralı adına söz kurmayın, halkı yanıltarak afaki gündemler yaratmayın. Tecride son verin, Abdullah Öcalan’ın ne düşündüğünü kamuoyunun öğrenmesini sağlayacak ve esasen hakkı olan imkanları sağlayın” dedi. Sancar, HDP’nin iktidarla anlaşacağı iddiaları için de “seçimler her yaklaştığında “iktidar ile anlaşma” gibi zeka yoksunu senaryolar tedavüle sokuluyor. Bunları ortaya atanların hangi kesimler olduğuna iyi bakılmalıdır! Bir anlaşma aranıyorsa savaş teskerelerine onay verenlere, savaş politikalarında iktidar ile aynı fikre ve zikre sahip olanlara, Kürtlere, HDP’ye ve demokrasi güçlerine yönelen baskılara dair ses çıkaramayıp iktidarın arkasına dizilenlere bakılmalıdır” sözleriyle de “AKP ile anlaşacaklar” söylentilerine kapıyı kapattı. • Sancar’ın muhalefete mesajı da netti: “Bizimle kamuoyu önünde açık, şeffaf görüşme yapılması halinde, tutum belgemizde duyurduğumuz ilkeler çerçevesinde müzakerelere ve ortak aday fikrine açığız. Şayet bu çağrımıza karşılık alamazsak, en doğal hakkımız olan seçimlere kendi adayımızla girme seçeneğini değerlendireceğiz. Bu durumda tabanımızla, demokrasi ittifakının bileşenleriyle, ulaşabileceğimiz bütün kesimlerle istişare ederek aday belirleyeceğiz. Hedefimiz de en az ikinci tura kalmak olacaktır.”
*
Buldan ve Sancar, HDP’nin “tutum belgesinde” yer alan ilkelerin dışında bir siyaset yürütülmeyeceğini, muhalefetle kamuoyu önünde Cumhurbaşkanlığı konusunu görüşebileceklerini, iktidarla bu koşullarda asla yan yana gelmeyeceklerini açık biçimde söyledi.HDP’nin bir diğer önemli mesajı, çözüm sürecinin sadece iktidarla yürütülecek bir süreç olmadığı vurgusuydu. Demokrasi bloğu oluşturarak, çözümde ısrarcı olunması yönünde politika yürütüleceği kongrede net biçimde dile getirildi. Buna paralel olarak, HDP, bir danışma kurulu da oluşturdu.Tarık Ziya Ekinci, Hasan Cemal, Ahmet Türk, Sırrı Süreyya Önder, Sevilay Çelenk, Ahmet Telli, Yavuz Önen, Mehmet Altan, Rıza Türmen gibi farklı çevrelerden isimler, HDP’nin danışma kurulunda yer aldı.
*
HDP kongresi, partinin “kapatılma” endişesi duymadığını ortaya koyması açısından mühimdi. Kongre, partinin her türlü gelişmeye karşı hazırlıklı olduğunu gösteriyordu.Kendine güvenen, politika üreten ve kilit konumunun farkında bir siyasi parti olduğunu kamuoyuna gösterebilmek adına kongreye büyük önem veren HDP, bu amacına ulaştı. Yol haritası da birkaç kilometre uzaklıkta aynı saatlerde toplanan altılı masanın cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda izleyeceği politika sonucunda netleşecek.