Milletvekili olmadan önce de hak ihlalleri konusunda çalışmalar yapan HDP Kocaeli Milletvekili Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu, cezaevlerine ilişkin sorunlar konusunda ilgili kurumlar ve üyesi olduğu İnsan Hakları Komisyonu’ndan gerekli desteği göremeyince tek başına kolları sıvadı.
Meclis’te Şubat ayı başından itibaren haftalık basın toplantılarının tümünü cezaevlerine ayıran Gergerlioğlu, hapishanelerdeki sorunları da mahkum ve olay bazında anlatarak sürdürüyor. Aynı konuları genel kurul kürsüsünden, sosyal medya hesabından ve kendi adı ve soyadının baş harflerini taşıyan ÖFG kanalından yapıyor. İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’na 67 cezaevinin yerinde incelenmesi dilekçesinden sadece birinin yerine getirildiğine dikkat çeken Gergerlioğlu, HDP’li vekillerine cezaevleri için konulan blokaja da dikkat çekerek, “Ben şimdi cepheden sesleniyorum. Israrla, inatla bu çok vahim iddiaları gündeme getiriyorum. Bunu yapmaya da devam edeceğim” dedi.
HDP’li vekillerin cezaevi ziyaretlerinde bir blokaj konulduğunu belirten HDP’li Gergerlioğlu, bir süre önce yaşadığı olayı da T24’e şöyle anlattı. Ben HDP milletvekili olarak cezaevini ziyaret edemiyorum. Kandıra Cezaevinde eski vekillerimiz var.
Gergerlioğlu, T24’e cezaevleri sorunlarını gündeme taşıma mücadelesini şöyle anlattı:
Yıllardır insan hakları alanında çalışmış birisiyim. Hemen her cezaevinden şikayet geliyor. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’na en çok dilekçe gönderen komisyon üyesi benim. Bu yasama yılı başından beri gönderdiğim dilekçe sayısı 500 civarında. Komisyon başkanlığından gelen dilekçeler yanıt sayısı 372. Ama çok çarpıcı bir şey var tüm devlet kurumları yüzde 100’ü ‘biz de ihlal yoktur’ cevabı veriyor. İnanılmaz bir şey bu.
Yoğun bir dilekçe alıyoruz bunun içinde 3-5 tanesi yanlış olabilir ama bizim kurumumuzda yüzde 100’ünde ihlal olmadığı yanıtı nasıl veriyorsunuz. Devlet kurumlarında baştan savma yanıt verme var. İnsan haklarını inceleme komisyonu çalışmasını son derece yetersiz. Biraz dostlar alışverişte görsün mantığı görüyoruz.
Biz yeni yasama yılı başından beri 67 cezaevi hakkında yerinde inceleme yapılsın başvurusu yaptık sadece Sincan Cezaevi'ne gidildi. Orada bir gazeteciye ziyaret etmek istedik ona da izin verilmedi.
HDP milletvekillerine bir blokaj var. Milletvekili olduktan sonra Ahmet Altan, Alpaslan Kuytul ve eski eş başkanlar Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ eski milletvekillerimiz için cezaevi ziyareti isteyelim dedim. Bu kadar sembolik anlamı var ve 10 aydır bekliyorum olumlu ya da olumsu bir cevap vermiyorlar.
Yasalar, yönetmelikler hiç umurlarında değil. Adalet Bakanlığı görmezden geliyor ve umurunda değil. Yanıt bile vermiyorlar. Bir keresinde Kocaeli Cumhuriyet Savcılığına gittim. Savcılık bana Kandıra Cezaevine ziyaret konusunda izin verdi. Arabamıza atlayıp gittik kapıda bize haber geldi Adalet Bakanlığı’nın izni gerekiyormuş. Görüşemeden geri çevrilmiş olduk.
Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun derde deva almayacağını düşündüm ve kendi çapımda ve kendi gayretimle bu işi üstlenmeye karar verdim. Bunu için Ocak ayından itibaren periyodik olarak her hafta cezaevi basın toplantısı yapıyorum. En az toplantılar 45 dakika sürüyor. Çok vahim ihlaller var ve yetiştiremiyorum. Ben bunları dile getirmekte kalmıyorum basın toplantısında sosyal medyada gündeme getiriyorum ve Adalet Bakanlığı’na soru önergesine çeviriyorum. Yüzlerce önergem oldu.
Cezaevlerinde çok zor durumda olanlar ve hamile tutuklular var. Son resmî rakamlar Kasım 2018’de verildi. O zaman bize 35 hamile kadın, 37 emziren anne denilmişti. Ben sayının şu anda arttığını düşünüyorum. O zaman cezaevindeki bebek çocuk sayısı 743 denilmişti şimdi 800’e yakın. Yeni tutuklular gelmeye başlıyor. Hamile tutukluların durumu çok vahim. Yüzlerce hamile tutuklu yasalara aykırı tutuluyor. Yasa çok açık, hamilelik döneminde ve 6 aya kadar emziren annelerin cezasının ertelenmesini söylüyor ama uygulamıyorlar.
Ben şimdi cepheden sesleniyorum. Israrla, inatla bu çok vahim iddiaları gündeme getiriyorum. HDP milletvekili olarak cezaevini ziyaret edemiyorum. Kandıra Cezaevi'nde eski vekillerimiz var. En azından bir cezaevi müdürü ile konuşayım istedim, ne oluyor bitiyor, ne haldeler öğrenmek istedim. Kocaeli Cumhuriyet savcısına gittim, o aradı müdürü. Müdür savcıya, ‘HDP vekillerin beni ziyareti yasaklandı’ Adalet Bakanlığı tarafından dedi. Kulaklarınıza inanamıyorsunuz. İnsan böyle saçmalığa isyan etmez mi? Bırakın tutuklu ziyaretini Cezaevi müdürü yasaklanmış bir milletvekiline. Dünyanın neresinde böyle bir yasak görülmüş”. Kulaklarınıza inanamıyorsunuz. İnsan böyle saçmalığa isyan etmez mi? Bırakın tutuklu ziyaretini cezaevi müdürü ziyareti yasaklanmış. Bu dünyanın neresinde görülmüş.
Gergerlioğlu’nun gündeme taşıdığı cezaevleri sorunlarıyla ilgili açıklamalar şöyle:
Tekirdağ 2 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda kardeşinin aşağıdaki sorunları yaşadığını aktarmıştır;
Mahpusun şu an Tekirdağ 2 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutulduğunu, kardeşinin LGBTİ koğuşunun diğer koğuşlara oranla rahat olduğunu ve orada daha rahat edeceğini düşündüğünü ve bu sebepten eşcinsel olduğunu beyan ettiğini ve LGBTİ koğuşuna geçtiğini aktarmıştır.
Sonrasında kardeşinin bu kararından pişman olduğunu, zaten LGBTİ olmadığını ve sadece koşulları daha iyi olduğu için böyle bir beyanda bulunduğunu, üç ay önce psikologa gidip LGBTİ bir birey olmadığına yönelik doktor raporu aldığını da eklemiştir. Kardeşinin bu rapora ve şu an bulunduğu koğuşta çok zorlanıyor olmasına ve LGBTİ koğuşundan çıkıp LGBTİ’lerin olmadığı bir koğuşa geçmek istemesine rağmen bu talebinin karşılanmadığını, kardeşinin bu sebepten ciddi psikolojik sorunlar yaşadığını ve kendine zarar verdiğini, aynı zamanda koğuşta diğer mahpuslarla kavga ettiği için can güvenliğinin olmadığını belirtmiştir.Kardeşinin psikolojik sağlığının bozulduğunu ve kendisine zarar vermesinden ciddi endişe ettiğini, diğer mahpusların kardeşine zarar verme ihtimalinden ötürü kardeşinin can güvenliğinden de endişe duyduğunu belirtiyor.Bakın oldukça sıkıntılı bir durum,tutuklu bir yanlış yapmış ama bu yanlışından sonra pişmanlık duyup düzeltmeye çalışmış ama bu durumda çözüm bulmak isteyen bir merci bulamamış karşısında.
***
Akhisar T Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda tutulmakta olan mahpusun aşağıdaki sorunları yaşadığını aktarmıştır; kendisinin daha önce B- 6 koğuşu koğuşun görüş saatlerinin 11:00 olduğunu, yakın arkadaşları B-2 koğuşunda bulunduğu ve görüş saatleri 11:00 olduğu için bu koğuşuna geçiş yapmak için dilekçe yazdığını,kendisinin isteği olmadığı halde B-7 koğuşuna sevk edildiğini, bu koğuşun ziyaret saatlerinin daha erken olduğunu ve ailesinin bulunduğu bölgeden cezaevine 11:00’dan önce ulaşamadığını, ailesinin daha erken yetişebilmek için bir gün önceden gelmeleri gerektiğini, ailenin ekonomik durumunun bir gün önceden görüşe gelip otelde kalmaya yetmediğini, kendisinin talebinin görüş saatlerine değişmediği ve arkadaşlarının bulunduğu bir koğuşa sevk edilmek olduğunu, kendisinin B-7 koğuşuna sevk edilerek hem kendisinin hem de ailesinin mağdur edildiğini, aktarmıştır. Evet biz biraz evvel bir vaka aktardık insanlar görüş saatlerine yetişebilmek için gece yarıları sabaha karşı yollara çıkıyor yorgun uykusuz halsiz bitkin bir şekilde yollara çıkıyorlar ve kazalar geçiriyorlar içeride de bunun sıkıntısı devam ediyor, insanlar bu görüşler yapılsın diye müracaatlarda bulunuyorlar ve büyük bir duyarsızlıkla karşılaşıyorlar.
***
Osmaniye 2 No’lu T Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda tutulan mahpusun aşağıda ki sorunları yaşadığını aktarmıştır; mahpusun şuan Osmaniye 2 No’lu T Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda tutulmakta olduğunu, kardeşinin ciddi sağlık problemleri olduğunu ve tedavi edilmediğini aktarmıştır. 19.04.2018 ve 08.10.2018 tarihinde kardeşinin başvurusu üzerine dernek olarak kurumunuza benzer bir başvuru da bulunmuştuk. Kardeşinin bu başvurulara rağmen mahpusun düzenli tedavilerinin yapılmadığını, mahpusun sürekli yoğun ağrısı olduğunu belirtmesine rağmen hastalığının teşhis edilmediğini, mahpusun Hepatit B Hastası olduğunu ve düzenli kontrollere götürülmediğini, idrara çıkmada sorun yaşadığı için prostatında bir rahatsızlık olduğundan şüphelendiğini eklemiştir. mahpusun bir an önce bir hastane sevklerinin yapılmasını gerektiğini ve kardeşinin hayatından endişe duyduklarını belirtmişlerdir. ”
***
Siverek T Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda kalan kardeşi mahpusun aşağıda ki sorunları yaşadığını aktarmıştır; mahpusun şuan Siverek T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutulduğunu. Kendisine derneğimiz tarafından gönderilen kitaplara güvenlik nedeniyle el konulduğunu, sadece “Mahpus Hakları El Kitabı” ve “Mahpuslar İçin Başvuru Kılavuzu”nun kendisine verilip diğer bütün yayınların ise verilmediğini aktarmıştır”. Cezaevlerine yayınların girmesi noktasında çok büyük bir keyfilik var maalesef ve bu devam ediyor.
***
Antalya L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda kalmakta olan mahpus 24.03.2019 tarihinde derneğimize (Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği – CİSST) yazdığı mektupta aşağıdaki sorunlardan bahsetmiştir.Mahpusun aktarımına göre; Mahpus, 1 yaşındaki SMA tip 1 hastası oğlu ile birlikte hapishanede kalmaktadır. (sağlık kurulu raporu ektedir.)Çocuk doğumun akabinde 10 gün yoğun bakımda kalmış akabinde hapishaneye dönüş yapmıştır. Çocuk şu anda yoğun bakıma alınmıştır. Babası da başka bir hapishanede olduğundan yoğun bakımdaki çocuğun yanında kimse bulunmamaktadır. SMA hastalığı çocuğun kas ve sinir sistemini eriten ve boyun bölgesinden aşağısının tutulmamasına sebep olan bir hastalıktır. Didem Ayşe Ertane bunu yine gündem etmiştik yine bir başka vesileyle gündem ediyoruz çocuk son derece sıkıntılı bir durumda çocuk yoğun bakımda kalıyor tekrar cezaevine gidiyor, anne 4 çocuğuyla perişan. Didem Ayşe Ertane’ye bir çözüm bulunması gerekiyor değerli arkadaşlar.Kürkçüler F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutulmakta olan mahpusun, kendisine kendisinin çeşitli dönemlerde hücre cezaları aldığını, tahliyesinin ertelenmemesi için hücre cezalarını zamanında infaz etmek için girişimlerde bulunduğunu. Cezaevi İdaresi’nin bu talebini “boş hücre bulunmadığı” gerekçesiyle ret ettiğini ve hücre cezasını infaz edemediğini bu sebepten 15.12.2020 yılındaki koşullu salıverilme tarihinde iyi halli olma ihtimalinin ortadan kalktığını belirtmiştir. Aynı zamanda İnfaz Koruma Memurları ile sorunlar yaşadığını ve can güvenliği olmadığını aktarmıştır.”