HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, eski MİT Kontrterör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür'ün T24 Ankara Temsilcisi Gökçer Tahincioğlu'na işkence hakkında yaptığı açıklamalara işaret ederek, "Benim beş yıldır söylediğim şeyleri o da söyledi, 'Ülkede birtakım insanlar kaçırılıyor, işkence ediliyor ve hatta öldürülüyor'" dedi. HDP'li Gergerlioğlu, iktidara yakın medyanın, "FETÖ'nün kozmik imamı" olarak tanımladığı, kaçırıldığı iddia edilenYasin Ugan’a 'işkenceyle 'Sezgin Tanrıkulu ve Ömer Faruk Gergerlioğlu ‘FETÖ’cüdür' diye yazdırıldığını" söyledi.
HDP'li Gergerlioğlu, Cumhurbaşkanlığı Plan Bütçe Komisyonu görüşmelerinde yaptığı konuşmada, Mehmet Eymür'ün açıklamalarına atıfta bulunarak, "Son beş yıldır Türkiye'de en az 35 kişi kaçırıldı, aylarca resmî olmayan yerlerde işkenceye tabi tutuldu, daha sonra Ankara Emniyetinde birden ortaya çıkıverdi veyahut da Sincan Cezaevinde ortaya çıkıverdi. Salim Zeybek Edirne'de kaçırıldı, eşi de beraber kaçırıldığında 'Siz kimsiniz beni kaçırıyorsunuz.' dediğinde, onlar 'Biz devletiz.' diyorlardı. Gökhan Güneş kaçırıldığında 'Siz kimsiniz?' dendiğinde 'Biz görünmeyenleriz.' diyorlardı. İşte, bize, bilhassa bu kaçırılma vakaları çok geliyor, bana ve Sezgin Tanrıkulu'na çok geliyor. Hepsini araştırıyorum, hiçbir şekilde kimliğini sormuyorum 'Gelen kişi kimdir?' diye, farklı kesimlerden olduğunu sonradan anlıyorum; sağdan, soldan, şuradan, buradan" ifadelerini kullandı.
Gergerlioğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Yusuf Bilge Tunç 6 Ağustos 2019'dan beri yok, yirmi sekiz aydır yok; nerede olduğu bilinmiyor, defalarca sordum. Zindaşti'nin yakını, Bahtiyar Fırat'ın eşi de başvurdu, Gökhan Güneş'in kız kardeşi de başvurdu, Yasin Ugan'ın eşi de, Salim Zeybek de ve Sayın Fuat Oktay'ın konuşmasında bahsettiği gibi uluslararası operasyonlarla Türkiye'ye getirilen Ayten Öztürk de başvurdu. Ayten Öztürk şu anda dışarıda, herkes onu dinleyebilir, altı ay boyunca kaçırıldığını, korkunç bir işkenceye tabi tutulduğunu, daha sonra cezaevine atıldığını ve arkadaşlarının onun vücudunda tam 898 yara saydığını söyledi; bunların hepsi medyada var. Şu anda bunları kim tasdik ediyor, teyit ediyor? Eski MİT Kontrterör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür. Bir kişiden bahsediyor, 'MİT mensubuydu, kaçırıldı ve öldürüldü.' diyor. Kimdi o? Burada ben açıklayayım mı bu lafları çünkü konuya vâkıfım? Ayhan Oran, eski bir MİT çalışanı. MİT çalışanları, eski mesai arkadaşlarının hakkını hukukunu sormuyor. Ben soruyorum, yıllardır bunun peşindeyim, peşinde olduğumuz için de görmediğimiz muamele kalmadı. Sunay Elmas, Ayhan Oran, Yusuf Bilge Tunç uzun süredir yoklar, yok edilmişler. Sunay Elmas ve Ayhan Oran beş yıldır yok, Yusuf Bilge Tunç 6 Ağustos 2019'dan beri yok, yirmi sekiz aydır yok; nerede olduğu bilinmiyor, defalarca sordum. Ailesi diyor ki: 'En azından ölüsünü istiyorum.' 'Yaz, hakkımızı istiyoruz.' diyor. Hüseyin Galip Küçüközyiğit dokuz ay kaçırıldı, kaçırılmadan önceki kamera görüntülerinden kızı tespit etti, 3 kişi onu takip ediyordu ve daha sonra, dokuz ay sonra Sincan Cezaevinde aniden ortaya çıktı.
Meclisin buna çok dikkat etmesi lazım, işkenceyle Yasin Ugan’a ifadesinde zorla 'Sezgin Tanrıkulu ve Ömer Faruk Gergerlioğlu FETÖ'cüdür.' diye yaz denmiş, kimsenin haysiyet cellatlığı ve itibar suikastı yapma hakkı yoktur.
İşte onlardan birisi, bir başkası Yasin Ugan. Şu gördüğünüz kişi, Altındağ ilçesi, Battal Gazi Mahallesinde kaçırıldı, bütün mahalle gördü kimin nasıl kaçırdığını, 50-60 kişilik resmî görevlilerin kaçırdığını tüm mahalle gördü. Ben de gittim orada bir inceleme yaptım, insanlarla konuştum ve daha sonra bu insan da altı ay boyunca işkence gördü, ardından mahkemede işkence gördüğünü beyan etti. Çok önemli bir şey söyleyeceğim o yüzden biraz müsaade... Ve bakın, bu belgeyi ilk kez açıklıyorum kamuoyuna, işkence gördüğünü beyan ettiği 25 sayfalık bu belgede kendisine işkenceyle ne söylettirilmiş biliyor musunuz? Meclisin buna çok dikkat etmesi lazım, işkenceyle 'Sezgin Tanrıkulu ve Ömer Faruk Gergerlioğlu FETÖ'cüdür.' diye yaz denmiş, yazmış ve daha sonra avukatına şu 25 sayfalık belgeyle bunu açıklamış. Bu çok önemli, kimsenin haysiyet cellatlığı ve itibar suikastı yapma hakkı yoktur. Ben ve Sezgin Tanrıkulu, insan hakları savunucusudur. Biz siyasete girmeden önce de insan hakları savunucusuyduk aynı bu şekilde kaybedilen insanların hakkını savunuyorduk ve savunmaya devam edeceğiz. Ben de bunları söylemeye devam edeceğim, Sezgin Bey de."