HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Garo Paylan, İstanbul Kuzguncuk'taki kilise saldırısını ve Hrant Dink Vakfı'nın tehdit edilmesine ilişkin, "Bunlar piyon... Saldırganların hepsini belki mağdur olarak görebilirim. İktidar nefret dili kullanıyor ve bu nefret dili nefret iklimi yaratıyor. Oysa ki barış ikliminde yaşasak o çocuklar barışla yetinecekler” dedi.
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Garo Paylan RS FM’de Atilla Güner’le Akşam Postası’nda Kuzguncuk’ta Kilise’ye yönelik saldırı ve Dink vakfına tehdidi değerlendirdi:
İktidarın nefret dili kullandığını ve bu nefret dilinin nefret iklimi yarattığını belirten Paylan, "Nefret iklimi nefret bataklığı yaratıyor. Nefret bataklığından da maalesef pek çok bundan etkilenen mahlukatlar ortaya çıkabiliyor ve gidip nefret suçları yapıyorlar. Bu anlamda ben kilisenin haçını kıran, yere atan kişiyi mağdur olarak da değerlendirebilirim. Çünkü birileri ona demiş ki burada Ermeni var, Ermeni kilisesi var. Onlar düşmandır, onlar haindir demiş. Belli ki nefret söylemleriyle kirletilmiş o gencimiz ve gitmiş kilisenin haçını kırabilmiş" dedi.
Paylan bu saldırıları kimin yapmış olabileceğine dair şu ifadeleri kullandı:
Devlet içinde belli karanlık güçler vardır ve bunlar durumdan vazife çıkarırlar. Ortalığı karıştırmak için devlet içerisindeki belirli karanlık güçler de olabilir veya durumdan vazife çıkaran güçler de olabilir. Bunlar belirli gençleri kullanırlar.
Mehmet Ali Ağca’sından, Hrant Dink’i öldüren Ogün Samast’a kadar. Bu tür nefret cinayetlerinde kullanılan piyonlar oldular. Bunların hepsini belki mağdur olarak görebilirim. Oysa ki barış ikliminde yaşasak o çocuklar barışla yetinecekler. Barışla yaşayacak ötekine saygı duyma düşüncesiyle yetiştirilecekler. Ötekine saygı duymayı öğreten bir eğitim sistemimiz olsa o çocuk gidip kilisenin haçını kırar mı? Ya da Ogün Samast barış düşüncesiyle büyütülseydi, Ermeni’nin bu ülkenin binlerce yıllık kadim bir halkı olduğunu öğretilseydi Hrant Dink’in barış dili anlatılsaydı Ogün Samast 17 yaşında Hrant’ı öldürür müydü? 13 yıldır cezaevinde.