HDP Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki, “2008’de tek başına hükümet oluşturan siyasi parti hakkında da kapatma davası açıldı. O gün de karşı çıktık ama bugün AKP, herhalde küçük ortağını küstürmemek için ölü balık taklidi yapıyor. AKP demokrasiyi savunmuyor, sadece kendileri için demokrasi istiyorlar. 'Şiddeti teşvik etmek' bir parti kapatma gerekçesi olursa; onların vay haline. Bu ülkede, şiddeti doğrudan teşvik edenler onlardır” dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda, 2020 kesin hesabı ve 2022 bütçe görüşmeleri ikinci gününde devam ediyor. Bugün; TBMM, Kamu Denetçiliği Kurumu, Anayasa Mahkemesi, Sayıştay, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın kesin hesapları ve bütçeleri ele alındı.
AKP, İYİ Parti ve MHP gruplarından yapılan konuşmaların ardından HDP Grubu konuşmalarına geçildi. HDP Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki, HDP Şırnak Milletvekili Hasan Özgüneş, HDP Şırnak Milletvekili Nuran İmir, Anayasa Mahkemesi ve Sayıştay hakkında konuştu.
Mehmet Rüştü Tiryaki, “Siyasi partiler hakkında açılmış kapatma davalarını anlatmaya çalışacağım. Türkiye’de son 30 yılda verilmiş parti kapatma davaları, İkinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa’da tüm parti kapatma davalarından daha fazla. AİHM’in kararları, Türkiye için örnek oluşturmadı. Her seferinde aynı gerekçelerle kapatma davaları açıldı ve kapatma kararları verildi. Hatta 2008’de tek başına hükümet oluşturan siyasi parti hakkında da kapatma davası açıldı. O gün de karşı çıktık ama bugün AKP, herhalde küçük ortağını küstürmemek için ölü balık taklidi yapıyor. AKP demokrasiyi savunmuyor, sadece kendileri için demokrasi istiyorlar” diye konuştu.
Tiryaki, şu ifadeleri kullandı:
“Şiddeti teşvik etmek bir parti kapatma gerekçesi olursa; onların vay haline. Bu ülkede, şiddeti doğrudan teşvik edenler onlardır. Mitinglerimize IŞİD tarafından bombalı saldırılar yapıldı. İl binalarımıza bombalı paketler gönderildi. Seçim otobüslerimiz yakıldı. İl binamıza girildi, bir arkadaşımız katledildi. Yüzlerce binamız linç girişimine maruz kaldı, genel merkez binamız yakıldı. Demek ki neymiş? HDP şiddetin en büyük mağduru olan partiymiş. Biz kimden gelirse gelsin; kişi, örgüt, devlet fark etmez, tavrımızı koyduk”
Hasan Özgüneş, yerel yönetimlere kayyım atamaları ve Mardin Belediyesi’ndeki yolsuzluk iddialarına ilişkin şunları söyledi:
“Sayıştay’ın kayyımlarla ilgili yolsuzluklarını dile getirmek istiyorum. Kayyım bir darbe rejimidir. İnsanlarımızın iradesine darbe vurulmuştur. Halkların iradesine darbe vurulmuştur. Eş başkanlığa karşı bir duruştur; kadının iradesine karşı bir darbedir. 193 belediyenin eş başkanı tutuklanmış, 95 belediyeye kayyım atanmıştır. AKP seçimlerde zorla yani diktatöryal yöntemlerle almıştır. Kayyım bir yansımasıdır. Sayıştay, Mardin Belediyesi’nde incelemelerde bulundu; Kayyım ile gelen Mustafa Yaman kenti adeta satılığa çıkarmıştır, milyonlarca liralık ihalelerin kanuna aykırı yapıldığını tespitini yapmıştır. Yeni bir kayyım atanmış, yapılan incelemelerde birçok evrak kaybolmuş, kamera kayıtları silinmiştir."
Nuran İmir ise “İktidar, ülkeyi bir parti politikası ile yönetiyor. Neredeyse her kamu yöneticisinin atamasını, cumhurbaşkanı tek başına yapıyor. Görevi TBMM adına kamu iradelerinin mali işlerini denetlemek olan Sayıştay’ın da görevini yaptığı kuşkuludur; Sayıştay niteliğini kaybetmiştir. Belediyelerimize birçok iftira attınız ama bunları kanıtlayacak tek bir belge bulamadınız çünkü tamamı iftira. Kayyımlarınız ne yaptı? Sayıştay bile görmezden gelemedi. Milyonlarca yolsuzluk kayyımların yanına kar kalınca, bu yıl da kayyımlar yolsuzluklarına devam etmektedir” dedi. (ANKA)