HDP’nin “İklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin araştırılması” önergesi AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. HDP Şanlıurfa Milletvekili Ömer Öcalan, “Kuraklık var. Ocak bitmek üzere, Ankara'dayız, hava durumu ortalaması 20 derecenin üzerinde. Yağmur yok, kar yok, bir iklim krizi var. Bu iklim krizi elbette dünyada da etkisini gösteriyor, ülkemizde de etkisini gösteriyor. Tabii ki bu iklim krizinin bir nedeni de insan evladıdır, ülkelerde de iktidarlardır, bunu açık bir şekilde söylemek lazım. Uygulanan yanlış politikalardır, yanlış siyasettir, doğaya tahakkümcü bakış açısıdır, araçsallaştıran yaklaşımdır” dedi.
HDP’nin, "İklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin araştırılması” önergesinin bugün TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmesi önerisi AKP ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Önerinin gerekçesini açıklayan HDP Şanlıurfa Milletvekili Ömer Öcalan şunları söyledi:
“Kuraklık var. Ocak bitmek üzere, Ankara'dayız, hava durumu ortalaması 20 derecenin üzerinde. Yağmur yok, kar yok, bir iklim krizi var. Bu iklim krizi elbette dünyada da etkisini gösteriyor, ülkemizde de etkisini gösteriyor. Tabii ki bu iklim krizinin bir nedeni de insan evladıdır, ülkelerde de iktidarlardır, bunu açık bir şekilde söylemek lazım. Uygulanan yanlış politikalardır, yanlış siyasettir, doğaya tahakkümcü bakış açısıdır, araçsallaştıran yaklaşımdır. Dünyada tatlı su oranı yüzde 5'tir; bunun yüzde 70'i tarımda kullanılıyor, yüzde 20'si sanayi ve evlerde kullanılıyor; bu Türkiye'de de böyledir. Elbette Türkiye, su oranı bakımından zengin bir ülkedir ama ilerleyen dönemde su çatışması, su savaşının olma ihtimali de vardır; bundan kaynaklı, kuraklıktan kaynaklı kıtlığın olma ihtimali vardır.
Bu ülkenin, bu coğrafyanın kıymetini bilmeliyiz, bunun üzerinde durmalıyız. Bu mesele sadece barajlardaki düşen su oranıyla alakalı değildir. Elbette ki birkaç ay içerisinde yağmur yağar, barajlar yüzde 90'a, yüzde 100'e yakın su depolayabilir, su doldurabilir ama genel itibarıyla her yerde ormanları kesiyorsunuz. Kaz Dağı'ndan tutun Cudi'ye kadar bir tahakküm, farklı bir zihniyetle coğrafyayı tarumar ediyorsunuz. Bununla bağlantılı, Urfa'da da Atatürk Barajı vardır, geçen seneye göre barajdaki su azalması yüzde 30'dur. Bizim oturup bunlara çözüm bulmamız lazım. Her devlet kurumunun ya da belediye olur, valilik olur kendi bünyesinde iklimle ilgili, kuraklıkla ilgili komisyonlar oluşturması gerekiyor ama AKP'nin aklı başka yerde. AKP imara açıyor, her tarafı betonlaştırıyor, ağaçları kesiyor, her yeri ihaleye veriyor. Ne iklimi düşünüyor ne toprağı düşünüyor ne hayvanı düşünüyor ne insanı düşünüyor ve bu iklim krizinin de en büyük sebeplerinden biridir.
HDP’nin önerisi üzerine söz alan CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun şunları kaydetti:
“İklim değişikliğinin ülkemizi nasıl sardığını ve tarım politikamızı etkilediğini yirmi beş ay önce söylemiştik ancak kulakları sağırlaşan iktidar bunu duymadı, duymak istemiyor. Oysa iklim değişikliğinden en çok etkilenen ülke olan ülkemizin ürün deseninin değiştirilmesi ve sulama konusunda da acil önlemler alması gerekmektedir. Uzmanlar otuz yıl içerisinde ülkemizde mevsimlik ve yıllık hava sıcaklıklarının 3 ile 6 derece arasında değişeceğini söylüyorlar, kuraklık artmış, sular azalmış ama biz maalesef hiçbir şey yapmıyoruz. Bugün Ocağın 19'u; dışarıda ne kar var yağmur var.
Samsun'da bugün ölçülen hava sıcaklığı 24,1 arkadaşlar. İşte, küresel iklimin gelmiş olduğu nokta burada. Sadece Zonguldak, Kastamonu, Bartın bölgesinde hafif nemli bölge var, ülkemizin geri kalan her tarafı kavruluyor ama biz ne yapıyoruz? Kafamızı gömmüşüz, boş işlerler uğraşıyoruz. Bir an evvel buradan çıkmamız lazım ve bu konunun elzem olarak araştırılması gerekiyor. Bizler uluslararası kuruluşları da yakından takip ediyoruz.
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin tahminlerine göre 2050 yılında 3 derece sıcaklık artışında, tarımsal verimde yüzde 25 ile 30 arasında verim azalacak, otuz yıl içerisinde gıda fiyatlarındaki düşüş yüzde 85'e varacak diyoruz. Yine, ülkemize geldiğimizde bizim ne yapmamız gerekiyor? Tarım üretim arz oranı yeniden belirlenmeli, imara açılacak tarımsal alanlar artık yasaklanmalı, tarımdan elimizi çekmemiz gerekiyor. Sulama sisteminde damlama ve akıllı sulama sistemine geçilmesi gerekiyor çünkü fazla su tüketmememiz gerekiyor. Gölet yatırımların artırılması gerekiyor. Kendi ilimde, Tekirdağ'da Gözsüz, Çimendere, Ahmedikli Barajları hâlâ daha maalesef havada kalmış, hiçbir işlem yapmamışsınız. Ülkemizde ekim tarihleri ve gübreleme üzerinde de çalışma yapılması gerekiyor. Yine, tarımsal alanlar, ormanlar, otlak alanlar, sulak alanlar, deniz kıyı ve ekosistemleri, çayırlar mutlaka koruma altına alınmalı. Topraksız tarım, onarıcı tarım, dikey tarım gibi yeni sistemlere geçilmeli. Tarım ve Orman Bakanlığı içerisinde meteoroloji birimi kurulmalı. Tarım sigortasının şemsiyenin genişletilmesi gerekiyor.” (ANKA)