HDP, Türkiye ve Rusya arasında uçak düşürülmesi olayı ile başlayan gerilimlere ilişkin Anayasa'nın 98 ve içtüzüğün 101, 102, 103’üncü maddeleri uyarınca genel görüşme açılmasını istedi. HDP Grubu adına Grup Başkanvekili İdris Baluken tarafından Meclis Başkanlığı'na verilen genel görüşme talebinde AK Parti’nin özellikle 2010 sonrası yürürlüğe koyduğu dış politikanın, her bir uluslararası gelişmede boşa düştüğü ve iflasın eşiğine geldiği ifade edildi. "Sıfır problem amacı sıfır komşu olgusuna dönmüştür." diyen Baluken, AKP tarafından çeşitli yapılarla ilişkiler kurulmaya çalışılarak giderilmek istense de bu politikanın sonucu Türkiye'ye ağır faturalar getirdiğini ve getirmeye devam ettiğini ifade etti. Cihan Haber Ajansı'nın haberine göre, Baluken, sözlerini şöyle sürdürdü: "Geldiğimiz dönem itibariyle İran, Suriye, Irak ile yaşanan sorunlara ek olarak Rusya ile yaşanan uçak düşürme krizi, AKP’nin yanlış dış politikasının kendi boyunu aşarak Türkiye halklarına fatura edilmesi şeklinde vuku bulmaktadır"
'Türkiye’ye her açıdan zarar getirecek bir duruma tekabül etmektedir'
Yaşanan olaylardan dolayı Rusya ile ekonomik ilişkilerin zarar göreceğini kaydeden İdris Baluken, "Rusya ile doğalgaz, turizm başta olmak üzere birçok alan üzerinden gelişen devasa ekonomik kapasitenin hasar görmemesi kaçınılmazdır. Rusya uçağının düşürüldüğü gün borsanın büyük zarar görmesi ve doların ani yükselişi ekonomide alarmların çalmasına neden olmuştur. Bölgesel barış konusunda başat öznelerden biri olan, Çin ve İran’la koordineli hareket eden Rusya’yla bu tarz sorunlar yaşamak, Türkiye’ye her açıdan zarar getirecek bir duruma tekabül etmektedir. HDP olarak AKP’nin gittikçe artan oranda tüm Türkiye ve Ortadoğu halklarına kabaran şekilde fatura edilen dış politikasından vazgeçmesi gerektiğini düşünüyoruz. Yine gruplar ve gayri meşru yapıların değil, Ortadoğu halklarının ve Türkiye halklarının yararını önceleyen bir dış politikanın acilen devreye konması gerektiğini ifade ediyoruz. AKP’nin Suriye’de Kürt halkı başta olmak üzere oradaki tüm halkların iradesini esas alması gerektiğini ve politikasını da buna göre kurması gerektiğini düşünüyoruz. Demokratik Cumhuriyeti inşa etmiş bir Türkiye’nin bölgesel barışın tesisinde muazzam bir işlev göreceği gerçekliği nettir." diyerek sözlerini tamamladı.