HDP, Silopi'de 1'i polis 4 kişinin hayatını kaybettiği olaylar için Meclis araştırması istedi

HDP, Silopi'de 1'i polis 4 kişinin hayatını kaybettiği olaylar için Meclis araştırması istedi

HDP’nin Şırnak Milletvekilleri Faysal Sarıyıldız, Aycan İrmez, Ferhat Encü ve Leyla Birlik,  Silopi'de 3’ü sivil 1’i polis 4 kişinin hayatını kaybettiği olaylar için Meclis araştırması istedi. İçişleri Bakanı Sebahattin Öztürk’e konuyla ilgili soru yöneltildi. Araştırma önergesinin gerekçesinde “7 Haziran seçimlerinde istediği sonucu alamayan geçici AKP Hükümeti oy oranlarında en fazla düşüş olan yerleri savaş alanına dönüştürmektedir. Toplumların belleklerinde yakıcı izler bırakan katliam ve sindirme politikaları toplumda büyük bir infial durumu yaratmaktadır. Türkiye halklarının birlikte yaşam ve tarihsel beraberlerliğini şiddet politikaları ile dinamitleyenler  ülkeyi giderek tehlikeli bir merhaleye sürüklemektedir. Savaş konseptini devreye sokarak mevcut iktidarını tahkim etmeye çalışan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve siyasi iktidarın izlediği tehlikeli politikanın önüne geçilmesi, bu kirli siyasete bağlı olarak Silopi’de katliam girişiminde bulunanların açığa çıkarılması, olayların aydınlatılması ve yurttaşların zararının tespit edilip tazmin edilmesi için Meclis araştırması açılması önem arz etmektedir” denildi.

TBMM Başkanlığı’na sunulan araştırma önergesinin gerekçesi şöyle:

Türkiye Cumhuriyeti tarihi; toplu ölümler, köy boşaltmalar, köy yakmalar, zoraki göçler ve devlet güvenliği adı altında acımasızca hayata geçirilmiş çok sayıda savaş suçu ve hak ihlallleri ile doludur. Bu örneklerin acımasız olanlarından biri de Kürtlerin hukuki hak ve taleplerine yönelik uygulanan baskı şiddet ve sindirme politikalarıdır. Kürtlerin demokratik hak ve taleplerinin inkarı, Kürtlerin soykırım eşiğine kadar getirilmesine neden olmuştur. 1990’lı yıllar bu duruma örnek teşkil etmesi açısından, devletin karanlık ve şiddet dolu yüzünün en net şekilde görüldüğü zamanlardır.

Devlet, 1990’lı yıllarda tüm Kürt illerinde, sivil halka karşı sistematik bir yıldırma ve bastırma politikası geliştirdi. Şırnak ili ve ilçeleri de 90’lı yılların inkar ve imha politikalarından en çok nasibini alan kent oldu. Binlerce yurttaşımız ya öldürüldü ya kaybedildi ya da faili meçhul cinayete kurban gitti. 1990’ların karanlığını, acısını ve toplumsal travmasını henüz üzerinden atamayan Şırnak, yeniden devletin ceberrut yüzü ile karşı karşıya kalmıştır. Son dönemlerde Şırnak ve ilçelerinde yürütülen kirli politikalar insanlık ve hukuk katliamıdır.

En son 07.08.2015 tarihinde Şırnak’ın Silopi İlçesi’nde sabaha karşı saat 05.00 sıralarında polis Zap ve Barbaros mahallelerine dönük gözaltı operasyonları düzenlemek istemiştir. Mahalle sakinleri operasyona engel olmak isteyince güvenlik güçleri silahlarla yurttaşlara müdahalede bulunmuştur. Yapılan müdahalede 3 sivil yurttaş yaşamını yitirirken, 15 kişi de vücutlarına isabet eden gerçek mermiler ile çeşitli yerlerinden yaralanmıştır.

Görgü tanıklarının beyanlarına göre çatılara keskin nişancılar yerleştirilmiş, yurttaşlara kasten ve hedef gözeterek kurşun sıkılmıştır. Tank ve zırhlı araçlar yurttaşlara ait evleri ve elektrik direklerini yıkıp Zap Meydanı yakınlarındaki Aytaç Sokak ve çevresindeki evleri rastgele taramıştır. 1 ev zırhlı araçların elektrik trafosunu devirmesi sonucu çıkan alev ile yanarken, 2 ev de polisin attığı ateşli mermiler ile yandı.

Polis baskınında 58 yaşındaki itfaiye çalışanı Hamdin Olaş, ateşe verilen evini söndürmek isterken keskin nişancılar tarafından vuruldu. Yaralanan Olaş, araçla götürüldüğü Silopi Devlet Hastanesi'nin kapısında polis tarafından taranarak katledildi.  Celal Kanat (50) da Olaş'ı hastaneye götürürken polis tarafından aracın taranması sonucu yaralandı.

17 yaşındaki Mehmet Hıdır Tanboğa isimli genç de polisin açtığı ateş sonucu yaralandı. Yaralı halde hastaneye getirilen Tanboğa, hastaneye yakın bir sokakta, eczane önünde getirildiği aracın içinde polisin açtığı ateş sonucu  infaz edildi. Aracın içinde bulunanlar ise gözaltına alındı. Yaşamını yitirenlerden 27 yaşındaki 3 çocuk babası Kamuran Bilgin de evinin kapısının önünde polisin açtığı ateşle öldürülmüştür.

 

Silopi’de gerçekleşen sivil katliamın birinci dereceden sorumlusu yurttaşların can ve mal güvenliğini ortadan kaldıran “İç Güvenlik Yasası”nı kanunlaştıran ve bu yasaya dayanarak toplumsal muhalefeti sindiren geçici AKP Hükümeti’dir. Kolluk güçlerini koruyan ve kollayan siyasal iktidar yurttaşlara dönük her türlü katliamı ve hak ihlalini meşru kılmaya çalışmaktadır.

7 Haziran seçimlerinde istediği sonucu alamayan geçici AKP Hükümeti oy oranlarında en fazla düşüş olan yerleri savaş alanına dönüştürmektedir. Toplumların belleklerinde yakıcı izler bırakan katliam ve sindirme politikaları toplumda büyük bir infial durumu yaratmaktadır. Türkiye halklarının birlikte yaşam ve tarihsel beraberlerliğini şiddet politikaları ile dinamitleyenler  ülkeyi giderek tehlikeli bir merhaleye sürüklemektedir. Savaş konseptini devreye sokarak mevcut iktidarını tahkim etmeye çalışan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve siyasi iktidarın izlediği tehlikeli politikanın önüne geçilmesi, bu kirli siyasete bağlı olarak Silopi’de katliam girişiminde bulunanların açığa çıkarılması, olayların aydınlatılması ve yurttaşların zararının tespit edilip tazmin edilmesi için Meclis araştırması açılması önem arz etmektedir.

HDP milletvekilleri,  İçişleri Bakanı Sebahattin Öztürk’e  şu soruları yöneltti.

-Şırnak ve ilçelerinde sistemli bir öldürme politikası haline gelen ölümlerinin önüne geçmek, “cezasızlık” zırhlı ile korunan kolluk güçlerine yönelik etkin bir soruşturma yapmayı düşünüyor musunuz?

-Silopi’de ateşli silahların kullanılması “kamu düzeni”ni sağlama maksadıyla mı yapılmaktadır? Ateş açma emri Bakanlığınızın bilgisi dâhilinde midir?

-Polis baskınında yaşamını yitiren Hamdin Olaş, Mehmet Hıdır Tanboğa ve Kamuran Bilgin’in keskin nişancılar tarafından vurulduğu doğru mudur? Görgü tanıklarının beyanlarına göre Hamdin Olaş ve Mehmet Hıdır Tanboğa’nın yaralı halde hastaneye getirilirken, hastane yakınlarında infaz edilmiştir. Bu olaydan sorumlu tutularak gözaltına alınan, idari ve/veya adli soruşturmaya uğrayan kolluk güçleri var mıdır? Başlatılmadıysa bu yönlü bir soruşturmanın açılması için bir girişiminiz olacak mıdır? Silopi’de 3 kişiyi vuran polisler ve bu emri veren yetkililer görevden el çektirilmiş midir?

-Sokaklarda ve caddelerde dolaşan eli silahlı, sakallı ve bandanalı görünümleri ile yurttaşlar tarafından IŞİD’li benzetmesi yapılan ve tedirginlik uyandıran kişilerin sosyal medyada görüntüleri bulunmaktadır. Bu kişiler kimlerdir, görevleri nedir?

-Silopi’de polisin kullandığı mermilerin bir kısmının MKE yapımı olmadığı tespit edilmiştir? Polisin silah envanterinde MKE yapımı olmayan silah ve mermiler mevcut mudur? Silopi’de öldürülen 3 kişi hangi tür silahtan çıkan mermiler ile vurulmuştur? Vücutlarından çıkan mermiler MKE yapımı mıdır?”