Halkların Demokratik Partisi (HDP) MYK üyeleri ve milletvekilleri, tutuklu bulunan HDP eş genel başkanları ve vekillerin durumuna dikkat çekmek için Anayasa Mahkemesi (AYM) önünde basın açıklaması yaptı. HDP Sözcüsü Osman Baydemir, eş genel başkanlarının hala cezaevinde bulunduğunu hatırlatarak, "Tam 171 gündür, bu ülkede hukuk çiğneniyor. Milletvekillerimizi tutuklayan bir mahkeme değil, siyasi bir otoritedir. Bu siyasi otoritenin baskısına boyun eğen her bir mahkeme, her bir hakim açık bir şekilde anayasa suçu işlemiştir" dedi.
DHA yer alan habere göreAYM önündeki açıklamaya HDP Sözcüsü Baydemir, HDP Meclis Başkanvekili Pervin Buldan, HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım'ın yanı sıra HDP'li milletvekilleri de katıldı. HDP eş genel başkanlarının ve HDP'li vekillerin tutuklu bulunmasının, anayasal suç olduğunu savunan Baydemir, şöyle konuştu: "Tam 171 gündür bu ülkede hukuk çiğneniyor. 4 Kasım darbesinden bugüne kadar 15 milletvekilimiz tutuklandı. Bugün itibariyle halen 12 milletvekilimiz, 2 eş genel başkanımız bugün cezaevinde tutulmaya devam ediyor. Eğer Türkiye'de referandum sonucu gayrimeşru olarak görülüyorsa bugün hukuken, ahlaken ve siyaseten referandum sonucu kabul görmüyorsa bunun en önemli nedenlerinden bir tanesi eş genel başkanlarımız Selahattin Demirtaş'ın ve Figen Yüksekdağ'ın, grup başkanvekillerimizin, parti sözcümüzün, milletvekillerimizin cezaevlerinde tutulmasından kaynaklanmaktadır. Hiçbir zaman geçmiş olan adalet, adalet değildir. Bir kez daha açık ve net bir dille ifade etmek isteriz ki milletvekillerimizi tutuklayan bir mahkeme değil, siyasi bir otoritedir. Bu siyasi otoritenin baskısına boyun eğen her bir mahkeme, her bir hakim, açık bir şekilde anayasa suçu işlemiştir. 171 gündür eş genel başkanlarımızın, milletvekillerimizin tutuklu bulunması anayasal suçtur. Bir kez daha Anayasa'nın 67. maddesini Anayasa Mahkemesi'nin sayın başkanını, bütün üyelerini Anayasa'nın hükmünün ve gereğinin yerine getirmeye davet ediyoruz. Anayasa'nın 67. maddesi çok açık bir şekilde her yurttaşın seçme ve seçilme hakkını belirlemiştir. Her yurttaş için serbest siyaset yapma hakkını düzenlemiştir. Ama tam 171 gündür eş genel başkanlarımızın şahsında 6 milyon insanın seçme hakkı, insanların siyaset yapma hakkı gasp edilmiştir. MYK ve grubum adına Anayasa Mahkemesi'nin sayın başkanını ve üyelerini bugün referandumun sonuçlarının gayrimeşruluğunda rol ve sorumluluk sahibi olduklarının farkında olmaları gereğini yineliyorum"
AYM'yi 4 yıl önce verilen 'Balbay kararı'nın gereğini yerine getirmeye davet eden HDP'li Baydemir, "Değişen ne oldu? 4 yıl önce verdiğiniz bir karar var, bir içtihat var. O kararın, içtihadın neredeyse 140'ı aşkın gerekçesi var. Her bir gerekçesi bir milletvekilinin yerinin parlamento olması gerektiği, bir milletvekilinin hiçbir şart ve koşulda yasama faaliyetinden koparamayacağı inancından hareketle bir karar verdiniz. O karar 48 saat içerisinde hayat buldu, yaşam buldu. 4 yıl önce verilen bu karar bugün neden uygulanmıyor? AYM kendi varlık gerekçesi olan içtihatlarını uygulamayacak da yerel mahkemeler AYM kararlarını uygulamayacak da kim uygulayacak? Temenni ediyorum ki bu, AYM önünde yapacağımız son açıklama olsun" dedi.
HDP Sözcüsü Baydemir'in ardından söz alan HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar ise AYM'nin kendi içtihatlarına uygun davranması gerektiğini belirterek, şunları söyledi: "Söyleyecek yeni bir şeyimiz yok. Konuşması gereken Anayasa Mahkemesi'dir. Ya bir açıklama yapsınlar hemen ya da bizim asıl beklentimiz dosyaları gündeme alsınlar karar versinler. Verecekleri karar bellidir, yapacakları iş bellidir. Bizim çağrılarımızın asıl amacı bu durumu kamuoyuna hatırlatmaktır. Buna ilaveten Anayasa Mahkemesi Başkanı ve üyelerine bir şans daha tanımak istiyoruz bu çağrılarımızla. Bu şans da kendi onurlarının ve yargının itibarını kurtarma şansıdır. Bir an önce kendi içtihatlarına uygun davranmalıdırlar. Kendi içtihatları bellidir. Milletvekillerinin yasama faaliyetlerini yerine getirmeleri hem onları seçenlerin seçme hakkına hem de kendilerinin seçme ve temsil hakkına bir saldırıdır tutuklu olmaları. Serbest bırakılmaları bu hakkın gereğidir. AYM'nin içtihadı da bu yöndedir. Anayasa Mahkemesi Başkanı, bir açıklama yapmalıdır. Hemen bir açıklama yapmalıdır. Neden geciktiriyorlar? Dosyaları neden gündeme almıyorlar ve neden içtihatlarına uygun kararları neden vermiyorlar? Eğer siyasi baskı varsa, eğer korkuyorlarsa yapmaları gereken bir şey daha var. İstifa etsinler, bu görevi bıraksınlar. Kim yargının fonksiyonunu yerine getirmekten korkuyorsa o makamı işgal etmeye hak sahibi değildir. Hemen dosyaları gündeme alsınlar, içtihatlarının gereğini yapsınlar ve milletvekillerimizi, eş başkanlarımızı serbest bıraksınlar"