HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, cezaevindeki HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın cumartesi günü kalp spazmı geçirdiğini söyledi. Demirtaş'ın kalp spazmı geçirmesine kolestrolün de etkisi olduğu bildirildi.
Bilgen'in açıklaması, HDP'nin Twitter hesabından aktarıldı. Bilgen, "Cumartesi günü Sayın Demirtaş cezaevinde kalp spazmı geçirmiştir. Eş Genel Başkanımızın sağlık durumuna ilişkin kaygılarımız var" ifadesini kullandı.
"Demirtaş'ın daha önce de kalp rahatsızlığı geçirdiğine dair raporlar olmasına rağmen gerekli sağlık hizmetinden mahrum bırakılıyor" diyen Bilgen, "Demirtaş'ın muayenesinin uygun bir hastanede, tarafsız doktorların denetiminde yapılması için Tabipler Birliği'ne başvuracağız" açıklamasında bulundu.
Bilgen'in açıklamaları şöyle:
Öncelikle biz ilk saatlerde kınama açıklamamızı yapmış olmamıza rağmen İstanbul Beşiktaş’taki saldırıyla ilgili hala partimize yönelik linç kampanyası yürütülüyor. Yaptığımız kınama açıklaması eğer basında hak ettiği yeri bulmuyorsa bu Türkiye’de basın üzerindeki baskının, sansürün gücünü gösterir. Tabi ki siyasetin görevi ölümler karşısında, şiddet, çatışma karşısında sadece açıklama yapmak, hamasi mesajlar vermek değildir.
Siyasetin sorumluluğu, herkesin can güvenliğini güvence altına alacak tedbirler almak ve sorunlarla ilgili hukuk devletinin ölçülerine bağlı kalarak etkin soruşturma süreçlerini yürütmektir. Fakat akılları fikirleri başkanlığı kotarmak olanlar “dervişin fikri neyse zikri de odur” kabilinden henüz birkaç dakika bile geçmeden patlamadan hükümete yakın kimi yazarlar, uzmanlar, milletvekilleri, bu saldırıyı başkanlığı önlemeye dönük bir girişim olarak tarif ettiler.İnsan hayatının bir koltuk hevesine bu kadar basitleştirilmesi asla kabul edilemez.
Bu saldırı sonrasında partimize yönelik kullanılan intikam sözleri nasıl bir ortamda yaşadığımızı ortaya koyuyor.
Bu fotoğraflar İstanbul İl örgütümüzden, şu anda da abluka devam ediyor. TOMA’lar kapının önüne çekilmiş. İçeride bulunan arkadaşların çıkmasına ve vekillerimizin dahil içeri girmelerine izin verilmiyor. Bu manzaranın İstanbul’daki patlamanın faillerini bulmakla ilgisi olabilir mi? Güvenlik güçlerinin bir örgütün il örgütüne girerek “geldik yoktunuz” yazmasının izahı nedir? İntikam almaktan kastınız bu muydu?
Bugün sabahtan bu yana 237 parti yöneticimizin gözaltına alındığını öğrendik. Rakamlar her saat artıyor. Adana’da daha önce ev hapsi cezası verilen il yöneticilerine bile gözaltı muamelesi yapılıyor.
İstanbul’da 19, Adana’da 23, Mersin’de 54, Ankara’da16, İzmir’de 5, Manisa’da 2, Kayseri’de 15, Urfa’da 100’ün üzerinde üye ve yöneticilerimiz gözaltında.
Elimizdeki rakamlar son 2 yıl, son 1 yıl ve son 1 ay içinde partimize yönelik tavırla başkanlığı kotarma girişiminin nasıl iç içe geçtiğini gösteriyor.
22 Temmuz’dan bu yana parti üye ve yöneticilerimizden 7 bin 432 kişi gözaltına alındı ve Eş Genel Başkanlarımız, milletvekillerimiz, MYK, PM üyelerimiz, il-ilçe yöneticilerimiz dahil olmak üzere 2 bin 345 kişi de tutuklandı.
Biz daha önce de bu baskıları yaşayan ve burada siyaset yapmanın anlamının, bedelinin ne olduğunu bilen insanlarız. Bütün partililerimiz, il-ilçe yöneticilerimiz, milletvekillerimiz, Eş Genel Başkanlarımız bunun farkındadır. Dolayısıyla da bugüne kadar parti kapatmalar, milletvekili tutuklamalar, il-ilçe yöneticilerini mahkum etmeler nasıl bu mücadeleyi durdurmadıysa bundan sonra da ne demokrasi ve barış mücadelemizi durduracak ne de Türkiye’nin güvenliğine huzuruna hizmet edecektir.
AKP-MHP ortaklığıyla sunulan Anayasa taslağında, bir maddede ortaya koydukları kuralı iki madde sonra kendileri başka bir bağlamda içini boşaltıyor. Taslakta Cumhurbaşkanı’nın iki kez üst üste görev yapabileceği (toplam 10 yıl) söylenirken, bir başka maddede erken seçim olduğunda Cumhurbaşkanlığı süresine neredeyse hiç sınır konulmayarak Cumhurbaşkanının inisiyatifine bırakılıyor. Cumhurbaşkanı, kendi görev süresinin dolmasına bir yıl kala erken seçim kararı alarak sonsuza dek cumhurbaşkanı olarak kalabilir!
Bu metni tek tek madde madde tartışmayı doğru bulmuyoruz. Ama son derece belirleyici olan, MHP ve AKP’nin kamuoyunu birlikte yanılttığı bir konu daha var: Cumhurbaşkanı’nın sorumsuzluğu, yargılanamaması durumu ile ilgili maddede devam ediyor. Bu madde kaldırılmamış, değiştirilmemiş. Cumhurbaşkanı’nın tek başına yaptığı işlemler ile ilgili yargı denetiminin dışında bırakılması düzenlemesi devam ediyor. Bu düzenleme devam ettikçe cezai sorumluluk diye önerdikleri iki üç aşamada Cumhurbaşkanı’nın yargılanabilmesine ilişkin düzenlemenin hiçbir anlamı yoktur.
Son olarak Eş Genel başkanımızın sağlık durumuyla ilgili bir kaygımızı paylaşacağım. Cumartesi günü Sayın Selahattin Demirtaş cezaevinde kalp spazmı geçirmiştir. Sayın Demirtaş daha önce de kalp rahatsızlığı geçirmiş olmasına ve bununla ilgili raporlar bulunmasına rağmen şu anda cezaevinde gerekli sağlık hizmetlerinin sunumundan mahrum bırakılıyor. Biz tarafsız uzman doktorların denetiminde incelemenin yapılması için Tabipler Birliği’ne başvuru yapacağız ve tarafsız uzman doktorlarım gözetiminde muayenenin yapılmasını ve buna uygun bir hastanede yapılmasını talep edeceğiz.
Demirtaş, cumartesi akşamı gerçekleşen Beşiktaş saldırısıyla ilgili olarak bugün avukatları aracılığıyla bir açıklama göndermişti.
Demirtaş, mesajında "İstanbul'da Cumartesi akşamı gerçekleşen acımasız katliamı lanetliyor, kınıyorum. Bütün toplumu, halkımızı şiddet karşıtlığında, barış, kardeşlik, demokrasi ve özgürlük duyguları etrafında umutla bir arada durmaya davet ediyorum" ifadelerini kullandı.