HDP Sözcüsü ve Kars Milletvekili Ayhan Bilgen, anayasa değişikliğinden tutuklu milletvekillerine Türkiye gündemini ilgilendiren konular hakkında değerlendirmelerde bulundu. Bilgen anayasa değişiklik teklifinin Meclis'ten geçmesinin halinde referandumuna giden süreçte HDP’ye yönelik operasyonların giderek artacağı görüşünü savundu. Hakkında fezlekesi olan 55 HDP milletvekilinin gözaltına alınmak istendiğine dikkat çeken Bilgen, "Aslında bu, parça parça kapatmaktır, fiilen kapatmaktır. Resmi bir parti kapatma olmasa bile fiilen kapatmaktır" dedi.
T24'e konuşan Bilgen, önceki gün cezaevinde kalp spazmı geçiren Selahattin Demirtaş konusunda bugün Türk Tabipler Birliği’ne (TTB) başvurarak tarafsız bir heyet eliyle kontrol edilmesini isteneceğine ilişkin başvuruda bulunacaklarını söyledi. HDP'nin AKP tarafından bilinçli bir biçimde yasama faaliyetlerine katılmama baskısıyla karşı karşı olduğuna dikkat çeken Bilgen’in değerlendirmeleri şöyle:
"Yasama faaliyetlerine katılmama yönünde bir kara almamızı zorluyorlar bilinçli bir şekilde. Uzun bir süre biz ağır eleştiriler yaptığımızda bile cevap vermiyorlardı. Dün gece Sağlık Bakanı'nı yaptığı konuşma son derece provokatif bir dil içeriyordu. Hiçbir arkadaşımızın konuşmasına izin vermediler. Gece yarısında grubumuza gelerek saldırdılar. Bu bizim Genel Kurula katılmamamız yönünde karar almamızı zorlayan bir arayıştır. Çünkü şunu biliyorum ben, anayasa görüşmelerinde biz olmazsak CHP de çok sert muhalefet yürütmez çok hızlı bir biçimde komisyonda ve genel kurulda geçer bu maddeler. Böyle bir yaklaşım içindeler.
"Üç parti gurubu metni hazırladıktan sonra bizim gurup yöneticilerimizi aradılar. Biz ortak metin yayınlayacağız siz de katılır mısınız diye arkadaşlarımız gitti ve yani metne katkı yapmak istediler. Eleştiri ve önerilerimizi söylemek üzere hayır biz metni yazdık istiyorsanız imzalayın istemiyorsanız imzalamayın. Bunun üzerine biz kendi metnimizi yayımladık. Bizin ortaklaşmamamızı isteyen bir tutum olmadı. Bu referanduma yönelik bir algı operasyonu. Patlamaları ve saldırıları bile buna yönelik araçsallaştıran algı yönetimi de bunu fırsata çeviren bir kampanya yürütüyor.
"15 Temmuz süreci bize göre hala ittifakları ve pazarlıkları devam ediyor. Kendi içinde Bylock kullanan milletvekili ve bakanları tasfiye etme arayışı içindeler. Bunu yaparken de siyasi bir risk yaşamamak için de MHP ille kalıcı bir koalisyon arayışı içindeler. Bu sürece anayasa yapma meselesi değil, sadece cumhurbaşkanını geleceğini garanti altına almak meselesi değil, Türkiye’deki siyasi aritmetiği de yeniden şekillendirme çabasıdır.
"55 milletvekili içinde fezlekesi olan gözaltı yapma niyeti içindeler. 55 milletvekilini de gözaltına almak parça parça zamana yayarak bir kısmını serbest bırakıp bir kısmını yargılamalarına devam edip bir kısmını adli kontrol şartıyla, bir kısmını da tutuklamayı düşünüyorlar. Bu yargı süreci olmaktan çıktı özellikle referandum sürecinde partinin çalışmasını imkansızlaştırılacak il ve ila örgütlerinde genel merkeze karar işlevsizleştirmek için bir operasyon yapıyorlar. Aslında bu, parça parça kapatmaktır, fiilen kapatmaktır. Resmi bir parti kapatma olmasa bile fiilen kapatmaktır. Geleceğe yönelik hesapların önünde HDP’yi engel olarak görüyorlar. Bu engeli ortadan kaldırmanın arayışı içindeler.
"Ara seçim planı yapılabiliyor olabilir. Mahkemelerin hızlanması bunu doğrulayan bir şey gibi olabilir. Bu 330 kriz çözülemezse MHP konseptine rağmen çözemezlerle takviyelerle böyle bir plan olabilir. Bana göre bu B Planı gibi görünüyor."