Ayşe Sayın
Halkların Demokratik Partisi'ne (HDP) yönelik kapatma davası istemi, "açılmamak üzere kapatılsın" talebini uzun süredir dile getiren Milliyetçi Hareket Partisi'nde (MHP) memnuniyet yaratırken, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) yönetiminden ise herhangi bir destek veya eleştiri gelmedi.
AKP'de siyasi parti kapatmaya ilkesel olarak karşı tutum sürdürülürken, dava sürecinin olası siyasi sonuçları da değerlendiriliyor. İktidar partisinde ağırlıklı görüş, parti kapatma yerine, HDP'ye verilen Hazine yardımının kesilmesi veya önemli yöneticilerin devre dışı bırakılarak partinin etkisizleştirilmesi yönünde.
AKP yönetimi, kapatılan partilerin yerine yenisinin kurulması engellenemeyeceği için, kapatmanın çözüm olmayacağı görüşünü koruyor.
Ayrıca, geçmişte kapatma davalarına muhatap olmuş, bu nedenle parti kapatmayı zorlaştırmış bir iktidar partisi olarak, "siyasi parti kapatmayı" savunmanın çelişki olacağı da uzun süredir seslendiriliyor.
Ancak gerek HDP, gerekse diğer muhalefet partileri hakkında açılan kapatma davası gibi önemli bir kararların, iktidar partisinin bilgisi dışında alınamayacağına dikkat çekiyorlar.
HDP eş başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar da yaptıkları açıklamada "Kapatma davasını, AKP'nin, MHP'ye kongre hediyesi" olarak nitelendirmişlerdi.
AKP Grup Başkanvekili Naci Bostancı ise Anadolu Ajansı'na yaptığı açıklamada, kapatma davası tartışmasına girmemeye özen gösterdi. Bostancı, kapatma davası konusundaki tutumlarını, "Biz siyasetle ilgiliyiz. Hukuken değerlendirme, bağımsız mahkemelerin konusu. HDP kapatılacak mı? Bunun cevabı siyasette değil hukuktadır" sözleriyle açıkladı.
AKP kulislerinde HDP'ye kapatma davası açılmasının sürpriz olmadığı, ancak "kapatma kararının da beklenmediği" ifade ediliyor. Anayasa Mahkemesi'nin davayı kabul etmesi halinde, "Hazine yardımının kesilmesi" cezası verilmesi olasılığına daha fazla şans tanınıyor.
Kapatma davası açılmasının "hukuki açıdan" sorun olmadığı ifade edilirken, siyasi sonuçları AKP açısından sıkıntılı bulunuyor.
Bunun nedenlerinden birisi olarak Kürt seçmenin kaybedilmesi riski gösteriliyor. HDP'nin kapatılması halinde "mağduriyet" algısının oluşacağına dikkat çeken partili kaynaklar, muhafazakar Kürt seçmenin DEVA, Gelecek Partisi gibi kendisini yakın hissettiği partilere kayabileceği endişesini dile getiriyorlar.
Ayrıca son olarak Demokratik Toplum Partisi'nin kapatılmasının ardından bu çizgide kurulan partilerin daha da büyüyerek parlamentoya girdiğine işaret ediliyor.
HDP'ye oy veren seçmenin bu partinin PKK ile ilişkisini bilerek oy verdiği yorumu yapan bir parti yöneticisi, "Partiyi kapatsak da 7 milyon seçmeni ne yapacağız? Sonuçta onlar oy verirken HDP'nin PKK ilişkisini biliyorlar. Onun için partinin adının önemi yok. Bunların içinde önemli bir muhafazakar seçmen de var , çünkü o kimliğin yaşamasını istiyor" görüşünü dile getiriyor.
İktidar partisinde, HDP'nin kapatılması halinde, bu partiye oy veren seçmenin iktidara "kaybettirmek" için yeni parti kurmak yerine muhalefet bloğuna destek vermeyi seçebileceği de olasılık dahilinde görülüyor.
HDP'nin kapatılıp yerine yeni bir parti kurulmaması halinde, iktidar bloğunun HDP ile "gizli ittifak yapıyorlar" eleştirilerine maruz kalan CHP ve İYİ Parti'nin elinin rahatlayacağı düşünülüyor.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinde, büyükşehirlerde aday çıkarmayarak CHP'ye destek veren HDP'nin, seçimlerde tabanını muhalefet ittifakına yönlendirebileceğine işaret ediliyor.
AKP içinde bazı parti yöneticileri HDP'nin kapatılması yerine "etkisizleştirerek küçültme" taktiği izlenmesi gerektiğini savunuyor.
Bunun için Hazine yardımının kesilmesi bir seçenek olarak değerlendirilirken, dokunulmazlıklar üzerinden önemli parti yöneticilerinin siyaset dışı bırakılmasının daha doğru adım olacağı ifade ediliyor.
Hatta 2010 yılındaki Anayasa değişikliğinde parti kapatmanın yasaklanması ve sadece suç işleyen kişilerin cezalandırılması önerisinin getirildiği ancak muhalefetin buna karşı çıktığı anımsatılıyor.
Bu konuda 2010 yılında parti kapatmanın tamamen kaldırılmasını içeren anayasa değişikliği önerisi anımsatan AKP'li bir siyasetçi şu görüşleri dile getiriyor:
"O dönem muhalefet bu öneriye destek vermedi. HDP'de 4-5 kişi gelip çekimser oy kullandılar. Bizim önerimizde parti kapatma yerine, suç işleyen parti yöneticisinin cezalandırılması yer alıyordu. Oylamada, bizden de fireler oldu, CHP destek vermedi, MHP zaten karşıydı. O nedenle bu Anayasa değişikliği Meclis'ten geçmedi. Hala bunun doğru olduğunu düşünüyorum. Eğer bu değişikliğe o dönem muhalefet destek verseydi, bugün parti kapatmayı tartışıyor olmazdık."