HDP'den “Size haddinizi bildireceğiz, artık yaşama hakkınız yok” diyen Soylu'ya cevap

HDP'den “Size haddinizi bildireceğiz, artık yaşama hakkınız yok” diyen Soylu'ya cevap

T24

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Ağrı’nın bir köyünde AKP’yi destekleyen bir kişinin öldürülmesinin ardından kendisini aradığını teyit etti. Soylu’nun yaşananlardan HDP’yi sorumlu tuttuğunu ve kendisini arayarak "Size haddinizi bildireceğiz, size artık yaşama hakkı yok, nereye gidiyorsanız gidin" dediğini aktaran Buldan, “Bir partinin eş başkanına böyle bir telefon açılmasını kabul etmiyoruz. Herkes haddini bilecek, Sayın Soylu da haddini bilecek” diye konuştu.

Ağrı'da yaşananların ortaya çıkarılması gerektiğini söyleyen Buldan, "Kimler tarafından yapılmışsa bu insanlar cezalandırılmalıdır. HDP olarak bu olayları asla kabul etmediğimizi belirtiyoruz" dedi. 

"Demirtaş derhal serbest bırakılmalıdır"

Ankara’daki HDP Genel Merkezi’nin önünde düzenlenen basın toplantısında konuşan HDP’nin bir diğer Eş Genel Başkanı Sezai Temelli de seçim sonuçlarını değerlendirdi. “24 Haziran seçimleri demokratik meşruiyet olmayan bir ortamda yapılmıştır. HDP'nin tasfiye edilmesi için devletin bütün imkanları kullanılmıştır. Tüm bunlara rağmen HDP barajı aşmıştır” ifadelerini kullanan Temelli, şöyle devam etti:

“Sevgili Selahattin Demirtaş kendisine karşı yürütülen kara propagandaya karşı 3. sıraya yerleşmiştir. 4.5 milyon oy almış sayın Demirtaş derhal serbest bırakılmalıdır. Kürt illerinde istenen düzeye erişilememiş, 120 bin civarında kaybımız olmuştur. Zorunlu göç, müşahitlerin engellenmesi, il-ilçe yönetimlerimizin tutuklanmasından dolayı olmuştur. Bu durumu yine de kendi eksiğimiz olarak görüyoruz. Demokratik toplumsal muhalefet kendisine güvenmeli, karamsarlığa kapılmadan ve geri çekilmeden içindeki sinerjiyi açığa çıkarmalıdır.”

"Oy verenlerin mesajlarını aldık"

HDP yönetiminden yapılan seçim değerlendirmesinde şu noktalar öne çıktı:

-HDP’ye oy verenlerin mesajlarını aldık ve beklentilerini boşa çıkarmayacak bir siyasi hatla mücadelemize devam edeceğiz.

-24 Haziran seçimleri OHAL gölgesinde, adil ve eşit olmayan koşullarda, demokratik meşruiyeti bulunmayan bir ortamda yapılmıştır. Seçime katılım oranı demokratikliğin veya meşruiyetin karinesi olamaz.

"Kürt illerinde 120 bin civarında bir oy kaybımız olu"

-Erkek egemen bir tablonun tek istisnası kendi grubu içinde eşit temsile tam ulaşamamış olsa da 26 kadının meclise girmesini sağlayan HDP’dir. Eşit temsil hedefine ulaşamamanın bir eksiklik olduğunun farkındayız, bu konudaki çalışmalarımızı derinleştireceğiz.

-Üzülerek belirtelim ki, Kürt illerinde 120 bin civarında bir oy kaybımız olmuştur. Bu sonuç ağır baskılardan, sandık taşımalardan, zorunlu göçlerden, devletin Cumhur İttifakı ve özellikle MHP lehine seçimlere müdahale etmesinden kaynaklanmıştır.

"Bölgede daha başarılı bir sonuç elde edememiş olmamızı kendi eksiğimiz olarak görmekteyiz"

-Her şeye rağmen bölgede daha başarılı bir sonuç elde edememiş olmamızı kendi eksiğimiz olarak görmekteyiz. Değerlendirmelerimizi tamamlayıp, yanlışlarımızı ve eksiklerimizi aşma, halkımızın eleştirileri doğrultusunda kendimizi düzeltme konusunda kararlıyız.

-HDP’nin bu seçimlerdeki bir hedefi de tek adam rejiminin kurumsallaşmasını engellemekti. Ne yazık ki bu hedefe ulaşılamamıştır. Bu sonuçta Millet İttifakı’nın demokratik muhalefetin gelişmesi konusundaki ürkek ve kaygılı tavrının rolü büyüktür.

-Şu çok açık ki, Türkiye gayri meşru faşizmi ve tek adam rejimini kurumsallaştırarak değil ancak demokrasi mücadelesinin birikimini daha ileriye taşıyarak yolunu açabilir. Sandık hiçbir şekilde faşizmi meşrulaştırmanın aracı haline getirilemez.

"Seçim süreci iyi bir sinerjiyi açığa çıkarmıştır"

-Demokratik toplumsal muhalefet kendisine güvenmeli; karamsarlığa kapılmadan ve geri çekilmeden, kendi iç dayanışmasını pekiştirerek yeni hedeflere kilitlenmelidir. Seçim süreci iyi bir sinerjiyi açığa çıkarmıştır, hiç kimsenin bunu heba etme hakkı yoktur.

Buldan: Ağrı'daki olay kimler tarafından yapılmışsa bu insanlar cezalandırılmalıdır

Temelli’nin açıklamasının ardından soru cevap bölümüne geçildi. Buldan, bir gazetecinin sorusu üzerine Ağrı’da yaşananların ardından Soylu’nun kendisini arayıp aramadığıyla ilgili olarak şunları anlattı:

“Evet, İçişleri Bakanı'ndan bir telefon aldım. Beni arayarak Ağrı'nın Doğubeyazıt ilçesinde kendilerinin müşahiti olduğu bir insanının infaz edildiği ve bu infazdan bizi sorumlu tuttuğu bir telefon aldım. Yapılan infazla partimizin bire bir ilişkisi olduğunu ima etmiştir. Tıpkı Suruç'ta olduğu gibi yapanlar cezalandırılmıyor. Yapmayanlar sorumlu gösteriliyor. Bu olay derhal açığa çıkarılmalıdır. Kimler tarafından yapılmışsa bu insanlar cezalandırılmalıdır. HDP olarak bu olayları asla kabul etmediğimizi belirtiyoruz. Sayın Soylu'dan "Size haddinizi bildireceğiz, size artık yaşama hakkı yok, nereye gidiyorsanız gidin" gibi saçma sapan asla kabul etmediğimiz bir konuşmayla karşı karşıya kaldım. AKP hükümeti böyle bir öfkeyle mi yönetecek? Bu ülkenin 3. büyük partisi olan bir partiyi bu tür suçlamalarla insanların gözünde karartmalarına asla izin vermeyeceğiz.

"Çok talihsiz bir konuşma yaptık"

“Yaşanan olayın çok büyük üzüntüsünü yaşıyoruz. Bir partinin eş başkanına böyle bir telefon açılmasını kabul etmiyoruz. Herkes haddini bilecek, Sayın Soylu da haddini bilecek. Biz büyük bedeller ödeyen bir partiyiz. Suruç'ta yaşananlar ortada. Suruç'ta insanlar boğazı kesilerek öldürüldü. Bizim 6. sıra milletvekili adayımız tutuklandı. Alakası olmayan insanlar tutuklandı. Çok talihsiz bir konuşma yaptığımızı belirtmek isterim. Bu telefonu bu şekilde yorumluyorum ve kabul etmediğimizi belirtmek istiyorum.

“AKP ve MHP koalisyonu önümüze karamsar bir tablo çıkarmış olabilir ama Türkiye halklarının barışa olan özlemiyle Kürt sorununu çözeceğiz. Türkiye halkları çözecektir bu sorunu. Bizler demokratik çözüme olan inancımızla birlikte girişimlerimizi başlatacağız. Halklar inanırsa bu sorun elbette çözülür. Hükümetin yaklaşımı belliyken onlardan çok fazla bir şey beklemediğimizi belirtmek isterim. Bu sorunu Türkiye halklarıyla çözeceğiz.”