HDP Grup Başkanvekil Ahmet Yıldırım, İçişleri Bakanlığı'nın HDP'li 2 milletvekilinin 'ülkeye dön' çağrısıyla ilgili yayınladığı karara tepki göstererek, "Buradan Bakan Soylu'ya seslenmek istiyorum. Bizim arkadaşlarımızı vatandaşlıktan çıkarmaya sebep olabilecek ne bir yargı kararı var ne de hüküm giydiler. Yargıya talimat mı veriyor?" dedi.
Diyarbakır’daki HDP mitinginde 5 Haziran 2015 yılında yapılan bombalı saldırıdı hayatını kaybedenler anıldı. 4 kişinin öldüğü 400 kişinin yaralandığı patlamanın yaşandığı İstasyon Meydanı'nda bugün HDP ve DBP'liler bir araya gelerek patlamanın yaşandığı yere karanfil bıraktı. Burada konuşan HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, 5 Haziran günün sıradan bir gün olmadığını belirterek, "5 Haziran günü birileri için sıradan bir anma günü olarak bilinebilir. Bizim açımızdan asla sıradan bir gün değildir. 5 Haziran günü bu ülkenin belki de 100 yıllık meselesinin tam bir çözüm kapısı aralandığı, çözüm iradesini bütün Türkiye kamuoyunun dayattığı bir sürece fren bastırma, o kapıyı zorbalık yöntemiyle kapatma günüdür. 2 yıl önce burada patlayan bomba, ondan bir süre önce Tendürek Dağı'nda yaşanan provokasyonun devamıdır. 5 Haziran günü buraya bombayı yerleştiren gençle ilgili değiliz biz. O, bombayı buraya bırakacak kişi olarak tarihin kirli sayfasında yerini alacaktır. Eğer bu yaşanan olayları aydınlatmış olsaydılar, dünya Türkiye'nin IŞİD ile mücadelesine biraz inanırdı. 5 Haziran'ın öncesi de vardı sonrası da vardır. 5 Haziran günü bir süreçti ve bugün devam ediyor" diye konuştu.
Anma konuşmasının ardından gazetecilerin İçişleri Bakanlığı tarafından yurt dışında bulunan HDP'li vekillerin yurda dönme çağrısı ve vatandaşlıktan çıkarılma girişimini sorması üzerine HDP Grup Başkan vekili Ahmet Yıldırım, şunları söyledi:
"Bu durum bir kaç açıdan problemlidir. Bir darbeye alet olmuş zihniyet ve onun kadrolarıyla, darbenin mağduru olan arkadaşlarımızın ismi aynı listede yayınlaması, sublimal algı operasyonudur. Faysal Sarıyıldız'ın, Tuğba Hezer'in, Özdal Uçar'ın Fethullah Gülen ve şürekasıyla ne alakası olabilir ki, aynı listede yayınlanıyor. Biri boğazına kadar darbeye batmış, biri de boğazına kadar darbenin mağduru olmuş arkadaşlarımızı aynı listede yayınlamak bilinçli bir politikanın ürünüdür. Kendilerinin darbeyle olan ilişkisini, bağlantısını gizlemeye hizmet etmektedir. 20 ay önce Eşgenel Başkanımız Selahattin Demirtaş, gün gelecek, bunlar Fethullah Gülen'i vatandaşlıktan çıkaracak, onunla olan ilişkileri ve yargılamasını kapatacak. 20 gün önce Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, ABD'de Gülen'in iadesi için lobi çalışması yaparken, bugün aynı kabinenin üyesi Türkiye ile olan bağlantısını hükümsüz kılacak bir adım atıyor. Bu nasıl darbe sahiplerini yargılamaktır. Bu, darbenin üstünü örtmektir. Buradan Bakan Soylu'ya seslenmek istiyorum. Bizim arkadaşlarımızı vatandaşlıktan çıkarmaya sebep olabilecek ne bir yargı kararı var ne de hüküm giydiler. Yargıya talimat mı veriyor. Bu listede arkadaşlarımızın adını yayınlamak masumane bir şey değildir. Kendileri darbenin 15 yıllık ortağıyken, o zihniyetin ortağıyken, onlarla hasret gidermek için can atmak isterken, bugün arkadaşlarımızın adını onların listesinde yayınlıyorlar. Biz bunu zul sayıyoruz."
HDP Grup Başkan vekili Yıldırım, kendilerinin söz konusu cemaat yapısıyla aynı camide namaz bile kılmadıklarını da belirtirek, "Bunu bile kendimize zul saydık. Bunlar 80 milyon insanın kanını kemirdiler. Listede ismi yayınlanan arkadaşlarımız Binali Yıldırım, Kemal Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli gibi parlamentonun üyesidir. Özellikle darbeyi kendilerine Allah'ın kendilerine nasıl bir lütufu olarak gördüğüne hizmet eden bir adımıdır bugün alınan karar. Kiminle ne hesapları varsa onlara mübarek olsun, ama arkadaşlarımızı kendi ortaklarıyla anmasınlar" dedi.