HDP'den Zarrab'ın rüşvet iddialarıyla ilgili suç duyurusu

HDP'den Zarrab'ın rüşvet iddialarıyla ilgili suç duyurusu

HDP milletvekilleri, ABD'nin İran'a yönelik yaptırımlarını deldiği iddiasıyla tutuklanan ve tanık olmayı kabul ederek "ABD Hakan Atilla'ya karşı" davasında ifade veren Tür ve İran vatandaşı iş adamı Reza Zarrab'ın rüşvet iddialarıyla ilgili Türkiye Cumhuriyeti hükümeti yetkilileri ve üst düzey yöneticilerin tespit edilip yargılanması için suç duyurusunda bulundu.

HDP Grup Başkanvekilleri Filiz Kerestecioğlu ve Ahmet Yıldırım, beraberinde çok sayıda milletvekili ile Meclis’te basın toplantısı rüzenledi. Reza Zarrab’ın tanık olarak yer aldığı ABD’de görülen davada ortaya attığı iddialara dikkat çeken Kerestecioğlu, konunun “milli bir mesele” ve “kumpas” olarak karşılanmasını eleştirdi.

Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ile ilgili saat ve milyonlarca dolar rüşvet iddialarını hatırlatan Kerestecioğlu, “Bunlar milli mesele değildir” dedi.

Söz konusu iddialarla ilgili Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri ve diğer üst düzey yöneticiler hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyleyen Kerestecioğlu, bunun ardından dosyaların Meclis’e gönderilmesini ve Meclis’te partilerin eşit temsil edildiği bir komisyonda soruşturulması gerektiğini söyledi.

Milletvekilleri açıklamanın ardından suç duyurusunda bulunmak için Ankara Adliyesi’ne gitti. 

Filiz Kerestecioğlu'nun konuşması şöyle:

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Reza Zarrab’ın ABD hükümetiyle işbirliği yaparak tanık sıfatıyla dinlenmesiyle birlikte, 17 - 25 Aralık rüşvet operasyonu olarak adlandırılan, üst düzey devlet yetkililerinin de içinde bulunduğu bazı yeni ve ciddi bilgi ve belgeler ortaya çıktı. 

Zarrab 19 Mart 2016’da ABD’ye giriş yaparken yakalanmıştı. Bunun da öncesinde kendisi 2013’te İstanbul’da gözaltına alınıp serbest bırakılmıştı. Eski bakanlar hakkındaki iddiaları araştırmak üzere 2014’te kurulan TBMM soruşturma komisyonundan sonra yayın yasağı gelmiş, MASAK Uzmanı Ali Demir 4 eski bakanla ilgili, bakanların servetlerinin gelirleriyle orantılı olmadığını açıklamıştı. Ama raporun sonuç kısmında “dava açmayı gerektirecek şüpheye ulaşılamamıştır” demiştir. Meclis’te de 4 eski bakanın Yüce Divan’a gönderilmesi talebi AKP oylarıyla reddedilmişti. 

O günden bugüne süren yargılamada yeni belgeler iddialar ortaya çıktı. Tayyip Erdoğan, daha önce Zarrab için de, Halkbank Genel Müdürü için de “dürüst insanlar” demişti. Zarrab’ın itiraflarından sonra da, “milli mesele” olduğunu ve ortada bir kumpas olduğunu söyledi. Neden tüm Türkiye’nin milli meselesi olduğu hepimiz için merak konusu. Zarrab tarafından rüşvet olarak verildiği itiraf edilen saat ve 45- 50 milyon euro rüşvet neden Türkiye’nin milli meselesi olsun? Yolsuzluk ürünü olarak elde edilen milyon dolarlar bu ülkede yaşayan yoksulun, emekçinin milli meselesi olsun? Bunlar bizim ve halkımızın milli meselesi değil. Bu konu Türkiye sınırları dışına da taşmış olduğu için, ağır darbeler alarak sarsılan ülke itibarının yeniden sağlanabilmesi için bu kişiler hakkındaki iddiaların ortaya çıkan delillerle dikkate alınarak yeniden soruşturulması için suç duyurusunda bulunacağız. 

Şüpheli eski bakanların görevlerini yerine getirirken işledikleri suçlar bakımından, haklarında hazırlanan fezlekelerindeki dosyalarla birlikte savcılıkça Meclis’e gönderilmesini isteyeceğiz. Adil bir yargılanma sonucu cezalandırılmalarını isteyeceğiz. 

Eğer olağan koşullarda yaşıyor olsaydık, hukuk var olsaydı, kuvvetler ayrılığı ilkesi lağvedilmemiş olsaydı şu anda Reza Zarrab’ın anlattığı konular hakkında bağımsız yargı zaten harekete geçerdi. Bizim harekete geçmemizi beklemezdi. Dürüst, hukuka inanan savcı ve yargıçlar adı geçen siyasetçi ve bürokratlar hakkında soruşturma başlatırlardı. 

İddiaların, belgelerin soruşturullmasını engelleyen de AKP iktidarıdır. Bunlar çok ağır iddialardır. Meclis’te araştırılmalı, ucu kime dokunursa dokunsun sonuna kadar gidilmelidir. Bu, Türkiye’nin, halkların geleceği ve bu Meclis’in itibarı açısından son derece önemli ve gereklidir. 

Ahmet Yıldırım şunları kaydetti: Nefse yenik düşmek ve hakikate ait olmayana el uzatmak da insana aittir, bu iddiayla yüz yüze gelindiği zaman cezayla yüzleşmek de insana aittir. Bir ceza ile karşılaşırsanız nedamet getirirsiniz, bu arınmanın önemli bir adımıdır. 

Bu iddiaların ya cezayla ya da iddia gerçek değilse arınma ile sonuçlanmasını istiyoruz. Bu ülkede 17 - 25 Aralık yaşanmamış olsa bile, Reza Zarrab bugün yargılanmıyor olsa bile, Paradise, Man Adası, Malta Belgeleri yaşanmamış olsa bile bu ülkede uzun bir süredir hükümet önce israf sonra yolsuzluk ve rüşvet iddiaları ile yüzyüzedir. Bundan kaçarak üzerinizdeki şaibeyi ve meşruiyet gölgesini koyulaştırmış olursunuz. Kimse kaçmak, yargılanmamak özgürlüğüne sahip değildir. Biz hakikatlerin ortaya çıkması, 80 milyonun rızıkının nasıl kullanıldığının açığa çıkarılmasını istiyoruz. New York’daki davadaki iddiaların sadece Zarrab’la ilgili olmadığını düşündüğümüz için bu suç duyurusunda bulunacağız. 

Soru: Suç duyurusu 4 bakanla mı ilgili? 

Hayır, isim isim değil. Türkiye Hükümeti yetkilileri ve üst düzey yöneticileri ile ilgili. Halk adına bunu yapıyoruz. Bütçe görüşülüyor ve biz gerçeğin ortaya çıkmasını istiyoruz. Halkın cebinden çalınanların hesabının ne olduğunun açığa çıkmasını istiyoruz. 

Meclis'teki toplantının ardından Ankara Adliyesi'ne suç duyurusunda bulunan HDP heyeti burada da kısa bir değerlendirmede bulundu. HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, şunları söyledi: 

Çok hayırlı olmayan bir günün 17 - 25 Aralık’ın yıl dönümünde buradayız. ABD’de ortaya çıkan belgeler burada da soruşturma yapılmasını gerektiriyor. Meclis’te bütçe görüşmeleri yapılıyor ama sanki bütün bakanlar sanki Japonya bütçesi görüşülüyormuş gibi açıklama yapıyorlar. Bu bir milli mesele değildir. Milli mesele halkın cebinden çalınanlardır. Bu nedenle etkili bir yargılama olması gerekiyor. Kimler ilgiliyse bu işe kimler karışmışsa, bu iddialar kimler için söyleniyorsa bunun ortaya çıkartılması gerekir. Daha etkili olacak şeylerden biri de Meclis’te komisyon kurulmalıdır. Meclis’te komisyona izin verilmemesi üzerinden zamanlar geçti. O zaman verilen kararların ve üzerinin kapatılmasının üzerinden de sular aktı. Bugün bankalar, banka müdürleri itham altında. Bunlar Türkiye haklarının geleceği için araştırılması gereken iddialardır. Bunun da Türkiye’de yapılması gerekir.