TBMM Genel Kurulu’nun bugünkü oturumunda HDP’nin bölgeyle ilgili grup önerisi üzerine başlayan görüşmelerde kürsüye çıkan AKP Mardin Milletvekili Orhan Miroğlu ile HDP’lil milletvekillleri arasında 'makul Kürt’ tartışması yaşandı.
"Doğu ve Güneydoğu bölgelerindeki savaş ortamının Kandil'in fikri olduğunu" söyleyen Miroğlu, HDP sıralarına, “Musa Anter'in katilini yakalattığımız zaman hiçbiriniz o duruşma salonunda yoktunuz. Musa Anter'in adını bile anmaya hakkınız yok” dedi. HDP Hakkari Milletvekili Nihat Akdoğan'ın oturduğu yerden “Makul Kürt!” diye laf atması üzerine Miroğlu, "Makul Kürt'üm, benim makul Kürt'lüğümü senin ömrün öğrenmeye yetmez, anladın mı? Ben makul Kürt'üm ama senin ne Kürt'ü olduğunu bilmiyorum” diye karşılık verdi.
TBMM tutanaklarına yansıyan konuşmalar şöyle:
ORHAN MİROĞLU (Mardin) – Benim Meclis huzurunda ilk konuşmam ve tabii ki bölgede son derece vahim olaylar yaşanıyor ama hem HDP sözcülerinin hem Cumhuriyet Halk Partisi sözcülerinin burada bir durum tespiti bile yapmamıza izin vermeyecek, bunu kolaylaştırmayacak ama tam tersine meseleyi ihlaller zeminine çekip -bu ihlallerden kimler sorumlu tabii ki bunu da konuşacağız- bu kadar önemli bir süreçte 100 bin insanın bölgeyi terk ettiği, ekonomik hayatın durduğu… Evet, arkadaşlarımız haklı olarak beyaz Toroslara itiraz ediyorlar ama Başkanımızın söylediği de açıktı aslında. "Türkiye beyaz Toroslar dönemine dönmesin." gibi bir anlamı vardı o konuşmanın ve herhâlde vicdan sahibi herkes bu ülkede beyaz toroslara geri dönmeyi isteyecek insanların belki en sonuncusunun Ahmet Davutoğlu olduğunu bilir. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Lütfen, biraz vicdanla konuşalım, vicdanla hareket edelim.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Siyah Rangerlardan haberin vardır herhâlde değil mi, siyah Rangerlardan?
ORHAN MİROĞLU (Devamla) - Evet, benim… Evet, sizin de motosikletli katillerden haberiniz var mı, motosikletli katillerden haberiniz var mı? (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
TUĞBA HEZER ÖZTÜRK (Van) - Bunu açıklayın o zaman, bunu açıklayın!
ORHAN MİROĞLU (Devamla) - Nusaybin'de Medeni Konak'ı beyaz toroslar öldürmedi, evet, Nusaybin'de Medeni Konak'ı YDG-H üyesi 2 tetikçi öldürdü, bunu da siz çok iyi biliyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bu tetikçilerden biri şimdi içeride. Böyle fotoğraflarla gelirsek burada çok huzursuz olursunuz. O fotoğrafları bize göstermeyin.
NURSEL AYDOĞAN (Diyarbakır) - Allah Allah kime gösterelim?
ORHAN MİROĞLU (Devamla) - Siz o fotoğraflardaki acılara saygılı davranın her şeyden önce. Saygınız olsa halkınızın yüz bininin göç etmek zorunda kaldığı bir dönemde gelip hendeklerden, roketatarlardan, oradaki silahlı insanlardan tek kelime söz etmeden sadece ihlaller üzerinden bir polemik yaratmazdınız değerli arkadaşlar. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
TUĞBA HEZER ÖZTÜRK (Van) - Musa Anter'i söyle o zaman.
NİHAT AKDOĞAN (Hakkâri) - Musa Anter'i…
BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, sayın hatibi dinleyelim.
ORHAN MİROĞLU (Devamla) - Musa Anter'in katilini yakalattığımız zaman hiçbiriniz o duruşma salonunda yoktunuz. Musa Anter'in adını bile anmaya hakkınız yok. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Musa Anter'in katilini 2 gazeteci ve ben tutuklattık, biz yakalattık, bunu çok iyi biliyorsunuz ama sizin yönettiğiniz bir şehirde Musa Anter'in katil zanlısı mahkemede savcılığa çıktığında hiçbir belediye başkanınız, hiçbir milletvekiliniz yoktu. (HDP sıralarından gürültüler)
NİHAT AKDOĞAN (Hakkâri) - Ben oradaydım.
ORHAN MİROĞLU (Devamla) - Bırakın şimdi, bırakın. O davalara gireceğiz tabii ki, geçmişimizle yüzleşeceğiz ama hakikatleri çarpıtmayın.
NİHAT AKDOĞAN (Hakkâri) - Ne söyledi, en son ne söylemiş?
ORHAN MİROĞLU (Devamla) - Bakın, şurada bir şey söylüyorsunuz.
NİHAT AKDOĞAN (Hakkâri) - "En iyi Kürt, ölü Kürt'tür."
ORHAN MİROĞLU (Devamla) - Bir dakika, dinleyin. Dinleyin canım, dinleyin yani böyle laf atarak olmaz bu işler. Dört yıl burada birlikte çalışacağız.
NİHAT AKDOĞAN (Hakkâri) - Niye bize bakarak konuşuyorsun o zaman? Oraya bak, oraya.
ORHAN MİROĞLU (Devamla) - Bakın, Kürt meselesi üzerindeki bütün makul önerilerinizi en başta ben savunacağım, bunu size söz veriyorum.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Hiç ihtiyacımız yok.
ORHAN MİROĞLU (Devamla) - Yani, vücut şeyimi etkiliyor arkadaşlar, sürekli söz…
NİHAT AKDOĞAN (Hakkâri) - Bize bakma.
ORHAN MİROĞLU (Devamla) - Gelin bir araya, konuşalım bunları, Meclis platformu dışında konuşalım.
NİHAT AKDOĞAN (Hakkâri) - Makul Kürt!
ORHAN MİROĞLU (Devamla) - Makul Kürt'üm, benim makul Kürt'lüğümü senin ömrün öğrenmeye yetmez, anladın mı? (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Ya, böyle konuşma. Ben makul Kürt'üm ama senin ne Kürt'ü olduğunu bilmiyorum. (HDP sıralarından gürültüler) Bu sıralarda tanıdığım 3-5 kişi var, bunun dışında hiç kimseyi bilmiyorum, tanımıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
NİHAT AKDOĞAN (Hakkâri) - Makul Kürt'ün ilinde şu anda sokağa çıkma yasağı var.
ORHAN MİROĞLU (Devamla) - Bırak ya, bırak Allah aşkına.
ORHAN MİROĞLU (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bakın, sokağa çıkma yasağını hiç kimse savunmaz. Sokağa çıkma yasağını hangi koşulların oluşturduğuna bakmak lazım. Nereden çıktı sokağa çıkma yasağı? Bu Hükûmetin özel bir merakı mı var, Cizre'de, Silopi'de sokağa çıkma yasağı ilan etsin?
NİHAT AKDOĞAN (Hakkâri) - İki buçuk yılda niye bir şey olmadı?
ORHAN MİROĞLU (Devamla) - Sokağa çıkma yasağı, sizin desteklediğiniz, tolere ettiğiniz, bütün çabanızla yanında durduğunuz devrimci halk savaşı stratejisinin bir sonucudur. Bu strateji, Türkiye'de demokratik zemini zehirliyor. Bu stratejiye karşı, bir Hükûmetin, bir devletin alabileceği yegâne tedbir, evet, silahlı gruplarla işgal edilmiş ilçelerini, şehirlerini hükümranlık haklarını hatırlayarak savunmaktır. Bu, çok net bir şeydir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)