Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakkındaki soruşturmalar nedeniyle gözaltına alındıktan sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakılan HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, "Her gün birkaç arkadaşımız gözaltına alınıyor, her kesimden aydını, yazarı siyasetçisi tutuklanıyor, gözaltına alınıyor. Bizim 11 milletvekili arkadaşımız içeride bu gidişat gidişat değil" dedi. "İktidar partisi ters bir yolda gidiyor" diyen Tan, "Birebir oturduğumuz vakit iktidardaki milletvekillerinin önemli bir bölümü durumu şikayet ediyor. Siyaset çıkış bulamıyor. Yeni bir ruha, yeni bir nefese ve uzlaşma programına ihtiyaç var. Yoksa bu gidişatın altında hepimiz kalacağız" görüşünü savundu.
Bunun sürdürülebilir bir durum olmadığını ifade eden Tan, nisan ayında yapılması beklenen anayasa değişikliği referandumu öncesi 'evet' ve 'hayır' kutuplaşmasına dikkat çekerek, "Halkın yarısı düşman olarak kabul edilirse böyle bir ülke yaşanılır olmaz. Yapılması gereken bu gerilimin azaltılması ve sonra düşürülmesidir. Bir toplumsal uzlaşmaya, iç barışın sağlanmasına ihtiyacımız var, yoksa bu gidişatın altında hepimiz kalacağız" dedi.
Altan Tan, T24’ü gözaltına alınması ve sonrasına ilişkin sorularını yanıtladı. HDP’li birçok milletvekilinin aynı gün içinde gözaltına alındığına dikkat çeken Altan Tan, gözaltına alınma olayına şaşırmadığını, böyle bir şeyi beklediğini söyledi. "Gün ve saatini bilmiyordum" diyen Tan, Diyarbakır’daki evinde saat 17.30’da gözaltına alındığını hatırlattı. Toplamda 34 ayrı dosyadan sorgulandığını anlatan Tan, hakkındaki soruşturma ve mahkemelerin devam edeceğini söyledi.
Tan’ın değerlendirmeleri şöyle:
"Ben dün Diyarbakır’da kendi evimdeydim. Saat 17.30’da geldiler. Şaşırmadım. Bekliyordum. Çünkü aynı gün içinde birkaç arkadaşımız gözaltına alındı. Onların da davaları vardı. Benim hakkımda farklı farklı bir kısmı soruşturma bir kısmı açılan mahkemelerdir. Ama dün 7 ayrı dosya ve bu dosyaların içinde 28 ayrı eylem ayrı tarihlerde yapılmış ana dosya haline getirilmiş diğer 6 dosya ile birlikte toplam 34 ayrı dosyadan sorgulandım. Savcılık ifademi aldı daha sonra adli kontrol şartı ile serbest bıraktı. Ancak soruşturmalar ve mahkemeler devam edecek.
"Benim en son ceza aldığım dosyam 1994’te 10 ay hapis cezası almıştım. Sonra 4.5 sene firara kaldım teslim olmadım. Sonra affa girdim o dosyadan. Bugüne bakarsak bu gidişat gidişat değil. Her kesimden aydını, yazarı, siyasetçi tutuklanıyor, gözaltına alınıyor binlerce yüzbinlerce insan içeride, bizim 11 milletvekili arkadaşımız cezaevinde. Sürdürülebilir bir durum değil, iç barışı sağlamak gerekir. Tam tersi oluyor maalesef onun için sürdürebilir bir durum değil. Halkın yarısı düşman olarak kabul edilirse böyle bir ülke yaşanılır olmaz. Yapılması gereken bu gerilimi acilen azaltılması ve sonunda düşürülmesidir. Bir toplumsal uzlaşmadır. Sorunları demokratik yollardan çözümünü aramasıdır.
"Ama maalesef iktidar partisi ters bir yolda gidiyor. Muhalefet de toplumu inandıracak bir proje ortayla koyamıyor. Birebir oturduğumuz vakit iktidardaki milletvekillerinin önemli bir bölümü durumu şikayet ediyor. Siyaset çıkış bulamıyor. Yeni bir ruha, yeni bir nefese ve uzlaşma programına ihtiyaç var. Yoksa bu gidişatın altında hepimiz kalacağız. İnşallah acilen karanlık tünelden çıkar. Çünkü bir ülkemiz başka vatanımız, ülkemiz yok. Hangi dinde hangi görüşte olursak olalım birlikte yaşamak zorundayız, Bunun da yolu daha fazla demokrasiden geçiyor."