HDP’li Baydemir: “Kürtler 'evet' diyecek” diyen anket şirketlerine 16 Nisan akşamı haritayı göstereceğiz

HDP’li Baydemir: “Kürtler 'evet' diyecek” diyen anket şirketlerine 16 Nisan akşamı haritayı göstereceğiz

HDP Sözcüsü Osman Baydemir, 16 Nisan’da yapılacak referandum için Kürt seçmenin “Evet” diyeceğini söyleyen anket şirketlerine tepki gösterdi. Baydemir, “16 Nisan akşamı saat 7 buçuk 8 civarında ona haritayı göstereceğiz” dedi.

A&G Araştırma şirketinin sahibi Adil Gür, bugün (9 Nisan 2017) Milliyet’te “Kürt seçmenlerin tercihi” başlıklı yazısında “"Kürt kökenli seçmenlerin tercihi ‘Etnik değil’, diğer seçmen gruplarında olduğu gibi ‘İdeolojik’ olacaktır" görüşünü dile getiren Adil Gür, "Kürt kökenli seçmenlerin büyük çoğunluğu 16 Nisan’da ‘Evet’ diyecek” ifadelerini kullanmıştı.

"16 Nisan hesap sorma günü"

Mersin’de konuşan Baydemir, şu ifadeleri kullandı:

"16 Nisan, sadece bir parti seçimi, AKP, MHP, CHP’ye oy verme meselesi değil. 80 milyon insanın bugünü ve 80 milyon insanın geleceği, aynı zamanda henüz doğmamış çocukların nasıl bir ülkeye doğacağının kararının verileceği gün olacak. 16 Nisan faşizme giden yolda tünelden çıkışın son fırsatı olacak. 16 Nisan, 2 yıldır bu ülkeye dayatılan tek tipleşme, bir halkın hak davasını bastırmanın, hesabını sormanın günü olacak. 16 Nisan hesap sorma günü olacak."

"Haritayı göstereceğiz"

"Araştırma şirketlerinden biri demiş ki Kürtlerin büyük çoğunluğu bu pakete destek verecek. Biz o araştırma şirketi ve sayın konuşmacının TV’deki fotoğrafını çektik. 16 Nisan akşamı saat 7 buçuk 8 civarında ona haritayı göstereceğiz. Kürt halkı Cizre’den sonra, Nusaybin’’den sonra, Taybet Ana’dan, Miray bebekten sonra, Gever’den sonra evet mi diyecek? Bu bir onur meselesidir, bu bir haysiyet meselesidir, bu bir davadır. Kürtler davasına sahip çıkacak. Kürt dilini, kültürünü yasaklamak isteyenlere hayır diyecek."

"Bu kadar yetki kimyayı bozar"

"Bu paketin dünyada benzerleri var ama bu paket ifade ettikleri gibi bir başkanlık sistemi değil. Çünkü medeni dünyada uygulanan başkanlık sistemlerinde yasama, yürütme yargı birbirinden ayrıdır. Ama bu rejimde sadece 1 kişi var. Bir kişi yüzde 50’nin oyunu alıyor ve tüm bürokrasiyi Anayasa Mahkemesi üyelerinin 15’inden 13’’ünü belirliyor, o da yetmiyor HSYK üyelerini seçiyor,  o da yetmiyor kaymakamı, valiyi belirliyor, o da yetmiyor yeri geldiğinde “bu ülkede çok mevsim ve ben baharı yasakladım” diyebiliyor. Böylesi bir yetki böylesi bir imkan hiçbir insana verilmez. Çünkü bu kimyayı bozar." 

"Bu kadar yetki Demirtaş’a, Yüksekdağ’a verilse de hayır"

"Hepinizin yüreğinde Demirtaş ve Yüksekdağ’ın sesi, sözü direngenliği var. Bir kez daha HDP sözcüsü olarak haykırıyorum. Bu yetkiler Selahattin Demirtaş’a, Yüksekdağ’a verilirse hayır diyeceğiz. Bu yetkiler bana verilirse hayır diyeceğiz. Bu yetkiler zaten kimyası bozuk olan birine verilirse 2 yıl boyunca Şırnak, Nusaybin, Cizre’de olanlar ve OHAL uygulamalarının tamamı anayasal güvence kazanır. Zulüm yasallaşmış olur. Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Biz de 2 yıl boyunca yaptıklarına bakıyoruz ve meydan meydan söyledikleri yalanlara inanmıyoruz. Bütün yalanlara hayır diyoruz."

"Bakan efendi konuşsun ki maskeleri düşsün, gerçekler gözüksün"

"Bizim bir şarkımız var: Bêjin Na. Ne diyoruz: NA!  Ağzınıza sağlık. Bakan efendi çıkmış diyor ki; “ben valiyi aradım talimat verdim, şarkıyı yasakladım”. Konuşsun konuşsun, bakan konuşsun ne kadar konuşuyorsa AKP’nin yüzü, onların maskeleri düşüyor ve gerçek görünüyor. Onlar konuşsunlar ki nasıl bir rejim inşa etmeye çalıştıklarını halk görsün. Ancak bir yargı mekanizmasının vereceği kararı bakan veriyor. Bu paket faşizmin paketidir. Kürt düşmanlığı paketidir. Bir seçim müziğini yasaklamak sadece düşmanlıkla izah edilebilir.

"Ne demişiz seçim şarkısında “Bêjin NA” demişiz. Tek dile hayır diyoruz. Ne kadar dil varsa bu coğrafyanın gerçekliği ve zenginliğidir. Türkçe nasıl zenginlikse, Arapça da aynı zenginliğin bir parçasıdır. Kürtçe de bu coğrafyanın vazgeçilmezidir."