HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, 12 milletvekilinin tutuklu olduğunu hatırlatarak TBMM Başkanı İsmail Kahraman’a “Siz bir apartman yöneticisi olsanız, bir komşunuzun başına bir şey gelse geçmiş olsun demeye gitmez misiniz? Gidersiniz. Hadi onu da bıraktık, komşunuza geçmiş olsun demeye gitmediniz, peki ailesini, eşini, babasını, annesini arayıp bir geçmiş olsun deme zahmetinde bulunmaz mısınız?” diye sordu.
Bütçe görüşmelerinde söz alan Beştaş’ın açıklamaları şöyle:
Bunun bir yanıt olup olmadığını sizlere bırakıyorum. Ama biz de Sayın Meclis Başkanına şunu söylemek isteriz; biz milletvekilleri olarak, Sayın Cumhurbaşkanının teklik hayalinin, uygulayıcıları olmak zorunda mıyız? Böyle bir zorunluluğumuz mu var? Bu cevapla “Siz bu teklik hayalinin uygulayıcılarısınız ve parti farkı gözetmeksizin hepiniz bu zorunluluktasınız” denilmek isteniyor. Bizim böyle bir zorunluluğumuz yok!
Sayın Demirtaş’ın TBMM’de yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin 77 dosyasının olduğu ve ilgili makamlara gönderildiği belirtiliyor. Meclis Başkanına şuradan hatırlatmak istiyorum: Sayın Demirtaş’ın 77 dosyası yok, 102 dosyası var. Çünkü öyle bir acele ettiler ki, talimatlar yerine o kadar hızlı ulaştı ki!
Son paragrafta Sayın Meclis Başkanı gerçekten hoş bir cevap da vermiş: "TBMM Başkanlığı olarak, soru önergenizde aslında tek yanıt bu belirttiğiniz hususlarda yasaların verdiği yetki ve imkânlar dâhilinde elimizden gelen gayreti ve hassasiyeti göstermekte olduğumuzu ve göstereceğimizi tekrar belirtiriz."
Meclis Başkanının hassasiyeti sansür uygulamaksa aman ha hassasiyet göstermesin!
Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş’ın maruz kaldığı uygulamalara gelince: Tek kişilik hücre, avukat denetimi altında görüşüyor, ses kaydı alınıyor, hastaneye gidemiyor, soru önergelerine sansür uygulanıyor, Meclise konuşma gönderemiyor. Eğer Meclis Başkanlığının hassasiyeti buysa, aman ha hassasiyet göstermesin.
Her şey bari yasalar çerçevesinde yürüsün, hiç değilse birkaç kişiyle birlikte kalsın, yazdığı mektuplar normal bir vatandaş gibi incelensin demek geliyor içimden çünkü bu hassasiyetin tersten gösterildiğini…
Bu söylediklerim sadece Eş Genel Başkanımız Demirtaş’la ilgili değil, şu anda cezaevinde tutulan bütün milletvekili arkadaşlarım içindir bu beyanımız.
Hiç merak etmiyor musunuz? Bu Başkanlığını yaptığınız kurumun üyelerinin şu anda cezaevinde tutulduğu koşulları merak etmiyor musunuz? Siz bir apartman yöneticisi olsanız, bir komşunuzun başına bir şey gelse geçmiş olsun demeye gitmez misiniz? Gidersiniz. Hadi onu da bıraktık, komşunuza geçmiş olsun demeye gitmediniz, peki ailesini, eşini, babasını, annesini arayıp bir geçmiş olsun deme zahmetinde bulunmaz mısınız?
Sayın Meclis Başkanına soruyorum bunu. Bunun Anadolu’nun örf ve adetlerinde yeri var mı bizim geleneklerimizde? Hiçbir yeri yok. Ve yerinde incelemeyi düşünmüyor belli ki. Daha önceki Meclis başkanlarımız en azından sözlü olarak bu durumun Türkiye’ye, TBMM'ye yakışmadığını söylüyorlardı, bunu aşmaya çalıştıklarını söylüyorlardı. Yapamasalar bile bu konuda bir gayret vardı ama şu anda bu cevapla Türkiye Büyük Millet Meclisinin itibarı gerçekten bir kez daha zedelenmiştir.
Biz milletvekilleri olarak bu tabloya itiraz etmezsek hiç kimse bundan azade değil. Hangi sırada olursa olsun bütün milletvekilleri bu uygulamalara maruz kalabilir ama biz hepsinin hak ihlallerini takip edeceğimize söz veriyoruz.