"Silahlı terör örgütüne üye olmak" iddiasıyla dokunulmazlığı kaldırılmak istenen HDP'li vekiller arasında bulunan Ertuğrul Kürkçü, Kandil'le yapılan görüşmeleri hatırlatarak, "iki yıl öncesine kadar hükümetin bilgisi dahilinde ve isteğiyle, hükümetin mesajlarını Kandil'e ulaştırmak için gittiklerini" söyledi.
Özgür Düşünce'den Hasan Bozkurt'a değerlendirmelerde bulunan Kürkçü,bütçe görüşmelerinde AKP'lilerin kürsüden ‘Siz giderseniz Kandil'de saz çalarsınız' dediğini hatırlatarak, “Kandil'e hükümet bilgisi dahilinde, hükümetin ve Öcalan'ın Kandil'e yollamak istediği mesajları içeren bilgileri taşımak için arkadaşlarımız gitti. Hükümet bu sayede Kandil ile iletişim köprüsü kurdu. Şimdi bu köprüyü ortadan kaldırmak pahasına Kandil'de ne geziyorsunuz bakalım gibi kendini bilmez beyanlarla karşılaşıyoruz” diye konuştu.
Ertuğrul Kürkçü, ‘HDP'lilerin dokunulmazlığı kaldırılması halinde çözüm sürecinde rol alan AKP'li yöneticilerin de yargılanıp yargılanmayacağına' ilişkin soruya Kürkçü, “AKP çözüm süreciyle ilgili bir yasa çıkardı. Bu yasa sadece verilen görevleri yapan devlet memurlarını koruma altına alıyor. Bu yasaya yol vermeyelim. Her şeyin onların değil bizim aleyhimize ceza verilmesinin önünü açık tutuyor diye itiraz etmiştim. Çözüm sürecinin önüne taş koymamak maksadıyla bu konularda fazla ısrarcı olunmadı” cevabını verdi.
“Dokunulmazlıklarımızın kaldırılma meselesinin hakla hukukla ilgisi yok. Düşmanını öldürmek için yeni bir silah olarak kullanıyorlar. Yargıyı istismar etmek ve parlamenter teamülleri tersine çevirerek bunları da silah olarak kullanmak istiyor. Ortada suikast teşebbüsü var kendimizi bundan korumak bizim hakkımız.”
"Dokunulmazlığımızın kaldırılmasının gerektiğini ya da hak edecek bir davranışımızın olduğunu düşünmüyorum. Dolayısıyla dokunulmazlığımızın kaldırılmaması gerekir. Kaldırılmaya teşebbüs edilirse HDP olarak değerlendireceğiz. Ben telaş göstermiyorum. Biz her şart altında siyaset yapmaya alışkın insanlarız. Şahsen ben aklımın erdiği bütün hayatım boyunca 4 askeri darbe gördüm. Cezaevinde bile siyaset yapılabileceğini biliyorum, hatta idam sehpası altında bile siyaset yapabileceğini gösterdiler.”
"HDP'lilerin dokunulmazlığının kaldırılması demek Türkiye'de parlamentoculuğun sonuna gelindi demek. Parlamentodan bu memlekete hiçbir hayır gelmez. ‘Gücü yeten yetene' ilkesi uyarınca davranmaktan başka bir çareye sahip' demektir bu. Bu ilan edilmiş olacaktır. Ortada herhangi bir hukuki norm söz konusu olmadığı; sonuçlar hiçbirimiz için adil olmayacağı için parlamento Cumhurbaşkanlığının ve onun emrindeki savcıların eliyle hacir altına alınmış olacaktır. Bu da dolambaçlı darbedir.”
"Türkiye'nin baş meselesi olan Kürt sorununun parlamentoda çözülmesi halkın temsilcileri aracılığıyla imkansızdır sonucuna geleceğiz. Bunun için zordan başka yol bulunamayacak. Bu sorun zor yollarla da çözülemeyecek. Türkiye'yi sonu gelmez bir gerilimler zincirinin içerisine atacak. Bunların olmamasını isteriz. Hala açık bir kapı bulunsun, görüş çeşitliliği tartışmaya katılabilsin ki halklarımız parlamentoyu çözüm mercii olarak görsünler.”