HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada eski Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ile HDP milletvekillerinin tutuklanmasının üzerinden 500 gün geçtiğini hatırlatarak "Bu kadar süre içerisinde yani beş yüz gün içerisinde biz, bir tek AKP milletvekilinin ya da MHP milletvekilinin herhangi bir soruşturma geçirdiğine de tanık olmadık. Yani yargı aslında bizim için çalışıyor" dedi.
TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, eski HDP Genel Başkanı Demirtaş ile HDP İstanbul Sırrı Süreyya Önder'in 2013 Nevruz'unda yaptıkları konuşmaları nedeniyle yargılandıkları davanın geçen hafta cuma günü Silivri'de görülen üçüncü duruşmasını takip ettiğini söyleyen HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, 19 Mart'ın, 4 Kasım siyasi darbesinin 500'üncü günü olduğunu belirterek "Sadece tutuklu milletvekillerinin bu 500 gün içinde 395 duruşması yapıldı. Neredeyse her gün bir duruşma yapıldı" dedi. Bu duruşmalardan 185 tanesinin Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'e ait olduğunu belirten Kerestecioğlu, "Sadece bu istatistik bile Anayasa'ya aykırı dokunulmazlık düzenlemesinin amacının HDP olduğunu bir kez daha ortaya çıkarmıştır" dedi.
Demirtaş ve Önder'in yargılandığı davanın duruşmasında "yargının yürütmenin amaçlarını yerine getirmek için nasıl bir gayret içerisinde" olduğunu yakinen gördüğünü söyleyen Kerestecioğlu, "Bu kadar süre içerisinde yani beş yüz gün içerisinde biz, bir tek AKP milletvekilinin ya da MHP milletvekilinin herhangi bir soruşturma geçirdiğine de tanık olmadık. Yani yargı aslında bizim için çalışıyor" şeklinde konuştu.
Bir hukukçu olarak şehir merkezlerinde yapılan adalet saraylarında yaşananlardan üzüntü duyduğunu ifade eden Kerestecioğlu, "Sürekli, "güvenlik, güvenlik, güvenlik" denilerek tek tek aramalardan geçtiği ve adalete ulaşmak için aslında çok ciddi bir yabancılaşma yaşadığı, adalete ulaşmaktan, oraya adımını atmaktan korktuğu binalar yarattınız" dedi.
Yaklaşık 500 gündür Edirne Cezaevi'nde tutuklu bulunan Selahattin Demirtaş'ın neden Kartal ve Çağlayan'daki Adalet Sarayı'nda yangılanmadığını soran Kerestecioğlu, "Gerçekten inanılır gibi olmayan, bir bozkırın içerisinde spor salonu kılıklı bir yerde yapıldı Eş Genel Başkanımızın duruşması. İnsanlar oraya ulaşamasınlar diye, avukatlar gelemesin, vatandaşlar gelemesin diye öyle bir salonda yapıldı bu yargılama. Tabii ki ulaştı insanlar, tabii ki geldiler ama siz buna "adalet" diyecekseniz eğer, hakikaten bu ülkede adalet adına hiçbir şey kalmamış demektir" diye konuştu.
"Mahkeme heyeti genç bir heyetti, 3 kişilik bu heyetin yaşları 35 civarındaydı ve ne yazık ki bu genç heyet, Türkiye'nin en genç liderine ceza vermek için talimat almış davranış içerisindeydi" diyen Kerestecioğlu konuşmasına şöyle devam etti: "Her an telefonla konuşan, bir karar vermekten çekinen ve aslında oraya karar almış olarak gelen bir heyet. Çünkü hemen yargılamayı yapıp siyasi yasaklı hâline getirmekti amaç. Çünkü bir seçim stratejisine girdiniz, tutuklu vekillerimizi siyasi yasaklı hâline getirip bir an önce seçimlere onlarsız gitmek, bizi daha da azaltmak gayretini güdüyorsunuz. İşte bunun tezahürüydü orada gördüklerimiz. O yargılamada biz adalet falan görmedik, yargı hiç görmedik zaten.
Bir konuşmadan yargılanıyor 2 milletvekilimiz, Demirtaş ve Sırrı Süreyya Önder. Burada hukukçu milletvekilleri var, birazcık izan diyorum. Eğer bir insan bir konuşmadan yargılanıyorsa o konuşma metninin dosya içeriğinde olması gerekmez mi? Bir deşifre yapılmış, nokta nokta işaretleriyle dolu bir metin konulmuş oraya. “Konuşma metnini deşifre edin bilirkişi marifetiyle ve bu şekilde konuşma metni dosyanın içerisinde olsun” talebi bile o mahkeme heyeti reddetti.
Yani adaletten yoksun günler yaşıyoruz ama ne yazık ki bu çok da umurunuzda değil. Bir gün ihtiyacınız olduğunda ne düşünürsünüz bilmiyorum."