HDP Adana Milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi Meral Danış Beştaş, dokunulmazlık düzenlemesinin "Erken seçim dâhil başkanlığa giden yolda engelleri kaldırma çabasıdır. Bu Meclis'e darbe anlamına gelir. AKP aklını başına alsın" dedi. "HDP'ye oy veren milyonların iradesinin ortadan kaldırılması, tasfiye edilmesi isteniyor" diyen Beştaş, "Bunun adı darbeden başka bir şey değildir" ifadesini kullandı.
Kavgalı oturumun ardından yarın yapılacak Anayasa Komisyonu toplantısı öncesinde Birgün’den Sebahat Karakoyun’a konuşan Beştaş’ın açıklamaları şöyle:
“Bizim komisyonu çalıştırmamak, gerginlik yaratmak gibi bir düşüncemiz yok. Bu konuyu dokunulmazlık meselesi olarak değil bir ‘darbe’ olarak görüyoruz. Dokunulmazlıklarla ilgili girişimi; basını, akademi dünyasını, tüm muhalefet ve demokrasi güçlerini hedef alan darbe sürecinin bir parçası olarak değerlendiriyoruz. HDP'ye oy veren milyonların iradesinin ortadan kaldırılması, tasfiye edilmesi isteniyor. Bunun adı darbeden başka bir şey değildir.
Anayasa Komisyonu'nun ilk toplantısından önce AKP'liler Genel Kurul’da milletvekilimiz Ferhat Encü'ye linç girişiminde bulundu. AKP, dokunulmazlık meselesini baskıyla, zorla, kavgayla, gürültüyle hızlıca geçirme ve gündemi değiştirme çabası içinde. Bu konuda çok mahir olduklarını biliyoruz. Meclis Başkanı laiklik konusunda konuştu, sonra partiden "hayır böyle bir gündemimiz yok" dediler. Kendi ajandalarına göre Meclis'teki kavgalarla da HDP'lileri korkutacaklarını sanıyorlar. Biz böyle saldırılarda, linç girişimleriyle korkacak, tırsacak bir yapı değiliz. Saldırılara, linç girişimlerine tepkisiz kalmayız. Gerekli yanıt da verilir, koruma da yapılır.
Ülke problemlerinin şiddetsiz çözümünden yana bir partiyiz. Anayasa Komisyonu'nda teklifle ilgili usul ve esasa dair itirazlarımızı ifade etmeye devam edeceğiz. Umarız AKP aklını başına toplar. Saldırgan, eşkıyalık yapan milletvekillerini durdursunlar. Bu görüntüler kamuoyuna, halka yansıyor.
Sürecin nasıl sonuçlanacağını belirleyecek olan CHP. Bütün milletvekillerinin destek vermeyeceğini biliyoruz ama 25-30 oy bile AKP'yi rahatlatacaktır. Halkların kardeşliğini isteyen, demokratik zemin, barıştan yana olan milletvekillerinin bu teklife ‘ret’ oyu vermesi gerekiyor. Bu HDP'nin meselesi değil. Bütün parlamentonun onuru ve kendini koruma meselesidir.
Bu değişikliğin kabul edilmesi demek Meclis'in kendi kendine darbe yapmasıdır. Meclis dokunulmazlıklarla ilgili olarak var olan yetkisini yargıya devretmiş olur.1994'de yaşananların hiçbir soruna çözüm getirmediğini görmeleri gerekiyor. Bu sorunu konuşarak çözmemiz gerektiğini anlamaları lazım. Anayasa'ya göre genel kurulda milletvekillerinin gizli oyla, kendi iradeleriyle karar ermeleri gerekiyor. Ancak lider sultası, baskıcı yaklaşımlara bakınca bu konuda beklenti içinde olmak mümkün değil. Saray hapşırınca, AKP'liler nezle oluyorlar. Ast-üst ilişkileri çok üst düzeyde seyrediyor.
Bu değişiklik kabul edilirse 12 Eylül kadar ağır bir darbe olarak ülke tarihine yazılır. Sonuçlarını ortadan kaldırmak hiç kolay olmaz. Hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Demokratik zemin uygun hale gelirse, silahlı güçlerin yaşama şansı da zemini de olmayacaktır. Türkiye'nin asıl çıkışı konuşmakta, demokratik siyasettedir. Demokratik siyasete, Meclis'e bir hamlede darbe yaparsanız silahlı güçler daha da büyüyecektir. Bölgeye gittiğimizde baskılar karşısında üniversite gençlerinin, 18 yaşın altındakilerin, kadınların, bir bütün olarak halkın tepkisinin silaha daha çok inanmaya doğru dönüştüğünü görüyoruz. Bu tehlikeli bir gidişat. Örgüt ne kadar yoğun katılım olduğunu açıklıyor. Bu milletvekillerinin dokunulmazlığı meselesi değildir, Saray'ın dikta rejimini inşa çabasının bir ayağıdır. Erken seçim dâhil başkanlığa giden yolda engelleri kaldırma çabasıdır. HDP başkanlığa karşı çıktığı için tasfiye edilmek isteniyor.”