HDP’li milletvekilleri Cizre’de yaşanan sokağa çıkma yasağını Meclis gündemine taşıdı. İçişleri Bakanı Selami Altınok’un yanıtlaması talebiyle soru önergesi veren milletvekilleri, derin dondurucuda bekletilen cenazelere dikkat çekerek, “Bütün iletişim kanalları kesilmiş, ilçe tümüyle polis ablukasına alınmış ve ilçeye giriş çıkışlar yasaklanmıştır” dedi.
HDP Şırnak Milletvekilleri Aycan İrmez, Faysal Sarıyıldız, Leyla Birlik ve Ferhat Encü, Cizre’de 4 Eylül akşamından 12 Eylül tarihine kadar devam eden sokağa çıkma yasağıyla ilgili bir soru önergesi verdi. Milletvekilleri, sokağa çıkma yasağının yetki sınırlarını aşan derecede uygulandığını savunarak, “Onlarca yurttaş AKP ve Saray’ın özel savaş güçleri tarafından katledilmiş, evleri bombalanmış, çocuklar sokakta oynarken taranmıştır. İlçe’de sağlık ocakları asker ve polise tahsis edilmiş, İlçe’nin bütün okul ve yurtları devletin özel güvenlik güçleri ve başka illerden getirilen 200 keskin nişancı ile doldurulmuştur. Yurttaşlar savaş esirlerine dahi uygulanmayacak, düşman hukukuna dahi rahmet okutacak gayri ahlaki bir politika ile esir alınmıştır” dedi.
HDP Şırnak milletvekillerinin ortak imzasıyla TBMM Başkanlığı’na verilen önergede ayrıca, Cizre Devlet Hastanesi sağlık çalışanlarının kolluk kuvvetlerince tehdit edilerek, darpa maruz kaldıkları iddia edildi.
Cizre’de yaşanan olaylarda kaç sivil yurttaşın yaşamını yitirdiğinin ve sorumluların sorumlularının kim olduğunun sorulduğu önergede şu ifadelere yer verildi: “Güvenlikleri olmayan sağlık çalışanları hastaneden alenen uzaklaştırılmıştır. Yaralıların tedavisi de bu şekilde engellenmiş ve ölmeleri için aleni bir çaba sarf edilmiştir. Bu barbarlıkla da yetinmeyen Saray’ın özel savaş güçleri trafoları kullanılmaz hale getirerek ilçeyi elektriksiz bırakmışlardır. Tüm bu insanlık dışı, hukuk dışı, ahlak dışı uygulamaları yerinde tespit etmek isteyen ve aralarında Eş Başkanımız, Bakanlarımız ile milletvekillerimizin bulunduğu bir heyet, polis ve askerler tarafından Cizre ilçemize sokulmamıştır.”
Önergede yer alan sorulardan bazıları şöyle:
-Cizre’de öldürülen yurttaşlarımızın cenazeleri yasak nedeniyle günlerce gömülememiş cenazeler derin dondurucularda ve buzlara sarılarak bekletilmiştir. Bu insanlık, vicdan ve hukuk dışı uygulama toplum hafızasında ve vicdanında derin izler bırakmıştır. Toplum nezdinde büyük bir infiale neden olan bu duruma hangi gerekçe ile izin verilmemiştir?
-Meclisin, siyasi partilerin ve vekillerin temel görevlerinden biri de yaşanan hak ihlallerinin takipçisi olmak iken, ilçeye gitmek isteyen Bakanlarımız ve milletvekillerimiz engellenmiştir. Bu engel ilçede yaşatılan katliamın, uygulanan ambargonun ifşa edilmesinin engellenmesi amacını mı taşımaktadır? Değilse, bu engelin gerekçesi nedir?
-Bakan ve milletvekillerinin yasama dokunulmazlığı olmasına rağmen ilgili polis ve askerlerin bakan ve milletvekillerine müdahale etmesinin nedeni nedir? İlgili polis ve askerler hakkında açıkça anayasayı çiğnemeleri nedeniyle herhangi bir adli veya idari soruşturma açılmış mıdır? Başlatıldı ise söz konusu soruşturma hangi aşamadadır? Başlatılmadı ise gerekçesi nedir?
-İlçede kaç yurttaşımız diyaliz hastasıdır? Kaç diyaliz hastasının sokağa çıkma yasağı yüzünden tedavisi aksamıştır? Buna bağlı olarak yurttaşlar ne tür sağlık sorunları yaşamışlardır?
-Yasak boyunca kaç ev zarar görmüştür? Yasak boyunca herhangi bir şekilde evleri ve malları zarar gören yurttaşlarımızın zararları karşılanacak mıdır? Karşılanacaksa nasıl karşılanacaktır?