HDP Mardin Milletvekili ve hukuk profesörü Mithat Sancar, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanları Fırat Anlı ile Gültan Kışanak'ın göz altına alınmasına ilişkin yaptığı konuşmada “Yargı size dokununca kötü, başkalarına dokununca pirüpak olabilir mi? Böyle bir değerlendirme olabilir mi?” diye sordu. Sancar, kimsenin demokrat olmak zorunda olmadığını söylerken “Demokrat olamıyorsanız bile dürüst olun en azından” diye konuştu.
Meclis kürsüsünden konuşan Sancar’ın yaptığı açıklama şöyle:
Buradaki konuşmaları izlerken şu soruyu soruyorum samimiyetle: Acaba çifte standardın da bir sınırı olması gerekmiyor mu? AKP Grup Başkanvekili burada yargının kararına kimse itiraz edemez anlamına gelen sözler sarf etti. Şimdi hangi örnekleri hatırlatalım sizlere? Yakın zamanda Cumhurbaşkanı'nın "Anayasa Mahkemesinin kararına saygı duymuyorum, tanımıyorum" sözlerini mi mesela? Anayasa Mahkemesi bir yargı organı değil mi?
Biraz gerilere gidelim, 400 milletvekilinin oyuyla kabul edilen Anayasa değişikliği iptal edildiğinde AKP'li sözcüler Anayasa Mahkemesi için ne demişti? Arşivleri açın, bakın. "Böyle yargı olmaz" kullandıkları en hafif tabirdi. 367 kararıyla ilgili, AKP'ye kapatma davası açılmasıyla ilgili neler söylemiştiniz?
Bu ülkede yargının, savcıların, hakimlerin, insanları terörist ilan etmek için tek bir sözü bile yeterli saydığını bilmiyor musunuz? Şimdiki Cumhurbaşkanı bir şiir okudu diye halkı kin ve düşmanlığa tahrikten yargılanmadı mı? Ceza yemedi mi? Bütün bunlar yanlıştı da şimdi başkalarına karşı sizin sevmediğiniz, sizin muhaliflerinize karşı yapılınca mı doğru oluyor? Demokratlık bu mu?
27 Mayıs yargılamalarını ele alalım. Aranızdan bir tek kişi "Adildir" diyecek mi? Diyemez, çünkü darbe yargısıydı. Darbe yargısı nasıl olur? Darbe yargısı kendi siyasi hedeflerine göre davranan yargıdır. Evrensel hukuk kurallarına göre değil, yürürlükteki kanunlara göre bile değil; bir siyasi hedefe, bir siyasi amaca hizmet için karar veren yargıdır.
12 Eylül yargısı, ondan önce 12 Mart yargısı adil miydi? Değildi, çünkü darbecilerin emriyle hareket ediyordu. Demek ki emir vermek, yargıyı emirle yönetmek darbeci zihniyetin bir özelliğidir. 28 Şubat yargısı yine öyle. Size göre 17-25 Aralık da zaten asla yargı değil.
Yargı size dokununca kötü, başkalarına dokununca pirüpak olabilir mi? Böyle bir değerlendirme olabilir mi?
Ben size sadece şunu söylüyorum: Kimse demokrat olmak zorunda değil. Kimse demokrasiyi savunmak zorunda değil. Demokrasiyi savunup savunmamak siyasi bir meseledir ama çifte standart ahlaki bir meseledir. Demokratlık şart değildir ama demokrat olmadığınız halde demokrat gibi görünmek ve bunu yaparken de sayısız çifte standart kullanmak? İşte bu olmaz. Bu ahlaki değildir.