TBMM Genel Kurulu’nda ‘Türk milleti’ yerine ‘Türkiye milleti’ sözleriyle yemini geçersiz sayılan son günlerin siyasette en tartışmalı ismi HDP Ağrı Milletvekili Leyla Zana’ya HDP içinden tepki geldi. Geçici hükümette Kalkınma Bakanı olarak görev yapan HDP İzmir Milletvekili Müslüm Doğan, yemin etmemeyi doğru bulmadığını söyleyerek, “Leyla Zana gündemi böyle işgal etmemeli. Tartışma alanlarımız daralıyor” dedi. “Demokratik parlamenter sistem içerisindeki o yeminin anayasal bir gereklilik olduğunu” söyleyen Müslüm Doğan, HDP'nin 7 Haziran'ı iyi okuyamadığı yönünde öz eleştiride bulundu.
T24’ün sorularını yanıtlayan Müslüm Doğan, “Nusaybin tartışılmalıydı. Şiddet sarmalı tartışmalıydı. Sadece Leyla Zana’nın durumu tartışılmamalıydı. Leyla Zana bir bireydir. Gündemi de işgal etmemeli bu şekilde. Böyle işgal ettiği zaman bizim tartışma alanlarımız daralmaktadır” dedi..
“Demokratik parlamenter sistem içerisindeki o yeminin anayasal bir gereklilik olduğunu” söyleyen Müslüm Doğan, bu tür konuların tartışılarak çözülebileceğini ifade etti. Doğan, “Meclis’te bir yemin gündem olmamalıydı. Tartışılmamalıydı” dedi. HDP’nin 7 Haziran’ı iyi okuyamadığını belirten Müslüm Doğan, “1 Kasım’a gelmemizin nedeni 7 Haziran’ı okuyamamaktan geçmekte” dedi. HDP’li Doğan’ın değerlendirmeleri şöyle:
7 Haziran’la 1 Kasım arasına baktığımızda Türkiye korkunç bir süreç yaşadı. Cumhuriyet tarihi hiç böyle bir süreç yaşamadı. Bir kere halkın iradesi yok sayıldı, tek kişi tarafından parlamento çalıştırılmadı. Bu da Türkiye ile demokrasi mücadelesine gelinen süreç itibariyle çok tartışılması gerekir. Nasıl olur da bir insan sistemi kilitler? Demek ki Cumhuriyet sisteminde bu mekanizmada bir sıkıntı var. Geçmişte her 10 yılda bir darbeler oluyordu, hükümetler askıya alınıyordu; demek ki bir sıkıntı var. Bize de bunu sorgulama imkânı doğurdu aslında. 7 Haziran’la 1 Kasım arasında çok büyük şiddet ortamında katliamlar yaşandı. Şiddet sarmalı ile Ankara, Suruç, iki askerin öldürülmesi. Bunun koşullarını yaratan aslında hükümetti, hükümet burada barış siyasetini ortaya koysaydı, belki ortalık çok farklı bir durum alabilirdi.
7 Haziran’ı partimiz de doğru dürüst okuyamadı. 1 Kasım’a gelmemizin nedeni 7 Haziran’ı okuyamamaktan geçmekte. Bunu okuduğumuz da Türkiye’de genel siyasete katkımız olacağını düşünüyorum. Türkiyelileşme ortak vatandan geçer. Ortak vatan ruhi şekillenmesi olmadan Cumhuriyetin demokratikleşmesi mümkün değil. Cumhuriyet demokratikleşmesi başta Aleviler, ülkede yaşayan herkesin eşit yurttaşlık talep ettiği hususlar, bir toplum sözleşmesi olan Anayasal düzleme taşırsak bu ülkede kimsenin sorunu olmaz. Yani şimdi bu ülkede sadece Kürtlerin sorunu yok. Sadece Alevilerin de sorunu yok. Sorunları yaratan kurumlar var devlet mekanizması içinde. Diyanet İşleri Başkanlığı sadece Aleviler için değil Sünnileri de asimile ediyor. Zorunlu din dersi doğru değil. Böyle bir siyasette demokratik siyasetin egemen olması için tüm kurumların doğru çalışması gerekiyor. Bunda da parlamento; bizim grubumuzda söz konusu.
1 Kasım ile 7 Haziran arasındaki yüzleşme doğru yapıldığında bu sürece aşarız diye düşünüyorum. Meclis’te bir yemin gündem olmamalıydı. Tartışılmamalıydı. Bence de doğru değil yemin etmemek. Demokratik parlamenter sistem içerisindeki o yemini anayasal bir gereklilik olduğunu biliyorsunuz. Bu değişebilir. Değiştirilebilir. Bizim ülkemizin gündemi Nusaybin tartışılmalıydı.
Şiddet sarmalı tartışmalıydı. Sadece Leyla Zana’nın durumu tartışılmamalıydı. Leyla Zana bir bireydir. Gündemi de işgal etmemeli bu şekilde. Böyle işgal ettiği zaman bizim tartışma alanlarımız daralmaktadır. Yapılması gereken tartışmaktır. Tartışmayacağımız hiçbir şey olmamalı. Başkanlık sistemine biz karşıyız ama tartışılmasında yarar var. Nasıl bir başkanlık sistemi, ihtiyaç nedir? Bu tartışılmadan karar verilemez. Evet biz karşıyız, çünkü biliyorsunuz, ‘Seni başkan yaptırmayacağız’ da dedik; ama biz Başkanlık sisteminin, ne olduğunu da tartışmalıyız.”