HDP milletvekili Sırrı Süreyya Önder, TBMM’de yaşanan kavgaya yönelik kürsünden yaptığı konuşmada “Vekillerimize kılıç mesafesinden fazla yaklaşmayın, yanarsınız” ifadesini kullandı. Önder’in kullandığı ‘kılıç mesafesi’ tabiri, İngiltere’nin, 800 yıl öncesine uzanan bir geleneğine dayanan siyasi bir deyim.
İngiltere parlamentosunun alt kanadı Avam Kamarası’nda kürsünün sol tarafında iktidar partisi milletvekilleri, sağ tarafında ise muhalefet vekilleri yer alıyor. Milliyet’te yer alan habere göre, iktidar ve muhalefet arasında ise kırmızı çizgiler ile ayrılan bir koridor bulunuyor. O çizgiler, yaklaşık 800 yaşındaki parlamentonun ilk yıllarından, insanların kılıç kuşanıp dolaştıkları dönemden bugüne uzanıyor. Avam Kamarası’nın kırmızı çizgileri, milletvekillerinin ateşli müzakerelerin hararetine kapılıp kılıçlarını çekmeleri durumunda “nerede duracaklarını bilmeleri” için çizilmiş. Vekillerin birbirlerini yaralamalarını engellemek için de bu çizgilerin arasına tam 2.5 metre yani iki kılıç boyu mesafe konulmuş. Tam 702 yıl önce, 30 Ekim 1313’te Kral İkinci Edward, parlamentoyu çağırdığı sırada bir kavga çıkması üzerine parlamentoya kılıç ve zırhla girilmesini yasaklamış. Bu nedenle vekillerin dolaplarına kılıçlarını asabilecekleri askılıklar yapılmış.
Demokrasilerinin köklü tarihi ile gurur duyan ve bunu simgeleyen parlamento binalarını aslı gibi koruyan İngiltere’de, Avam Kamarası’nda hâlâ bu kırmızı çizgiler mevcut. Ancak artık kılıçlardan korumak yerine parlamentodaki saygıyı simgelemekteler. İktidar ve muhalefet vekilleri görüşlerini dile getirirken bu çizgileri geçemiyorlar. İki kırmızı çizgi arasındaki koridorda milletvekillerinin konuşması yasak.
İngiltere dışında dünyada bir tek Kanada’da kare şeklinde dizayn edilmiş parlamento bulunuyor. Bu dizaynın temel amacı “bize karşı onlar” hissi vererek tartışmaların hararetli geçmesini sağlamak. Vekillerin yakın ve yüz yüze oturdukları bu düzenin bir diğer amacı da iktidara her daim, onların da her an muhalefette yer alabileceğini, iktidarın daimi olmadığını hatırlatmak.