HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan, Meclis’te yaptığı konuşmada 22 Temmuz 2015’te iki polisin öldürüldüğünü hatırlatarak “Çözüm sürecinin bitmesini, 6-7 Ekim'i araştıralım dedik; niye kabul etmediniz?” diye sordu. Paylan, “O günden beri 10 bine yakın insanımızı kaybettik; asker, polis, gerilla, sivil, 10 bine yakın insanımızı kaybettik” dedi.
Paylan, Hrant Dink katledildiğinde 34 kişiyi işaret ettiklerini ifade ederek "İçinde cemaatçiler vardı, Ergenekon sanıkları vardı, içlerinde AKP’ye yakın bürokratlar vardı, daha sonra onları bakan yaptınız, milletvekili yaptınız, hepsi cinayetin aktörleriydi" dedi.
Dokunulmazlıkların kaldırılmasını 15 Temmuz darbe girişiminde rol alanların istediğini ifade eden Paylan "Darbecilerin bir isteği daha vardı, 'Dokunulmazlıklarını kaldırın' dediler ki kutuplaşma artsın, kamplaşma artsın ve biz darbeye yürüyelim" ifadelerini kullandı.
Meclis’te 2017 bütçe görüşmelerinde Sermaye Piyasası Kurulu Bütçesi üzerine söz alan Paylan’ın konuşması şöyle:
Enerji Bakanlığı yok, ekonomi yönetiminden sorumlu başbakan yardımcımız yok. Dört büyük bakanlığı görüşüyoruz, Türkiye’nin 2017 yılı bütçesi görüşülüyor. Bundan daha önemli bir iş var mı? Ekonomi Koordinasyon Kurulu gece de toplanabilir. Burada bakanlar olmalıydı, eleştirilerimizi dinlemeliydi. AKP milletvekillerinin çoğunluğu burada olmalıydı, dinlemeliydi. Yalnızca el kaldırıp indirmeye gelmek bu Meclis’in itibarını da düşürmektir.
İlk döneminde Başbakan Abdullah Gül, Avrupa Birliğine gitti, “Ben Türkiye’yi değiştireceğim, dönüştüreceğim” dedi. Ama o dönüştürme iddiasına karşı da vesayet kurumları sürekli o darbe mekanizmasını devrede tuttular. Hrant Dink katledildi, Rahip Santoro öldürüldü, Danıştay baskını yapıldı, Malatya Zirve Yayınevi basıldı. Bütün bu olaylara bakın dedik. “Bu, bir darbe bulutudur, darbe dinamiğidir.” dedik. Hrant Dink katledilirken, 34 kamu görevlisine işaret ettik. İçinde cemaatçiler vardı, Ergenekon sanıkları vardı, içlerinde AKP’ye yakın bürokratlar vardı, daha sonra onları bakan yaptınız, milletvekili yaptınız, hepsi cinayetin aktörleriydi.
Geçen yıl, 22 Temmuz 2015’te iki polis öldürüldü. Ahmet Davutoğlu’na, o “darbeci” dedikleriniz, “cemaatçi” dedikleriniz bir istihbarat geçtiler, “Telsiz mesajlarını dinledik, Kandil’den bir emir geldi, iki polisimiz katledildi” dediler, Ahmet Davutoğlu’na o gün uçakları kaldırma emri verdirdiler. O günden beri 10 bine yakın insanımızı kaybettik; asker, polis, gerilla, sivil, 10 bine yakın insanımızı kaybettik. 6-7 Ekim'le ilgili araştırma önergesi verdik, niye kabul etmediniz? Antep’le ilgili araştırma önergesi verdik, neden kabul etmediniz?
Darbecilerin bir isteği daha vardı, “Dokunulmazlıklarını kaldırın” dediler ki kutuplaşma artsın, kamplaşma artsın ve biz darbeye yürüyelim. Peki, biz 15 Temmuz'dan ders çıkardık mı? Darbe içinde darbe, darbe içinde darbe… Ama yeni dönemin darbecileri, eski dönemin darbecileri Cumhurbaşkanının etrafını sarmışlar; siyaset kurumu Cumhurbaşkanını etkileyemiyor, yasama etkileyemiyor, yargı suskun, basın susturuldu. Bu hatalar yapıldıkça da darbe dinamikleri devreye girer, güç savaşları devreye geçer ve başımıza çorap örmeye devam ederler.