HDP'li Tüzel de başörtülü vekil tartışmasına katıldı

HDP'li Tüzel de başörtülü vekil tartışmasına katıldı

Yeni kurulan Halkların Demikratik Partisi'ne geçtiğimiz Pazar günü katılan milletvekili Levent Tüzel de başörtülü milletvekili tartışmasına katıldı. Milletvekillerinin kılık ve kıyafetlerine bakılmaksızın meclisteki çalışmalara katılması gerektiğini söyleyen Levent Tüzel, "Milletvekilleri kılık kıyafet tabi tutulmamalıdır" dedi.

Evrensel Gazetesi'nin sorularını yanıtlayan Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Levent Tüzel, vekillerin Meclis çalışmalarına kılık kıyafete bakılmaksızın katılmaları gerektiği görüşünü dile getirdi.

Levent Tüzel'e sorulan sorular ve yanıtları şöyle:

Milletvekillerinin Meclise başörtülü girmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Milletvekilleri halkın seçilmiş temsilcileri olarak herhangi bir kılık kıyafet sınırlamasına tabi olmaksızın özgürce siyasi faaliyetlerini yürütebilmelidir. Tüm insanlar gibi milletvekilleri de siyasi düşünceleri, inançları, cinsel tercihleri, yaşam felsefeleri nedeniyle ayrımcılığa uğramamalı; özgürce düşüncelerini hayata geçirebilmelidir. Mecliste dilediklerince çalışabilirler. Başörtüsü takarak gelmeleri kadın milletvekillerinin kendi inançları doğrultusunda verecekleri karar ve tercihtir.

 

'Din tacirlerine en iyi yanıtı başörtülü kadınlar verecek'

 

Bu konu ile ilgili bir programda söylediğiniz sözler çokça tartışıldı. Bu tartışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz? Toplumun ne denli gerildiği ve kutuplaştırıldığı bir konu olduğunu, ülkeyi yönetmiş iktidarların bu meseleyi ne kadar istismar ettiklerinin sonuçlarını gördüm. Yıllardır işçi ve emekçilerin hak ve özgürlük mücadelesine dair sözlerimiz yer bulmazken bu konuda yalan yanlış yakıştırmalar ve yorumlar yapıldı. Emek Partisi ve sosyalistler halkın inançlarının çekiştirilmesine, birlik ve mücadelelerinin önüne engel konulmasına izin vermezler. Aksine bunu hiçbir baskı ile karşılaşmaksızın özgürce ve ayrımsız kullanabilmelerini savunurlar. AKP'nin ve düzen güçlerinin bu alandaki siyasi istismarlarına işaret etmem başörtüsüne karşıymışım gibi yorumlara yol açtı. Kadınların başörtülerini siyasi hesaplarının örtüsü yapan din tacirlerine en iyi yanıtı yine kendi özgür ve eşit gelecekleri için mücadele eden kadınlar verecektir.

 

'Başörtüsünün kadını kısıtlayan bir nedenselliği var'

 

Başörtüsü kadının özgürlüğü üzerinden tartışılıyor. Siz bu konuya nasıl bakıyorsunuz? Önümüze geliş biçimine bakarsanız kadının tercihidir, kimseye hele erkeklere laf düşmez de diyebilirsiniz. Kadının inancı ya da beğenisidir, özgürlük alanıdır diyebilirsiniz. Ancak yaşadığımız ülkede din ve inanç alanı bir siyasi tahakküm ve yönetim baskısına dönüştüğünden burada kalmıyor ne yazık ki. Kışkırtılmış, çekiştirilmiş, kutuplaşmanın nesnesi yapılmıştır. Bu elbette kabul edilemez. Diğer yönden dini gerekçelerle başörtüsü takmanın kadını değil özgürleştirmesi, eşit ve özgür insanlar olmasını kısıtlayan bir nedenselliği vardır ki bugünün tartışmalarının dışında daha derinlikli bir konudur. Vekillerin Meclise nasıl geleceklerinin tartışılır olması bu konunun özgürce tartışılmasının önünü kesmemelidir.

 

'AKP'nin kadın politikası istismarcılıktır'

 

AKP'nin kadına yönelik politikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Tek kelimeyle cinsiyetçi, sömürücü, istismar edicidir. Emeğine, bedenine, eşitlik haklarına el atan bir fütursuzluk, saldırganlık barındırmaktadır. Kadınlar AKP'nin gözünde, çocuk yapma meselesinden kürtaj ve sezaryene, esnek çalıştırmadan ucuz iş gücüne, kılık kıyafetinden hamile dolaşmasına karışılmaya kadar; bir yandan eve tıkılmak istenirken orada bile uzaktan çalışma vb. modellerle emeğine göz dikilen erkek egemenliğinin ucuz hizmetkarlarıdır. AKP'nin zihniyetindeki kadınların konulduğu yer böyleyken şimdi türban üzerinden özgürlük savaşçısı gibi görünmeye çalışmalarındaki sahtekarlık da bundandır.