4 Kasım 2016'da tutuklanan HDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan ile 31 Ocak 2017'de tutuklananHDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş tahliye edildi.
Beştaş'ın tahliyesi sonrası Diyarbakır Adliyesi önünde açıklama yapan HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, şu ifadeleri kullandı:
"Birçok duruşmanın 16 Nisan’dan sonraya bırakılması manidardı. Bu, arkadaşlarımızın siyasi bir saikle tutuklanmalarının en açık göstergesiydi. Biz ne tutuklanmalarının ne yargılanmalarının hukuki bir sürecin sonucu olduğuna hiç inanmadık. Ama huzurun, barışın hakim olduğu bir ülkede hep birlikte yaşamak istiyorsak siyasi söylemleri sebebiyle tutuklu olan bütün siyasi tutsaklar tahliye olmalıdır. Eşbaşkanlarımız, milletvekillerimiz, belediye eşbaşkanlarımızın tutuklanması bu ülkeye kan kaybettirdi. Tahliyeleri ise ülkenin normalleşmesine hizmet edecektir. Bütün toplumsal meselelerin diyalog yönüyle çözülmesine zemin hazırlayacaktır. Benzer siyasi gelişmelere ülkenin daha fazla ihtiyacı olduğunu, iktidarın da 16 Nisan sonuçlarından ders çıkararak deyim yerindeyse rehin olarak içeride tutulan bütün siyasi tutsaklar için aynı yönde karar alması gerekir. Bu arkadaşlarımızın tutuklanması da siyasi karardı, bugünkü karar da siyasidir. Tutuklanmalar topluma kaybettiriyordu, bırakılmaları ülkenin normalleşmesine ve toplumsal barışın temelinin güçlenmesine hizmet edecektir."
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Fatma Kurtulan da şöyle konuştu:
Bugün 6 kadın arkadaşımızın duruşması vardı. Ne yazık ki bazı arkadaşların tutukluluk halinin devamına karar verildi. Buruk bir sevinç yaşadık. Başından beri hukuksuz bir yargılama olduğunu hep söyledik. Bu hala devam ediyor. Çünkü çok sayıda tutuklu arkadaşımız var. Bu buruk sevincimizi ülkemizin geleceğine dair bir adım olarak ele alıp şu andan artık bu haksız uygulamanın son bularak ülkemizin geleceğine dair adımları atmamız gerekiyor. Kadın özgürlüğüne kadın örgütlülüğüne daha da güç katarak, örgütlenerek, haksız uygulamaları hep beraber sonlandıralım.
'Örgüt üyesi olmak' iddiası ile 31 Ocak 2017'de tutuklanan HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş adli kontrol şartıyla tahliye edildi. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazı üzerine gece saatlerinde Diyarbakır’daki evinde gözaltına alınan Beştaş, Diyarbakır Adliyesi’nde Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’nce tutuklanmıştı.
HDP MYK’nin IŞİD saldırısı altındaki Kobanê için 2014 yılında yaptığı çağrı ile ilgili yürütülen soruşturmada tutuklanan HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş hakkında 23 yıla kadar hapis istemiyle açılan davanın yargılamasına başlandı. Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davaya Beştaş, tutuklu olduğu Silivri Cezaevi'nden SEGBİS’le katılırken çok sayıda avukat destek için duruşmada hazır bulundu. HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, HDP Milletvekilleri Sibel Yiğitalp, Feleknas Uca, Ziya Pir, Mahmut Toğrul, Leyla Birlik, HDP il yöneticileri, Diyarbakır Baro Başkanı Ahmet Özmen’in yanı sıra çok kişi izleyici olarak katıldı.
dihaber'de yer alan habere göre, HDP milletvekillerine yönelik 4 Kasım 2016’da yapılan eş zamanlı operasyonda tutuklanarak hakkında 103 yıla kadar hapis istemiyle dava açılan HDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan'ın yargılamasına başlandı. Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya HDP'li Aydoğan tutuklu olduğu Silivri Cezaevi'nde SEGBİS üzerinden katılırken, avukatı ve Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Serhat Eren duruşmada hazır bulundu. HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, HDP milletvekilleri Sibel Yiğitalp, Feleknas Uca, Ziya Pir, Mahmut Toğrul ve Sibel Yiğitalp, HDP il yöneticilerinin yanı sıra çok sayıda kişi izleyici olarak duruşmaya geldi.
Kimlik tespiti ve iddianamenin özetinin okunmasıyla başlayan duruşmada Aydoğan'ın avukatı Abdulkadir Güleç ilk olarak söz aldı. Aydoğan'ın yasama dokunulmazlığının hukuka aykırı bir şekilde kaldırıldığını, müvekkilinin halen milletvekili olduğunu ve yasama dokunulmazlığının devam ettiğini söyleyerek, yargılamanın durdurulması talebinde bulundu. Güleç ayrıca, dokunulmazlığı kaldırılan CHP, MHP ve AK Parti milletvekillerinin hiçbirinin tutuklanmadığını, sadece HDP'li milletvekillerinin tutuklandığını ifade ederek, bunun anayasada ayrımcılık yasağının ihlali olduğunu vurguladı. Ancak mahkeme bu talebi reddetti.
Kararın ardından Aydoğan'ın savunmasına geçildi. Aydoğan, dokunulmazlıklarımızın kaldırılması tutuklanmaları ve mahkeme yargılanmaları nedeninin 7 Haziran'da ortaya çıkan seçim sonuçları olduğunu söyleyerek, bu seçimin sonucunda AKP hükümeti kuracak çoğunluğa ulaşamadığını hatırlattı. Tutuklu olduğu milletvekilliğini sürdüremez hale getirildiğini dile getiren Aydoğan, “Tutuklanmam nedeniyle seçmenlerimi ve halkı temsil etme gücüm elimden alınmıştır. Bir hukuksuzluk ile karşı karşıyayım. Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) milletvekillerinin tutuklu yargılanmayacağına dair 2013 yılında karar vermiş. Bu karara rağmen 4 Kasım'da tutuklandım. AYM bu konuda yaptığım başvurunun henüz incelemeye alınmadığını biliyorum" diye kaydetti.
Siyasi iktidar yargı üstünde baskısı olduğunu öne süren Aydoğan, “4 Kasım'da 13 HDP'li milletvekilinin gözaltına alındığı operasyonu hukuk ile izah etmek zor. Bu operasyonda Ankara'da planlandı. Bazı hakim ve savcılar eliyle yapıldı. Gözaltına alınıp götürüldüğüm Şırnak'ta maruz kaldığım demokrasi ve insan hakları açısından kabul edilemez buluyorum. AYM ve mahkemelerin bu aşamada bizi (milletvekillerini) tutuksuz yargılayacağını düşünmüyorum. Mahkemelere gelmemizin nedeni yargıya değil siyasi iktidara olan tavrımızdır" dedi.
Aydoğan, Diyarbakır'da hakkında açılan bir davanın 3 aylık kısa bir sürede sonuçlandırılarak kendisine 4 yıl 8 ay hapis cezası verildiğini belirtti.
Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK) sivil ve demokratik bir yapılanma olduğunu ifade eden Aydoğan, DTK'nin yasa dışı bir kurum olmadığını söyledi. Siyasi parti faaliyeti kapsamında yaptığı bütün çalışmaların "yasa dışı" olarak gösterildiğini ifade eden Aydoğan, "Bunu yapanlar çatışmaların çıkmasını, ölümlerin olmasını mı istiyor? Milletvekili olmayalım mı yani" diyerek suçlamalara tepki gösterdi. Mahkeme başkanın çatışmalarda yaşamını yitiren PKK'lilerin cenazelerine neden katıldığı şeklindeki soruya Aydoğan, “Cenazelere insani ve vicdani duygularla gittim ve katıldım. Bir görev olarak biliyorum. Beni seçen halkın yanında olmak dertlerini, acılarını ve sıkıntılarında yardımcı olmak zorundayım" cevabını verdi.
Cezaevinde 3 ay boyunca tek kişilik hücrede tecrit koşullarında kaldığını belirten Aydoğan, yaşadığı ağır sağlık sorunları nedeniyle tedavi için hastaneye gitmek istediğini, ancak elleri kelepçelenmesini kabul etmediği için hastaneye götürülmediğini söyledi. Aydoğan savunmasını bitirmesi ardından duruşmaya öğle arası verildi.
Aranın ardından savunma yapan Aydoğan'ın avukatı Abdulkadir Güleç, müvekkili Aydoğan hakkında fezleke hazırlayan, dinleme kararı veren 6 savcı ve hakimin “FETÖ/PDY" soruşturması kapsamında HSYK tarafından ihraç edildiğini söyledi. İddianamede, yasal ve legal faaliyet yürüten siyasetçilerin "yasadışı örgüt üyesi" olarak gösterilmesinin hukuksuz ve temelsiz olduğunu söyledi.
Avukatlar Aydoğan'ın tahliye edilmesini isterken, iddia makamı Aydoğan'ın tutukluluk halinin devamını talep etti.
Savunmaların ardından mahkeme heyeti, Aydoğan'ın tutuklu kaldığı süreyi göz önünde bulundurarak, adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi.