HDP’li Kadri Yıldırım, Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu bütçesi hakkında bir konuşma yaptı. Konuşmasında başta Kürtçe olmak üzere Türkçe dışındaki dillere yapılan ayırımcılığın yapıldığını söyleyen Yıldırım, “Bu kürsüde Kürtçe birkaç kelam eden milletvekillerimiz âdeta linç ediliyor. AK Parti içerisindeki Kürt milletvekillerine sormak istiyorum, acaba bu onlara hiç mi dokunmuyor?” diye sordu.
Yıldırım’ın konuşması şöyle:
Bilindiği gibi Türkiye’de, başta Kürtçe ve lehçeleri olmak üzere, birçok dil ve lehçe konuşulmakta. Bu böyle olmasına rağmen, Türk Dil Kurumunun sadece Türk dilini geliştirmeyi ve hayatın her alanında kullanılmasını sağlamayı amaç edinmesi onun tekçi bir zihniyetin devamı olduğunu ortaya koymaktadır. Ana dille eğitimin önündeki yasal engeller de derhal kaldırılmalıdır.
5 Ekim 2016 tarihinde yayımlanan bir yönetmeliğe göre, gazetelerin köşelerinde yayımladıkları bir sayfa da olsa Kürtçe yasaklanmış. Normal ilan ve reklamların dışında gazetelerin Kürtçe haberlere yer vermesi de yasaklanmış. Bundan dolayı da Tigris, Güncel, Özgür Haber gibi, Kürt kamuoyuna hitap eden gazeteler, bu sayfalarını artık Kürtçe çıkarmamaya başlamışlardır. Gözünüz aydın diyeyim, başka ne diyeyim!
Belediyelerin Kürtçe çok dilli tabelalar kayyum atanmasından sonra indirilerek tek dile indirilmiş, kamuoyunun tepkisi üzerine Kürtçe tekrar yazılmıştır. Ancak o kadar küçük yazılmış ki, Türkçe’deki ismin yanına, okuyabilmek için mikroskopla, teleskopla, mercekle bakmak zorunda kalıyoruz diye düşünüyorum. Dolayısıyla, Kürtçedeki bu ismin harflerini bu kadar küçük yazmak, buna o kadar değer vermemek aslında Kürt’ün kendisine değer vermemenin bir dışa vurumudur.
Ayrıca, Meclis tutanaklarında Kürtçe hâlâ “X” ve “bilinmeyen dil” olarak geçiyor. Ben yıllarca Mardin Artuklu Üniversitesinin Yaşayan Diller Enstitüsü Kürt Dili Başkanlığını yaptım. Meğer ki bu kadar süre içerisinde ben bilinmeyen bir “X” dilinin enstitüsünün başkanlığını yapmışım, siz beni oraya meğer ki bu şekilde atamışsınız.
Bu kürsüde Kürtçe birkaç kelam eden milletvekillerimiz âdeta linç ediliyor. AK Parti içerisindeki Kürt milletvekillerine sormak istiyorum, acaba bu onlara hiç mi dokunmuyor? Hazreti Peygamber'in bir hadisi var, niye hiç hatırlatmıyorlar? Hadis şudur: “Biri kendi nefsi için istediğini kendi kardeşi için de istemedikçe mümin sayılmaz, tam iman etmiş sayılmaz.”
AK Parti de, devlet de, muhalefet partisi de kendi resmî Türk dilleri için ne istemişlerse, ne istiyorlarsa, hangi hakkı vermişlerse, Kürtçe başta olmak üzere diğer dillere aynı hakları vermiyorsa, kusura bakmasınlar bu hadisin tam da hükmünün ortasına düşmüş olacaklar.
Şuna inanıyorum ki: Halkların kardeşliği dillerin kardeşliğinden geçiyor. Bir söz var, deniliyor ki: “Kürt-Türk kardeştir, ayrım yapan kalleştir.” Alın size, kim bu diller arasında ayrım yapıyor, kim bir tanesini resmî dil yaparak göklere çıkarıyor? Halkım adına -eğer inanıyorsanız- bu hadis adına, din adına, insanlık adına bu hakkı talep ediyorum.