Helfgott: Rach 3 kariyerimin dönüm noktası

Helfgott: Rach 3 kariyerimin dönüm noktası

Rachmaninoff 3’ü eksiksiz çalabilen dünyaca ünlü piyanist David Helfgott, 12 Eylül’de Aya İrini’de konser verecek. İstanbul'da vereceği konser öncesinde Radikal gazetesine röportaj (07.09.2009)veren Helfgott, konser biletlerinin tükenmesinden dolayı çok mutlu olduğunu söylüyor.

Sıradışı bir piyanistin mücadele, başarı ve çileyle dolu, sonunda da esas kadının gelişiyle mutluluğa eren yaşam hikayesini anlatan ‘Shine’ filmini seyredenlerin büyük bir kısmı şu sıralar heyecanlı bir bekleyiş içinde. Hikayeye konu hayatın sahibi, dünyaca ünlü piyanist David Helfgott’un 12 Eylül’de Aya İrini’de vereceği konserin biletleri çoktan tükendi, sürpriz düzenlenen ikinci konser ise 14 Eylül’e tarihlenmiş durumda. Helfgott’u bu kadar arzulanır yapan şeyin öncelikle filmin büyük başarısı ve Geoffrey Rush’ın muhteşem oyunculuğu olduğunu kabul etmek gerekiyor. Bu, aynı zamanda uluslararası eleştirmenlerin de genel görüşü. Helfgott’u böylesi çekici kılan diğer unsur ise, ileri derece şizofreni hastalığı ve aile travmalarıyla giriştiği mücadelelere rağmen piyanistlikte mertebe sahibi olması. Görülen o ki bu durum, seyircide karşı konulmaz bir duygusal bağ yaratıyor. Pekala, Helfgott’un sanatında sergilediği beceri, onu istenilir kılanlar çizgisinin neresinde duruyor?

Basın bültenlerinde ve konser duyurularında yer alan ifade onun “Dünyanın en zor piyano konçertolarından Rachmaninoff 3’ü eksiksiz çalabilen 4-5 piyanistten biri” olduğunu anlatıyor. Bu sözler, Türkçe’ye orijinal basın bültenlerinden aktarılmış. Kafamı karıştıran bu oldukça iddialı ifadenin doğruluğunu sorgulamak için Andante dergisi köşe yazarlarından dostum Alexandra Ivanoff’u arıyorum. Klasik müzik çevrelerinde anıldığı namıyla ‘Rach 3’ün yalnızca standart seviyenin en zoru olduğunu, çok daha zor eserler bulunduğunu anlatıyor. Kaygımı doğrulayan bu sözler üzerine röportajı birlikte yapmayı teklif ediyorum. Dünyada bu eseri çalabilecek sadece 4-5 kişin bulunmasının imkânsız olduğunu anlatıyor ilk buluşmamızda. Ertesi gün aldığım bir mail ise Amerika’dan ünlü bir piyanistin (David Glover) imzasını taşıyordu. ‘Rach 3’ü kaydeden en az 80 piyanist ismi sayılabileceğini anlatıyor mektubunda. Daha karmaşık bir eseri ise geçenlerde bizzat seslendirdiğini de ekliyor. Helfgott’un yetenek anlamındaki büyük başarısının, kendi limitleri dahilinde olduğu gerçeğini yineliyor Ivanoff...

Anlıyorum ki; yaşamının kontrolünü, hayal gücünün ikilemleriyle paylaşmak zorunda kalan bir piyanist, uzun zorluklar sonucu ün ve şöhreti yakalayınca kendisini bu kez gerçek hayat ikilemlerinin ortasında buluyor. Verdiği mücadeleden çok, kurgulu ve yer yer saptırılan- hikayesi bahşediyor ona ününü. Konserlerinde piyanosuna hakimiyetinden ziyade, ona dokunuşu topluyor alkışları. Beynini ikiye ayıran enstrümanıyla ilişkisi, hakkında yazılan makalelere göre kusursuz bir seviyeye asla yaklaşmıyor ancak her konserin onun sıra dışı yaşamının, mücadelelerinin ve gizemli tutkusunun izlerini taşıdığını hissediyoruz...

İlk konserin biletleri hemen tükendi, ardına ikincisi eklendi. Dünyanın bu tarafından böyle bir ilgi bekliyor muydunuz?İlk konserin gördüğü ilgiden ve ikincisinin düzenleniyor olmasından çok mutluyum. Böylesine spontane bir tepki beklemiyordum.

Tchaikovsky, Beethoven ve Mozart gibi hayat hikâyesi dramatik anlamda sizinkiyle benzeşenler yerine Romantikleri çalmak, acı ve sıkıntı yerine melankoli ve coşkuyu seçmek anlamına mı geliyor?Evet , bunu çok iyi ifade ettiniz, aynen böyle hissediyorum.

Belli dozda acı ve sıkıntının sanatı motive edebildiğini biliyoruz. Aynı deneyimi siz de yaşadınız mı?Zihnimdeki zorlukların müziğime büyük bir anlayış derinliği sağladığına ve hayatıma şimdiki coşkuyu kattığına eminim.

İlk konserinizin tarihi, Türkiye’de sivil toplumun çöküntüye uğradığı askeri darbenin yıldönümüyle aynı. Bir hümanist olarak, bu durum nasıl çaldığınızı etkiler mi?İnsanların, diğerlerine karşı insanlık dışı davranması ve sebep oldukları sefalet berbat bir şey. Bu nedenle müziğimle dinleyicilere olabildiğince güzellik ve coşku yaymaya çalışacağım...

‘Rach 3’ her basın bülteninizde önemle vurgulanıyor. Sanatınızda eriştiğiniz en yüksek başarı mıdır?Evet kesinlikle. Rach 3’ün bazı performansları hala müzik kariyerimin dönüm noktaları arasında yer alıyor. Bana büyük bir doygunluk hissi yaşattılar.

Kız kardeşinizin(Margaret Helfgott) yazdığı kitapla ilgili yorumlardan öğrendiğimiz kadarıyla ‘Shine’ filminin tamamı gerçeği yansıtmıyormuş. Hangi bölümlerdi bunlar?Anlatmayı denemek için bile çok fazla hata var. Ancak 1975’ten beri Margaret’le çok az zaman geçirdik ve hayatıma yakın bir iç görüsü olduğunu söyleyemem. Babamla ikimizin de farklı deneyimleri oldu, kendi görüşü olabilir ancak benimkini sorgulamaya hakkı yok.

Sıra dışı hayat hikâyenizin en ‘parlayan’ şeyi neydi?Karım; Gillian. Hayatıma ışık veriyor ve 26 Ağustos’ta 25. evlilik yıldönümümüzü kutladık.

Sıkıntılı günler geride kaldıktan sonra kariyerinizin bu noktasında yüzleştiğiniz ikilemler var mı? Nasıl tanıtıldığınız veya sanatsal yönlerde...Hayatımda tanıtımıma katkıda bulunan herkesten çok memnunum. Bana yakın arkadaş ve destek oldular. Sanatsal yönlerde her zaman özgürdüm ve bunun için şükran duyuyorum. Konserlerinize gelenlerin çoğu filmin hayranları, belki kimileri hiç klasik konserine gitmemiş dinleyiciler... İnsanların klasik müziğe gelmesine yardımcı olabilmem sanırım harika, kimilerinden klasiklerle tanışmanın hayatlarını değiştiren bir deneyim olduğunu anlatan mektuplar alıyorum. Bu da beni çok mutlu ediyor.

Peki onların olmadığı salt klasik müzik dinleyicilerine çalıyor olsaydınız performansınızın tonu değişir miydi?Yok, kesinlikle hayır . Bilgisine bağlı olmadan herkesle müziğimi paylaşmayı seviyorum. Müzik engel tanımaz.

Bir kadın dinleyiciniz, “...sadece bir piyano konseri değil, sıra dışı bir insanın yaşamına temas etme deneyimiydi” diye anlatıyor, ünlü eleştirmen Dennis Dutton ise ‘Prozac almış Beethoven’ olarak nitelendiriyor performansınızı... Olumsuz eleştirilerden etkileniyor musunuz? Bir de kadın hayranlarınız daha fazla galiba?Böyle yorumlardan etkilenmeyecek kadar fazla mücadele yaşadım hayatımda. Kadınların konserlerime erkeklerden ve çocuklardan daha çok geldiğini söyleyemem. Bu turnede çok fazla genç insan görüyoruz, çok seviniyoruz. İnsanların kalbini bana açması çok güzel. Bu arada Dutton, o yorumu 12 yıl önce yapmıştı.

Türk piyanistlerden tanıdığınız var mı? İdil Biret, Fazıl Say, Pekinel kardeşleri dinlediniz mi?Evet hepsini tanıyorum ve dinledim. Fazıl Say’ın harika bir Liszt B Minör çaldığını düşünüyorum.

Burada birkaç gün geçireceksiniz, planlarınız neler?Tabii ki biz de camileri, tarihi binaları ve Boğaz’ı dolaşacağız. Gillian çarşılara gitmek istiyor. Evde pek çok Türk halımız var ve fazlasını da arıyor olacağız.

Konser programında neler var?David Helfgott’un 12 ve 14 Eylül’de Aya İrini’de vereceği iki konserden ilkinin biletleri tükendi bile. Sanatçı Rachmaninoff’un ünlü 3’üncü konçertosunu orkestra eşliğinde çalındığı için İstanbul programına almamış. Piyanist, minör akışlı hüzünlü tonların yanı sıra tanıdık ve coşkulu melodilerin yer aldığı bir dinleti hazırlamış İstanbullu müzik meraklıları için. Konser programında Rachmaninoff’un Prelüdleri, Chopin’in Ballade ve Waltz’ları, Mendelssohn’dan Rondo Capriccioso ve Liszt’in ünlü B Minör Sonatı’ı yer alıyor.