Kanal D’de Beyazıt Öztürk’ün sunduğu Beyaz Show’a 8 Ocak Cuma akşamı telefonla bağlanarak “Çocuklar ölüyor, sessiz kalmayın” diyen öğretmen Ayşe Çelik hakkında soruşturma başlatılmasının ardından İstanbul Bakırköy Adliyesi’ne gidip “Hepimiz Ayşe öğretmeniz” diyerek kendini ihbar eden 30 kişi hakkında ‘terör örgütü propagandası’ yaptığı gerekçesiyle dava açıldı. Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulan davanın iddianamesinde, T24 yazarı Oya Baydar, eski CHP Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Gülseren Onanç, Prof. Gençay Gürsoy, sanatçı Ferhat Tunç, avukatlar Bahri Belen, Ergin Cinmen ve insan hakları savunucusu Şanar Yurdatapan gibi isimler suçlanıyor. Davanın ilk duruşması 23 Eylül'de görülecek.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcı Vekili İdris Kurt tarafından hazırlanan iddianamede, “Ülkemizi tehdit eden global düzeydeki tehdidin bir ayağının, psikolojik destek ve motivasyon olduğu artık açık olarak bilinen bir gerçektir” ifadeleri kullanıldı. İddianamede, “Ayşe Çelik’in terör örgütünün masum bir yapı olduğu şeklinde algı oluşturmaya yönelik beyanlarına, kendilerinin de katıldıkları yönündeki beyanlarının de tartışmayı amaçlayan acılardan bahsetmenin açıkça terör örgütü propagandası suçunu oluşturduğu anlaşıldığından eylemlerine uyan yukarıdaki sevk maddeleri uyarınca cezalandırılmalarına karar verilmesi kamu adına talep olunur” denildi.
“Ülkenin doğusunda yaşananların farkında mısınız?” sorusuyla konuşmasına başlayan öğretmen Çelik, medyanın tutumuna işaret ederek, “Burada yaşananlar ekranlarda çok farklı aktarılıyor. Sessiz kalmayın. İnsan olarak biraz daha hassasiyetle yaklaşın. Görün, duyun ve artık bize el verin. Yazık; insanlar ölmesin, çocuklar ölmesin, anneler ağlamasın” demişti.
Ayşe Çelik’in sözlerinin ardından RTÜK Kanal D’ye 900 bin lira para cezası kesmiş, Çelik, Beyazıt Öztürk ve programın sorumlusuna terör soruşturması başlatılmıştı.
14 Ocak’ta ifadeye çağrılan öğretmen Ayşe Çelik, savcılıkta şunları söylemişti:
“Terör örgütünün faaliyetlerini meşru göstermek gibi bir amacım yoktu. Terör propagandası yapma amacım da yoktu. Çalışıyor olmasam da mesleğim öğretmenlik. Konuşmalarım saptırıldığını ve örgüt propagangadası yapmışım gibi bir hava oluşturulduğunu düşünüyorum. Kendi istediğim ve irademle yaptığım bir konuşmaydı. PKK’nın yapmış olduğu hiçbir eylemi kesinlikle tasvip etmiyorum. Bunları televizyonda söyleyemedim. Söz konusu eylemler nedeniyle ben de mağdur oldum. Suçlamaları kesinlikle kabul etmiyorum.”
22 Ocak’ta ifade veren Beyazıt Öztürk ise kendini şöyle savunmuştu:
“Seyircinin de anlamayarak alkışlaması ve bağlanan kişinin de öğretmen olduğunu söylemesi üzerine doğal olarak devletin öğretmeninin kötü bir şey söylemeyeceği ön yargısıyla o anda aklımdan şehitler, yaralılar, öğretmenler, çocuklar gibi binbir türlü düşüncelerle kendi iç sesimi dinledim. Bağlanan kişinin söylediğini, tüm samimi kalbimle duymadığımı belirtirim. Ben de bir polis çocuğuyum ve polislerin, güvenlik güçlerinin ne şartlar altında görev yaptıklarını bilirim, bilerek yaşadım ve hayatımın her anında zaten hissettim. Dolayısıyla bir şehit haberi, anne haberi, bir çocuk haberi, bir öğretmen haberi duyduğumuzda ben de tüm insanımız gibi aynı duyguları ve acıyı paylaşırım.”
“Hepimiz Ayşe Öğretmeniz” diyerek kendini ihbar eden ve terör örgütü propagandasından suçlanan isimler şöyle:
İbrahim Akın, Mevlüt Ülgen, Oya Baydar, Ferhat Tunç, Halim Bulutoğlu, Murat Çelikkan, Gürkan Develi, Kemal Özgül, Şanar Yurdatapan, Gençay Gürsoy, Ayşenur İyidoğan, Gülseren Onanç, Dilek Gökçin Coşkun, Nergiz Ovacık, Pınar Önen, Orhan Silier, Osman Gürhan Ertür, Orhan Alkaya, Halil Vecdi Sayar, Ayşe Gül Akış, Türkcan Baykal, Ayşe Erzan Silier, Neşe Yaşın, Vedi Üner Eyüboğlu, İbrahim Sinemillioğlu, Bahri Belen, Ergin Cinmen, Nil Özsoy Dindar, Ahmet Dindar, Gülşen Denizhan