Şimdiye kadar 44 vatandaşın hayatını kaybettiği İzmir depremi, 2002 yılından beri toplanan ve miktarı 70 milyar 895 milyon 689 bin TL’ye varan deprem vergilerini yeniden gündeme getirdi.
Deprem vergileri 21 yıldır, cep telefonu, internet, bankacılık işlemleri, Spor Toto, Milli Piyango, uçak biletleri, gümrük ve pasaport işlemleri gibi birçok ödemede vatandaşlardan alınıyor. İlk başta vergi gelirlerinin binaların güçlendirilmesi ve deprem güvenliği için kullanılması planlanıyordu.
Ancak, eski Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Meclis’te yaptığı açıklamada deprem vergilerinin sağlık, eğitim, duble yollar için harcandığını açıklamıştı. Bir önceki Maliye Bakanı Kemal Unakıtan da “Bu vergiler deprem için getirilmiş olsa, alınır biterdi. Bütçenin ihtiyacı olduğu için toplandı, milleti aldatmanın alemi yok” demişti.
Sözcü’den Başak Kaya’nın haberine göre, İzmir'de incelemelerde bulunan CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, deprem sonrasında ardı ardına açıklama yapan bakanları eleştirdi ve şunları söyledi: “Her büyük acı gibi düştüğü anda herkesin aklını başına getiriyor ama sonra unutuluyor. İktidar bir acı yaşandıktan sonra bölgede sürekli açıklamalar yaparak, fotoğraf çektirip, canlı yayın kovalıyor. Tek yaptıkları gömlek değiştirmek. Enkazın üstünde telefonla şov yapan bakanlara ihtiyaç yok. Türkiye'nin yapı stokunu düzeltecek, deprem risk analizini ortaya koyacak, başka acılar yaşanmasın diye strateji koyacak çalışmalara ihtiyacımız var.”
Bölgede bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç ise “Deprem değil bina öldürüyor. İzmir'de yüz binlerce kişi imar barışından faydalanarak ruhsat almış. Deprem riskinin olduğu illerde tüm yapılar elden geçirilmeli. Kanal İstanbul gibi hayalperest projeler peşinde koşulacağına deprem gerçeği üzerine çalışılmalı. Bakanlar da şov yapmasın. Deprem enkazı şov yeri değildir” dedi.
Ekonomist Özcan Kadıoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, 1999 depreminden sonra kalıcı hale getirilen Özel İletişim Vergisi'nden bugüne kadar toplanan paranın 36.9 milyar doları bulduğuna dikkat çekerek, “Bu para ile her biri 100 metrekarelik 1 milyon 850 bin adet daire yapılabilirdi” dedi.
Kadıoğlu, bunun 7.7 milyon nüfuslu bir şehrin veya İstanbul'un yarısının yeniden yapılması anlamına geldiğine dikkat çekti. Her imar affında bütçeye gelir sağlanıp o günün kurtarıldığına da dikkat çeken Kadıoğlu, “Ama bu yanlışla deprem veya doğal afet esnasında canların yok olmasına sebep olunuyor” ifadelerini kullandı.