Türkiye'de yaklaşık 7 milyon kişi diyabet hastası. Bu kişilerin 5'te birinde ise diyabetik ayak yarası gelişiyor, bunların da yarıdan fazlasının infeksiyonu bulunuyor. Tüm dünyada her yıl 1 milyon kişi diyabetin komplikasyonları nedeni ile ayağını kaybettiği ortaya çıktı.
Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği'nce ( KLİMİK),İstanbul'da 8-10 Mayıs tarihleri arasında bu yıl üçüncüsü yapılacak olan ''Ulusal Diyabetik Ayak İnfeksiyonları Sempozyumu' düzenliyor.
Diyabetik Ayak Çalışma Grubu Başkanı Prof.Dr. Neşe Saltoğlu'nun açıklamalarından satırbaşları şöyle:
- Bu rehberler hekimlere uygun yaklaşım konusunda yol göstermektedir. Bununla birlikte ülkelerin özellikleri ve ihtiyaçlarına yönelik rehber hazırlanması önemlidir. Ülkemizde diyabetli hasta sayısı giderek artmaktadır. Diyabetin gençlerde de görülen bir hastalık olması ileride ortaya çıkabilecek komplikasyonların oranının azaltılmasının önemini ortaya koymaktadır. Bu öncelikle ayak bakımı sağlanması ile korunmayı, ayakta yara varsa erken tanı ve uygun tedaviyi gerektirir. Ancak bununla ilgili şimdiye kadar ülkemizde yayınlanmış bir rehber yoktur. Bu rehber yayınlandığında hekimlere yönelik olarak diyabetik ayak yara ve infeksiyonlarına yaklaşım, tanı, tedavi, ve ayak yaralarından korunmayı içeren bir kılavuz olacak, standart bir yaklaşım sağlayabilecektir.
Prof.Dr. Saltoğlu, diyabetik ayak ülserlerinin hem hasta hem de sağlık bakım sistemleri için ciddi sonuçlara yol açan önemli bir sorun olduğunu vurguladı.
''Tüm dünyada her yıl 1 milyon kişi diyabetin komplikasyonları nedeni ile ayağını kaybetmektedir. Ayak lezyonlarının görülmesi bölgeden bölgeye, sosyo -ekonomik farklılıklara, ayak bakımı standartları, kaliteli ayakkabı giyme gibi faktörlere bağlı olarak değişebilir. Gelişmiş ülkelerde diyabeti olan her 6 hastadan birinde yaşam süresinde ülser gelişebilecektir. Gelişmekte olan ülkelerde ayak sorunları bundan çok daha fazladır. Ayak yarası gelişen hastaların yarısında ayak infeksiyonu ortaya çıkabilmektedir. ''
Prof.Dr. Neşe Saltoğlu diyabetik ayağa pek çok faktörün zemin hazırladığını ifade etti.
Diyabetli hastalarda yıllar içerisinde ortaya çıkan ayak yapısında bozulmalar, ayakta duyu bozuklukları ve işlev bozuklukları, ciltte kuruluklar, ayak parmaklarında ve tırnaklarda mantar enfeksiyonları, uygun ayak bakımının yapılmaması, uygun olmayan ayakkabı giyilmesi, travmalar (çarpma ya da yanıklar, ayakkabının vurması, ayağı çarpmalar), kontrolsüz diyabet, damar tıkanıklıkları, ayakta yaraların açılmasına neden olmaktadır. Ayakta yaralanmalar, kronik ülserler, derinin bütünlüğünün bozulması mikropların yerleşmesi için bir giriş kapısı oluşturur.
İlk yaklaşım aile hekimleri tarafından yapılmalı, ayak bakımı konusunda hastalar bilgilendirilmelidir. Ayakta yara açılır açılmaz hasta aile hekimine başvurmalıdır. Yaranın iyileşmediği, enfeksiyonun geliştiği durumlarda akut ya da süreğen yaralarda enfeksiyonun hızlı tedavisi gerekmektedir. Enfeksiyon hastalıkları bu nedenlerle hastanın tedavisine katılmaktadır. Özellikle kronik, şiddetli deri ve yumuşak doku infeksiyonlu hastada çok disiplinle ortak çalışmanın hastanın yararına olduğu bilinmekte, ayaklar bu sayede amputasyondan korunabilmektedir. Enfeksiyon hastalıkları bu nedenlerle diyabet bilim dalı, plastik cerrahi, ortopedi, damar cerrahi, genel cerrahi gibi bilim dalları ile birlikte çalışmaktadır. Ayrıca radyoloji, hiperbarik tıp, nükleer tıp, dermatoloji, nöroloji bilim dalları ile de hasta ile ilgili konsültasyonlar yapılmaktadır. Diyabetik ayak bakım hemşiresi de bu ekibin önemli üyesidir.
Prof.Dr. Neşe Saltoğlu, uzun yıllardır diyabeti olanlar, diyabeti kontrol altında olmayanlar, ayak deformitesi olanlar, kilosu fazla olanların diyabetik ayak yarası açısından risk altında olduğunu vurguladı. ''Sık ayak ülseri olanlar, ayak ülseri 30 günden fazladır iyileşmeyenler, travma sonucu ayakta yara açılanlar, ayakta periferik damar hastalığı olanlar, ayakta duyu kaybı olanlar, böbrek yetmezliği olanlar ayak infeksiyonu gelişmesi açısından ayrıca riske sahiptir. Ayak yaraları erkek hastalarda kadınlardan fazla görülmektedir. ''
Prof.Dr. Saltoğlu, diyabet hastalarının her gün düzenli olarak ayaklarını kontrol etmeleri gerektiğini ifade etti. Ayak yaralarının önlenmesi için ayak temizliği günlük yapılmalı, ayak temiz tutulmalı,(yıkanmalı, kurulanmalı,) ciltte kuruluk önlenmeli, ayak tırnakları düz kesilmeli, parmak araları ıslak kalmamalıdır. Tırnak ve ayak parmaklarında mantar enfeksiyonları hemen tedavi edilmelidir. Oluşan bir yaraya erken müdahale edilmelidir. Uygun ayakkabı giyilmeli, ayağı tahriş etmeyen, vurmayan, ayak yapısını bozmayan, kişinin ayağına özel yapılmış deri ayakkabı tercih edilmelidir. Duyu kusuru olan bu hastalar yanıklardan (sıcak su torbası, ısıtıcılara direkt temastan v.b) ve travmalardan korunmalıdır.
Prof.Dr. Saltoğlu, Türkiye'de ayak yarası olan hastaların hekime geç başvurduğunu belirtti. "Ülkemizde diyabetli hastalarda uygun ayak bakımının yapılmaması, yaraların zamanında tedavi edilmemesi, hastalığın ilerlemiş dönemlerinde hekime başvurmasına neden olmaktadır. Maalesef bu dönemde tedavi başarısı daha düşük olmakta, hastalarda amputasyon oranları yüksek olmaktadır. Ayak yaralarını önlemek için koruyucu önlemlerin alınması örneğin uygun ve düzenli ayak kontolü, bakımı ve uygun ayakkabı giyilmesine çoğu diyabetik hastada dikkat edilmemektedir. Ayakta duyu kaybı ve gelişen şekil bozuklukları gibi çeşitli nedenlerle çarpma, ayakkabının vurması gibi travmaya maruz kalınmakta, hastalar açılan ayak yaralarının geç farkına varmakta bu nedenle komplikasyonlar gelişmektedir. Tedavinin önemli bir nokta bu hastalarda diyabetinin kontrol altına alınmasıdır. Diyabet kontrolü için uygun ilaç kullanım, ya da uygun dozda antidiyabetik kullanımına hasta tarafından dikkat edilmelidir."