Her yıl 20 milyon hektar çöl oluyor

İstanbul- Birleşmiş Milletler (BM) Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi (UNCCD) Genel Sekreteri Luc Gnacadja, BM Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi 7. Gözden Geçirme (CRIC 7) ve Bilim Teknoloji Komiteleri'nin toplantıları kapsamında düzenlenen basın toplantısında, üye ülkelerin geçen yıl Madrid'de üzerinde anlaşmaya varılmış stratejiyi nasıl uygulayacaklarını tartışacaklarını belirtti. Çölleşmenin, kurak alanlarda meydana gelen arazi kaybı anlamına geldiğini, kurak alanların dünyadaki karasal alanların yüzde 41'ini kapsadığını ve dünyanın üçte birinin halihazırda bu kurak alanlarda yaşamakta olduğunu anlatan Gnacadja, Türkiye'nin de kısmen bu kurak alanlarda bulunduğuna işaret etti. Gnacadja, bu yıl ikinci global arazi kaybı değerlendirmesinin yayımlandığını belirterek, bu çalışmada, ekvator seviyesinde bulunan nemli bölgelerde aktif bir arazi kaybı yaşandığının ortaya konulduğunu kaydetti. Genel Sekreter Gnacadja, sözlerine şöyle devam etti: ''Bu çalışmaya göre, 33 yılda, dünyada yüzde 34 ek arazi kaybı meydana gelmiş ama iyi haberler de var. Aynı zamanda arazi iyileştirmeleri de oldu. Bu da, aynı dönem içerisinde dünyanın toplam karasal bölgesinin yüzde 16'sında gerçekleşti. Bunlar da asıl olarak kurak alanlardı. Yani kurak alanların üzerinde çok dikkatli bir şekilde duruyoruz ve başarılı sonuçlar da elde ediyoruz ama aynı zamanda ağaçlık, verimli alanlarda çölleşme yaşanıyor. Her yıl 20 milyon hektar tarıma uygun toprağı, sürdürülemez toprak yönetimi nedeniyle kaybediyoruz.''Çölleşmeyle mücadelede teknik ve insan kaynakları anlamında sıkıntılar yaşandığını belirten Gnacadja, bu konuya ayrılmış finansman kaynaklarının da son derece yetersiz olduğunu dile getirdi. Gnacadja, ''Çölleşmeyle mücadele konusunda küresel düzeyde yeterli kaynağın erişilebilir olmasını sağlamak istiyoruz. Bu çerçevede atmosfere verilen dikkatin toprağa ve arazilere de verilmesini sağlamak için çabalıyoruz'' diye konuştu. "Üzerinde mutabık kalınmış ölçümler olmalı" Çölleşmeyle mücadele konusunda Kyoto benzeri, bağlayıcı bir anlaşmanın planlanıp planlanmadığına ilişkin bir soru üzerine Gnacadja, UNCCD'nin, uluslararası anlamda çevre konusunda yapılmış, toprak ve araziyle ilgili bağlayıcı olan tek anlaşma olduğunu kaydetti. Çölleşme konusundaki çalışmalarda, arazi kaybının yerel bir sorun olduğu şeklinde bir izlenim oluştuğu için sıkıntı yaşandığını ifade eden Gnacadja, şunları söyledi: ''Bugün bilim de bize gösteriyor ki, dünyanın herhangi bir yerinde arazi kaybolduğunda bu durum herkesi etkilemektedir. Bu konuda ortak olarak üzerinde mutabık kalınmış ölçümler olması gerekiyor. Her ülkede göstergeler var, ama ülkeden ülkeye değişebiliyor. Kyoto'da herkes neyi ölçeceği konusunda hemfikir. Bizim de durumu karmaşıklaştırmadan, daha basitleştirerek gündeme getirmemiz gerekiyor. UNCCD'nin arazi ve toprakla ilgili konularda bağlayıcılığı vardır. Birçok ülkenin taahhütlerini yerine getirmediği doğru olsa da, göstergeler belirlendikten sonra, kimin ne yaptığını ölçmeye başlayabileceğiz.''