Hürriyet gazetesi yazarı Kanat Atkaya, cinsel istismar yargılamalarında ‘iyi hâl’ indirimi uygulanan iki davanın hikâyesini anlattı.
Atkaya'nın bugünkü (17 Temmuz 2018) Hürriyet gazetesinde yayınlanan yazısında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın “İyi hal indirimi kaldırılıyor” şeklinde birçok kez demeç verdiğinin, ancak görev süresi dolan eski bakanın bu hususta hiçbir adım atmadığının altı çizildi.
Sistemin “tacizciniz pisliğin tekidir ama tanısanız seversiniz” diyerek istismar suçlularını bir nevi ‘temize çıkardığını’ söyleyen Atkaya devam etti: “Biz de seyrediyoruz, seyrediyoruz...”
Kanat Atkaya’nın “Tacizci pisliğin teki ama tanısan iyidir ya!” başlıklı yazısı şöyle:
“ÖZ kızlarına, evlatlarına cinsel istismarda bulunan herifin cezasına ‘duruşmalardaki tutum ve davranışları’ dikkate alınarak indirim uygulanmış.
Herif biri 9, diğeri 11 yaşındaki iki çocuğunu yıllarca istismar etmiş...
‘Söylerseniz annenizi öldürürüm’ diye tehdit savurmuş, göz korkutmuş, sindirmiş...
Kızlardan birinin pijamasında ‘babasına’ ait ‘meni lekesi’ tespit edilmiş... Buna rağmen indirim gelmiş cezasına, bravo vallahi!
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya ‘İyi hal indirimi kaldırılıyor’ diye demeç vere vere görev süresini tamamladı, tık yok desek yeridir bu hususta...
Kamuoyu her iyi hal indiriminde homurdanıyor kimsenin umurunda olmuyor...
İki kızını istismar eden bu alçağın tek örnek olmadığını hepimiz biliyoruz...
Diyarbakır’da imam hatip lisesinde bir öğretmen, öğrencisi kızı taciz etti, kızın babası olayı mahkemeye taşıdı.
Tacizci öğretmen suçu kabul etti, mahkemeyi beğenmedi “Bir hata işledim. Bu suçun Allah’ın şeriatı doğrultusunda mahkeme edilmesi gerekir. Davayı şeriata taşımak yerine, Allah’ın yasakladığı tağut ve hükmüne havale ettin. Şeriata gidelim, cezam ölüm de olsa razıyım” haberi yolladı.
Beğenmediği mahkeme ‘Sapık ama tanısanız iyi çocuktur!’ diyerek istenen 12 yıl cezayı 4 yıl 8 ay olarak kesti.
Özel bir okulda öğretmenlik yapan bir herif 14 yaşındaki öğrencisine müstehcen fotoğraflar ve ‘Seni s... istiyorum küçük o...’ gibi mesajlar yolluyordu.
‘Şikâyet edildi ve mahkeme karşısına çıktı...’ demek isterdim ama beyefendi mahkemeye bile çıkmadı.
İfadesi talimatla alındı beyzadenin. Bir kez olsun duruşmaya katılmadı ama ‘iyi hal indirimi’ almayı başardı.
Hiç mahkeme görmemişken ‘Sanığın sabıkasız oluşu, geçmiş hali, dosya kapsamına yansıyan kişiliği ve suç işleme konusundaki eğilimi dikkate alındığında ileride bir daha suç işlemekten çekineceği...’ notuyla birlikte hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildi...
Cami avlusunda taciz edenin bile iyi hal kulpu bulduğu, bulabildiği bir sistem...
Öz evladına, torununa, kendisine emanet edilen öğrencisine göz dikenlerin kötülüklerinin iyi hal sıvasıyla üstünün örtüldüğü, aklandığı bir sistem...
Bu tür suçlar hızla, dev bir hızla artarken, tacizci bulduğu cesaretle daha da sapıklaşırken bir sonraki hayret verici vakaya ‘Yok artık daha neler!’ diyecek kadar soluklanabiliyoruz işte.
Sistem ‘Tacizciniz pisliğin tekidir ama tanısanız seversiniz’ diyerek yıkayıp yağlayıp aramıza salıyor bu pislikleri.
Biz de seyrediyoruz, seyrediyoruz...”
Yazının Hürriyet gazetesindeki metnine buradan ulaşabilirsiniz.