Hiciv mi, hakaret mi?

Hiciv mi, hakaret mi?

"Öncelikle, Jan Böhmermann'ın ‘sövgü şiiri'nin (Schmähgedicht) içeriğini ben de nahoş buluyor, belaltı çizgisinde görüyorum. Burası kesin. Ama buna rağmen şiir çok açık bir şekilde hiciv. Başka ne olacak ki?

Bu şiir bir edebiyat dergisinde yayımlanmadı, bir hiciv programının parçasıydı. Dolayısıyla keskin ifadeler, abartı ve sınırların aşılması beklenebilir, hatta beklenmesi gerekir. Hiciv bir sanat dalıdır, alay, ironi ve abartıyla kişi ya da durumları eleştirmeyi, kutuplaştırmayı hedefler. Birilerinin gülümsemesi boğazında takılabilir. Ki, bu program beni gerçekten de gülümsetti. Daha önce de dediğim gibi ‘sövgü şiiri'nin kendisini nahoş buluyorum, ama skecin bütünü beni gülümsetti. Rafine bir şekilde düşünülmüş, orijinal bir şekilde hayata geçirilmiş, ama dahası, önemli bir toplumsal tartışma başlatmıştı.

“Şimdi diyeceklerim yasak“

Daha başlangıcından oldukça zekice tasarlanmıştı. Jan Böhmermann giriş bölümüne bir uyarıyla başladı: ‘Şimdi gelecek olan şeyi bu haliyle yapamazsınız‘ dedi. ‘Bu tür bir ‘sövgü şiiri‘ cezalandırılabilir ve içerik programdan çıkarılabilir‘ dedi. Öyle de oldu. Şiiri yayınlayan kamu yayıncılık kuruluşu ZDF, söz konusu bölümü arşivinden çıkardı. Bu planlanmış bir provokasyondu ve muhtemelen tam da bu kasıtla hazırlanmıştı. Medya hukuku alanında avukatlık yapan Markus Kompa'nın DW'ye verdiği mülakatta söylediği gibi; hesaplanmış bir hukuk ihlaliydi. Bana göre de dahice bir hiciv, bir medya darbesi oldu.

Bu şiir, başka bir kamu yayıncılık kuruluşu NDR'de yayınlanmış Extra3 programındaki hicve dayanıyordu aslında. Extra3'te yayınlanan videoda Türkiye'deki aşırı sansür ve insan haklarına yönelik baskı yergi konusuydu. Bu video Almanya'da tartışma götürmez bir şekilde meşru bir hiciv örneği olmasına rağmen Türkiye'deki Alman Büyükelçi Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı ve videonun internetten silinmesi istendi. Bir hafta kadar sonra da Alman hükümeti kamuoyu önünde konuyla ilgili değerlendirmede bulundu ve Almanya'daki düşünce özgürlüğünün arkasında durdu.

Almanya'da hicvin sınırı ne?

Böhmermann, Erdoğan'ın en ateşli muhaliflerinin bile itibar etmeyeceği absürt bir şekilde abartılmış bu ‘sövgü şiiri‘ ile konuyu rafine bir şekilde devam ettirdi. Ancak hakaret niteliği kuşku götürmeyen ifadelere rağmen şiir, yasanın suç olarak gördüğü iftira niyetli hakaret amacı gütmüyor. Bundan farklı olarak, Türkiye Cumhurbaşkanının basın ve düşünce özgürlüğüne karşı diktatörvari tutumunu ve Extra3 vakasında olduğu gibi bu özgürlükleri Almanya'da da baltalama girişimini hicivsel bir tarzda eleştiriyor.

Böhmermann'ın skecini gerçek bir hiciv yapan da işte bu. Bu sadece hicvin sınırları ile ilgili bir ders kitabı özelliği taşımıyor (ki, gazetecilik ve hukuk eğitiminde gerçekten de kullanılabilir), aynı zamanda hicvin toplumsal ve siyasi yaralara tuz basıldığında ne kadar güçlü olabileceğini de gösteriyor. Buna tahammül göstermek, demokratik toplumun gereğidir."